Haber ve Yorum

Esas Haçlı-Hilal Savaşı Allah’ın İzni İle Hilafet Devleti Kurulunca Başlayacak!

Haber:

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın “İşverenler çalışanlarına başörtüsü yasağı getirebilir” kararına yönelik eleştirilerde bulundu. Kaynak: Ajanslar

Yorum:

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yukarıdaki açıklamasına ilaveten “Hani inanç özgürlüğü, hani din özgürlüğü? Avrupa Birliği, bunlar haçlı-hilal savaşını başlattılar. Başka izahı yok.” dedi.

Erdoğan bu söylemlerinde samimi değildir. Bundan önce de bu ve buna benzer onlarca açıklamalar yapmıştır. Başta Suriye, Yahudi devleti ve Rusya ile ilişkilerinde bu samimiyetsizliği görmek mümkündür. Şayet Erdoğan bu tür söylemlerinde samimi olsaydı bunun gereğini hemen yerine getirir ve İslam ümmetinin evlatlarına bir çağrıda bulunarak bu küstahlığı yapan devletlere karşı cihat ilan ederdi. Mademki sömürgeci kâfirler haçlı-hilal savaşını başlattılar, dolayısıyla Erdoğan’a düşen de buna karşılık cihat ilan etmek olurdu. Daha önce de yapmış olduğu gibi sadece esip gürlemezdi. İrapta mahalli bile olmayan Hollanda ve Avusturya gibi devletler -ki bunları toplasanız bir İstanbul dahi etmez- size karşı cüretkâr ve küstahça davranabiliyorlar. Bakanlarınızı dahi sınır dışı ediyorlar. Siz ise bu zillet ve utanç verici durum karşısında sadece içi boş hamasi konuşmalar yapıyorsunuz. Bu alçaltıcı durumu nasıl kabul edebiliyorsunuz ey Yöneticiler! Bunu mideniz nasıl kaldırabiliyor? Bu nasıl bir devlet aklı? Fakat İslam ümmetinin başındaki bu tür yöneticilerin ortak karakteristik özellikleridir sadece konuşmak… Yaptıkları ise bunlardan öteye geçmemektedir. Böylelikle de ümmete karşı yapmış oldukları ihanetin ve çirkinliklerinin üzerini iyi bir şekilde gizliyorlar. Fakat bunun da bir sonu var elbette.

Bununla birlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan artık mazlum ve mağdur rolünü oynayamıyor. Bu konuda artık siyaseten kullanabileceği bir argümanı da kalmadı. Önceleri 17-25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişimini devamlı olarak canlı tutmaya gayret ediyordu. Fakat artık bu toplum bundan bıkmaya başlamıştı. Buna bağlı olarak ekonominin günden güne kötüye gitmesi, işsizlik oranının devamlı olarak artması, enflasyon oranlarının yükselişe geçmesi ve büyüme oranlarının düşüşe geçmesi de iktidarı son zamanlarda köşeye sıkıştıran unsurlar olmuştur. İşte tam da böylesi bir atmosferde son Almanya ve Hollanda ile olan bu siyasi kriz Erdoğan için bulunmaz bir fırsat oldu. Bu durum ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı bir kez daha toplum nezdinde mazlum ve mağdur durumuna düşürdü. Başta ekonomik ve toplumsal sorunların üzerini örttü. Bunu da iç siyasette oldukça iyi kullandı ve halen de kullanmaya devam ediyor. Avrupa ile olan bu krizi bilinçli bir şekilde körüklüyor. Bu durum ise referandum öncesinde hem iktidara hem de kendisine bir kazanç sağlıyor. Yani evet oylarını yükseltiyor.

Dolayısıyla bu tür yöneticilerle sömürgeci batılı kâfirlere hadlerini bildirmek asla mümkün değildir. İçi boş söylemlerden başka hiçbir icraat yapmamaktadırlar. Hal böyle olunca da bu azgın haçlı batılı kâfirler size karşı küstahlaştıkça küstahlaşır, azgınlaştıkça azgınlaşırlar ve sizler bu durum karşısında küçüldükçe küçülür, zilletten diğer bir zillet elbisesine bürünürsünüz. İşte bu küçülme ve alçalmaya son verecek ve yeniden haçlı-hilal savaşını başlatacak olan Raşid bir Halife liderliğinde ancak ve ancak Hilafet Devleti olacaktır.

Hizb ut-Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına

Yılmaz Çelik