Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Suriyeli Mültecilere Türk Vatandaşlık Hakkının Verilmesinin Arka Planı

بسم الله الرحمن الرحيم

Suriyeli Mültecilere Türk Vatandaşlık Hakkının Verilmesinin Arka Planı

Haber:

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kilis'te bir iftar programında Türk vatandaşı olmak isteyen Suriyeli sığınmacılara vatandaşlık hakkının verileceğini açıklamasının ardından, Türkiye'de ve Avrupa Birliği'nde bu konu tartışılmaya başlandı. Kaynak: Haber Ajansları

Yorum:

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suriye vatandaşlığı hakkında yapmış olduğu açıklamalar gündemi şu ana kadar meşgul etmektedir. Bu konuda tabiri caizse Türk toplumu ikiye bölünmüştür. Bir tarafta AKP ve Erdoğan’ı destekleyen medya ve seçmenleri diğer tarafta ise muhalefet partileri ve onların seçmenleri… Bu konuya açıklık getirmeden önce şunları belirtmekte fayda vardır. Öncelikle Erdoğan’ın son Amerika ziyareti sonrasında Türkiye’de bir takım önemli siyasi gelişmeler yaşanmıştır. Bunları şu şekilde sıralamak mümkündür.

  1. Cumhurbaşkanı Erdoğan, eski Başbakan Davutoğlu’nu görevden istifa ettirerek başbakanlık görevini Binali Yıldırım’a vermiştir.
  2. Başbakan Binali Yıldırım’ın Türkiye dış siyasetindeki “Komşularla sıfır sorun politikası’’ söylemini değiştirip yerine “Dostlukların artırılması düşmanlıkların azaltılması’’ söylemini kamuoyu etmesi
  3. Bu söyleme bağlı olarak Yahudi varlığı ile yapılan ihanet anlaşması ve düşürülen Rus savaş uçağından sonra kâfir Rusya ile ilişkilerin yeniden tesis edilmesi
  4. Bundan daha öte hükümet yetkilileri ve bizzat Başbakan Yıldırım tarafından yapılan açıklamalarda zalim Esed’le ilişkilerin yeniden tesis edilebileceği açıklamaları. Hatta bu konuda Esed’in de dâhil olacağı 6 aylık bir geçiş hükümetinin olabileceği beyanatları…
  5. Yine hükümet yetkilileri tarafından Mısır’la olan ilişkilerin yeniden kurulacağı beyanları
  6. Ve son olarak Türkiye’de mülteci konumunda olan Suriyeli Müslümanlara vatandaşlık hakkının verilmesinin gündeme getirilmesi

AKP hükümetinin ve özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu tür hamleleri ve dış siyasetteki makas değişikliği bir hakikati ortaya koymaktadır. O da Amerikan’ın Suriye’de düşmüş olduğu acziyeti ve zavallılığı göstermektedir. AKP hükümetinin veya Erdoğan’ın atmış olduğu bu adımları Amerika’dan bağımsız bir şekilde değerlendirmek mümkün değildir. Özellikle Erdoğan’ın dış siyasetteki bu makas değişikliği mutlak olarak Amerika’nın kendisine ve hükümetine vermiş olduğu direktifle ancak izah edilebilir. Her ne kadar Yahudi varlığı ve Rusya ile yapılan anlaşmaların ekonomik bir boyutu olsa da esas merkezde olan ise Suriye’dir. Yani hem Yahudi varlığı ile yapılan anlaşma hem Rusya ile krizin sonlandırılması hem de Mısır’la yeni bir sayfanın açılmak istenmesi tamamıyla Amerika’nın, özelde Suriye ve genel olarak ta Ortadoğu siyaseti ile alakalıdır. Dolayısıyla bu da Amerika’nın Suriye meselesinde yeni bir planı devreye soktuğunu göstermektedir. Buna bağlı olarak bu konuda Türkiye, Suriye meselesinde siyasi anlamda hem daha aktif bir hale getirilmek istenmiş hem de bu konuda kendisine yeni bir misyon verilmiştir. Çünkü Amerika ile birlikte Rusya ve İran Suriye’de bir ikilem ve buhran içerisindedir. Oradaki savaşı devam ettirmeleri mümkün görünmemektedir. Hatta son İstanbul, Bağdat ve Arabistan saldırılarını bu bağlamda değerlendirmek mümkündür. İşte Amerika, Suriye açmazından kurtulabilmek için her yöntemi denemek istemektedir. Bundan dolayı Suriyeli mültecilere vatandaşlık verilmesi de bu açıdan değerlendirilebilir. Bu konuda ise, Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye'nin huzurunu bozan ve teröre bulaşanların vatandaşlığa alınmayacağını belirtmiştir. Tabi ki bunun tespiti oldukça zordur. Ayrıca hükümet her ne kadar kimlere vatandaşlık verileceğini beyan etmiş olsa da bu konuda da tam bir kapalılık söz konusudur. Vatandaşlık kimlere verilecektir? Bu şahısların Suriye rejimi veya muhalefeti ile olan ilişkileri var mıdır? Veya Amerikan planı olan Suriye’de bir geçiş hükümetinin oluşturulmasında bunların bir katkısı olacak mıdır?  Ya da bu insanlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın düşündüğü başkanlık sistemi ve yeni anayasayı referandumdan geçirebilmesi için bir oy deposu olarak mı görülüyor? Tabi ki bu tür soruları çoğaltmak mümkündür.  İşte tüm bu soruların hükümet tarafından cevaplandırılması gerekmektedir. Dolayısıyla hükümetin dış siyasette atmış olduğu bu tür adımları Amerika’dan veya Suriye’den bağımsız bir şekilde değerlendirmek resmin bütününü görmekten uzaklaşmak demektir.

Hizb ut-Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına

Yılmaz Çelik

18.07.2016

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER