Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
ONLARA HAYVANLAR VE KÖLELER GİBİ MUAMELE EDİYORLAR!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

ONLARA HAYVANLAR VE KÖLELER GİBİ MUAMELE EDİYORLAR!

HABER:

Afganistan'da yerel bir haber ajansı olan Tolo Haber Ajansının 11 Ekim 2016’da raporlara dayanarak yayınladığı hikâyeye göre olay, Afganistan'ın güney doğusundaki Paktika eyaletinde geçiyor. Rapora göre mahkûmiyeti sabit olan kadınların cezaevlerinde tutulması gerekmez, onların aşiret liderlerinin birinin evinde yüksek duvarlar arasına hapsedilmeleri gerekir. Bu mahkûmların ücret almadan bu evlerde çalışmaları gerekir. Ev sakinleri aşiret liderlerinin evlerine yerleştirilen bu kadın mahkûmlara işkence dahi edebilir.

Raporlar, uygun cezaevi yokluğunda binlerce kadının ülke genelinde resmi olmayan ortamlara yerleştirilebileceğini işaret etmekte. İnsan Hakları ve Kadın Hakları örgütleri bu zulmü gün ışığına çıkarırken Hükümet ise olan bitenlere sessiz. (Kaynak)

YORUM:

Birleşmiş Milletlere bağlı BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri ve İnsan Hakları Örgütleri tüm insanlara cinsiyet, ulusal veya etnik, renk, din veya dil kökeni ayrımı olmaksızın özgürlük ve eşitlikle muamele edilmesini vurgular.

Şüphesiz, kadınların istismar edilmesini önlemek gerekir. Bununla birlikte Birleşmiş Milletler ve İnsan Hakları örgütlerinin Afganistan’da bir köyde az sayıda Müslüman kadınların haklarının istismar ve ihlal edildiğine dikkati çekmesinin çok saçma olduğunu da belirtmek gerekir. Onlar bunu bazı Afgan erkeklerin baskısından kadını kurtarmak için bu gibi gizli konulara dikkat çekerek yapmaya çalışıyorlar. Aslında ülkenin yaşadığı Batılı Laik sömürgeci politikalar sonucu ülkeyi yöneten Laik rejimi altında Afgan kadınların maruz kaldığı en büyük adaletsizliği ve baskıyı ortaya çıkarmıyorlar.

"Nükleer Savaşın Önlenmesi için Uluslararası Hekimler’’ Nobel ödülü kazanan kuruluş tarafından yayınlanan bir rapora göre; 220 binden fazla Afgan, Amerika'nın liderliğindeki savaşın ilk 12 yılında ülkede öldürülmüştür. Bugün ise Afganistan’da ölümler rekor seviyeye ulaşmakta. Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) tarafından hava saldırısı ile Afganistan’ın kırsal kesimlerinde pek çok kadın öldürülmekte ve sakat bırakılmaktadır. Diğer kadınlar ise Batı tarafından dayatılan Hükümet güçlerince öldürülmektedir. Afganistan’daki Birleşmiş Milletler yardım heyeti, 2016 yılının ilk çeyreğinde 195 kadının öldürüldüğünü ve yaralandığını açıkladı. Bir milyondan fazla Afganlının yerinden edildiği ve zorlu koşullara maruz kaldığı, ayrıca kadınların sömürülüp köleleştirildiği ve çocukların eğitiminin ihlal edildiği aşikardır. Buna ek olarak Afganistan, İnsani Gelişme Endeksi’nde 187 ülke arasında 169. sırada yer almaktadır. Dünya Gıda Programına göre dünyanın en fakir ülkelerinden biri ve Afganistan’da 1,5 milyondan fazla insan açlık ve gıda güvensizliğinin tehdidi altındadır. Kadınların sorumlu olduğu hanelerde ise Afganistan'daki diğer ailelere göre yaklaşık yüzde 50 daha fazla gıda güvensizliği riski altındadırlar. Ailelerin geçimine destek sağlayan kadınlar ise, dilencilik gibi geçimini temin için iki kat fazla olağanüstü yollara başvuruyorlar. Afganistan’da milyonlarca kadını etkileyen bu büyük trajedinin sebebi, sonuçlarını önemsemeyen sömürgeci laik devletlerin başlattığı savaştır.

Afganistan ve başka yerlerde kadınların uğradığı suçlar, zulüm ve adaletsizlikler, Birleşmis Milletler ve laik İnsan Hakları Örgütleri tarafından uygulanan muazzam ikiyüzlülük yüzündendir. Bu adaletsizliklerin, laik rejimlerin gölgesi altında olduğunun kanıtıdır. Söz konusu hikâyede olduğu gibi, aslında şu anda Afganistan'da uygulanmakta olan laik sistemin kadın mahkûmlara yönelik kötü muameleyi önlemekte önemli ölçüde başarısız olduğu göstermektedir.

Her ne kadar Afganistan’da kadınları bastırmada erkekler tek neden olmasa da, aslında bu örgütlerin birçok hedeflerinden biri İslam'ı gerçek suçlu olarak göstermektir. Ancak, gerçekte kadınları bir araç gibi kullanarak cinsel sömürü ile kazanç sağlayan Batı toplumlarında, laik kadınların temel hakları sindiriliyor. Aynı zamanda, Batı toplumlarında Müslüman kadınların sözlü tacize, fiziksel istismara, ayrımcılığa uğramaları ve hatta İslamî elbise giyilmesinin yasaklanması, tüm bunlar zulüm sayılmıyor mu? Neden Laik sistem, Batı toplumunda Müslüman kadınların İslam akidesinden dolayı giydikleri Şer’i elbiseye karşı yapılan adaletsizlikleri müdafaa etmiyor ve neden Kadın Örgütlerinden bu adaletsizlikleri kınadıklarına dair seslerini duymuyoruz. Bu kadın örgütleri her zaman Laiklerin siyasi planlarını uygulamak zorundadırlar. Bundan anlaşılıyor ki onlar, kadın haklarının gerçek savunucuları değildirler. Onlar, hükümetler ve rejimlerle beraber, İslam beldelerinde ve toplumlarında laikliği dayatmak ve İslam'ın imajını kirletmek için işbirliği içinde çalışmaktadırlar.

Afganistan'da yaşayan kadınların kötü durumunu toplum ve nizam açısından değiştirmek mümkün değildir. Ancak laik nizamı atarak yerine hayata, dünyaya, topluma ve maddeye en doğru bakış açısı ile yaklaşan ve kadına yönelik doğru bakış açısını taşıyan, doğru nizamı tatbik etmekle mümkün olur. Kadına saygı gösteren bakış açısı onun gerçek rolünü bir anne ve bir kardeş olarak takdim eder ve ona bakışta ekonomik ve cinsel istismar yönünü asla kabul etmez. İşte bu, Nübüvvet Metodu üzere Raşidi Hilafet Devletinde tatbik edilecek İslam'ın yaşam metodudur.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına

Amine Abid

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER