Salı, 24 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/26
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
“Sakın hainlerden taraf olma!” [Nisa-105]

بسم الله الرحمن الرحيم

وَلَا تَكُنْ لِلْخَٓائِن۪ينَ خَص۪يماًۙ

“Sakın hainlerden taraf olma!” [Nisa-105]

Hizb-ut Tahrir, seyir merhalelerinden ikinci merhalenin yükünü omuzlayarak planlar ortaya koydu ve maslahatlar benimsedi. Bu ise onun, devletler, varlıklar, partiler ve hatta bireyler ile çatışmasına ve Müslüman evlatlarından birçoğunun düşmanlığına neden oldu. Belki de bu, insanların kabul etmeye ve tartışmaya hazır olmadıkları şeyleri getirmesinden dolayıdır. Ancak birçoğunun batıla aşina olması ve bunu açıklayamaması; Hizbin insanları gençlerinden ve fikirlerinden uzaklaşmaya sevk edeceğini bilmesine rağmen kendi görüşünü yazmasını ve bakış açısını açıklamasını engelleyemedi.  

Ancak o, -ideolojik bir parti olmasından dolayı- cüzlerden herhangi bir cüzü bırakmayı reddetti. Zira Hizb, kamuoyunun kendisine karşı olacağından korktuğu için herhangi bir planı veya ajanı ifşa etme görüşünü bir kez dahi terk etmiş olsa, bunun herhangi bir ideolojik partinin karşılaştığı tehlikelerden biri olduğunun bilincindedir.

Belki de bunun en açık örneği Amerikan ajanı Cemal Abdünnasır’dır. Zira o ve devrimi, tamamen Amerikan ürününden başka bir şey değildir.  Nitekim Hizb, insanların düşünce ve duygularına dönük bu çatışmadan dolayı birçoğunun ona yöneleceğini bildiği için geçen asrın ellili yıllarının başından beri bunu açıklamıştır. Çünkü insanlar Abdünnasır’ı, yeryüzünü zulüm ve haksızlıkla doldurduğu gibi doğruluk ve adaletle de dolduracak muhlis biri olarak görmekteydiler.  Ancak Hizb, kendisini destekleyen veya muhalefet edenlere aldırış etmeden ve Abdünnasır’ın emperyalizme hakareti ve sömürgeciliğe laneti nedeniyle insanlarda hakim olan karmaşık duyguları hesaba katmadan onun hakikatini açıkladı ve tanıklık ettiği plan ve komplolarını ifşa etti.    

Sadece yıllar sonra özellikle Abdünnasır’ın toprakları Yahudilere teslim etme komplolarını tamamladığı, dahası Mısır ordusunun havaalanlarını vuran Yahudilere karşılık vermesini engellediği fabrikasyon 1967 savaşlarının ardından insanlar Abdünnasır’ın hakikatini anlamaya başladılar. Sonra bunun ardından kitap ve yayınlarda birbiri ardına onun ajan olduğuna dair skandal haberler ortaya çıktı ve belgeler sızdırıldı. Nitekim Amerikan istihbaratının bir adamı olan Miles Copeland, “Milletler Oyunu” adlı kitabında başta Abdünnasır olmak üzere Amerika’nın özgür subaylardan oluşan ajanlarıyla bağlantısından bahsetti.  Aynı şekilde bunu Sedat, “Bu Senin Amcan” adlı kitabından yazdığı gibi bunun ardından Celal El-Âlem de adamın ajan olduğunu kanıtlayan makaleler yazdı…  

Önemli olan ideolojik bir Hizbin çalışmasının bu şekilde olmasıdır. İdeoloji ve akide taşıyan bir kişinin de herhangi bir cüzü terk etmesi caiz ve doğru olmadığı gibi bunu gizlemesi de zararlı olup aksine bunu açıklaması gerekir. Nitekim Allah'ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem, oturduktan sonra İsra ve Mirac olayında olanları anlatıyordu. Ummü Hâni  Radıyallahu Anha ise O’nun konuşmasını işitince kendisini yalanlarlar diye anlatmaması için ridasından tuttu. Bunun üzerine Aleyhissaletu ve’s Selam, onun lisanı hali ve konuşması Rasule ve davetine olan hırsından olmasına rağmen ona şöyle cevap verdi: وَاَللَّهِ لِأُحَدِّثَنَّهُمُوهُ “Vallahi bunu onlara anlatacağım.” Zira Ümmü Hâni, insanların akıllarının almayacağı ve bahsettikleri ve anlattıklarına muhalefet edecekleri düşüncesiyle gizlemenin daha iyi olacağını zannediyordu. Bununla birlikte Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, mescide oturmuş cehaletin başı Ebu Cehil’e bahsediyordu. Bunun üzerine Ebu Cehil O’na şöyle dedi: “Bana baksana. İnsanları getirsem bana anlattıklarını onlara da anlatabilir misin?” Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Rabbinden ve taşıdığı şeyden emin bir şekilde ona şöyle cevap verdi: نَعَمْ أُحَدِّثُهُمْ “Evet, onlara da anlatırım.” İşte bu şekilde ideolojik bir Hizb ve davet taşıyıcısı, insanlardan ve kendisini değiştirmelerinden korktuğu için kendisinde olan bir şeyi açıklamayı terk edemez.   

Bu makaleyi ve onu yazmayı gerektiren nedenlerden biri de, -insanların Hizbe, fikrine ve gençlerine olan saygısını kaybetmemesine dikkat edilmesi gerekçesiyle- Türkiye ve benzeri yerlerdeki yalancıları terk etmesidir. Bu (nasihat) sadece sıradan insanlardan gelmiyor. Bazen de davete mensup olan ve onun fikrini taşıyan kimselerden geliyor. Bazıları da bu hizbin davetine güzel bir kılıf buluyor ve insanların fikirlerine göre konuşuyor.

Bu yüzden bu ve benzerlerine karşı tutumumuzu ilan ediyoruz: Hizb-ut Tahrir, korkarak ve açgözlülük yaparak otoriteyi elinde bulunduranlara iltifat etmez ve yalakalık yapmaz. Zira Hizb, ümmetin tamamı kendisine ve ortaya koyduklarına karşı olsa bile kendisini tüm hain ajanları ifşa etmeye adamıştır. Bizim onlarla -yani ajan yöneticilerle olan- lisanı halimiz, bizler kırılmadık hiçbir put, taş ve idol bırakmayacağımız gibi sahip olduğumuz hiçbir şeyde İslam’a aykırı bir düşünce yoktur. Bizim amelimiz ve halimiz işte budur. وَاَللَّهِ لِأُحَدِّثَنَّهُمُوهُ “Vallahi bunu onlara da anlatacağım.”

Hizb bir lider olup onun, liderliğini kaybetmemesi ve insanların duygularını ve dile getirdiklerini dikkate alma gerekçesiyle gördüğü hakkı terk etmemesi gerekir. Nitekim bugün yöneticilerin tamamı, planlarının uygulanmasına ve hırslarının gerçekleşmesine vekâlet etmeleri için kafir Batı’nın görevlendirdiği ajanlardır. Ajanlık hizmetleri sona erdiğinde de onlara bir tekme vurmaktadırlar. Nitekim Mübarek, Kaddafi, Beşir ve Ali Salih bize uzak değillerdir. Dolayısıyla onlarla Erdoğan ve Abdünnasır arasında hiçbir fark yoktur. Dolayısıyla da Erdoğan, sergilediği çocuksu hareketlerle sadece basit insanları aldatabilir. Yoksa Hizb-ut Tahrir gibi ideolojik partiye hiçbir tesiri olmaz.  

Müslümanların aldatılan evlatlarına diyoruz ki: Adama Allah’ın Kitabı’nı ve Rasulü’nün sünnetini teklif edebilir misiniz? Yoksa siz bunu istemiyor musunuz? Şayet onu seviyorsanız, neden ona şunu sormuyorsunuz: Dünyanın beşinci en güçlü ordusuna sahip olduğu halde onu İslam’ı tatbik etmekten alıkoyan nedir acaba?! İçerdeki (düşmanlarına) baskı yapmak istediğinde hiç kimse onu engelleyemiyor. Zira on binlerce kişiyi tutuklayabiliyor. Hatta Ayasofya’yı camiye dönüştürdüğünde bunun iç işleriyle ilgili olduğunu ve hiç kimsenin müdahale etme hakkının olmadığını söyledi ve Osmanlı Devleti’nin beş yüzyıllık mirasından bahsetti. Eğer onu seviyorsanız neden ona şunu sormuyorsunuz: Dünyanın birinci devleti olmasının yanı sıra mirası da içeride İslam’ı tatbik etmek ve onu dışarıdaki insanlara cihat yoluyla taşımak olan Osmanlı Devleti’nin tüm mirasını geri iade edebilir misin?! Eğer onu seviyorsanız neden ona şunu sormuyorsunuz: Afganistan’dan Suriye’ye şimdi de Libya’da, sadece Müslümanları öldürmek için kullanılan ve Müslümanların elleriyle ölen bu ordu hangi ordudur? Ordu içerisindeki Müslüman evlatlarının görevi birbirini mi öldürmektir?!  

Eğer onu seviyorsanız, ona nasihat edin. Bu onun sizin üzerinizdeki hakkıdır. Bize gelince; Biz ne Erdoğan’a ne de bir başkasına asla aldanmayacağız. Zira bizim ayrılığımız açıktır ve onda ne bir eğrilik ne de bir yokuş vardır. يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِن تَتَّقُوا اللَّهَ يَجْعَل لَّكُمْ فُرْقَاناً“Ey iman edenler! Eğer Allah'tan korkarsanız O, size iyi ile kötüyü ayırdedecek bir anlayış verir.” [Enfal-29] Dolayısıyla bizim ölçümüz budur ve bu ölçüyü asla aşmayacağız. Zira bizler yöneticiye, Allah’ın Kitabı’nı ve Rasulü’nün sünnetini sunuyoruz. Şayet İslam’ı tatbik ederse, onu severiz, onun yanında dururuz ve ona itaat ederiz. Aksi taktirde bir gün olsun hain düşmanların yanında olmayacağız. Erdoğan sevdalılarına diyoruz ki: Onun zulmüne ve Allah’ın Kitabı’na karşı mücadelesine ortak olmayın. Zira kıyamet gününde o sizden siz de ondan beri olacaksınız. O halde dengenizi Allah’ın Kitabı yapın ve dengeyi ona sunun.

Ey Allah’ım ben tebliğ ettim. Ey Allah’ım sen şahit ol.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Üstad Halid El-Eşkar (Ebu El-Mu’taz Billah)

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER