HABER:

Başbakan Davutoğlu ve CHP lideri Kılıçdaroğlu arasında gerçekleştirilen son koalisyon görüşmesi olumsuzlukla sonuçlandı. Kaynak: Tüm Haber Ajansları

YORUM:

Koalisyon masasının devrilmesinden sonra taraflar birbirlerini suçlayıcı nitelikte bir takım siyasi açıklamalarda bulundular. Başbakan Davutoğlu masayı devirenin Kılıçdaroğlu olduğunu, Kılıçdaroğlu ise bunun aksini iddia etmektedir.

İlk olarak koalisyon görüşmelerinin olumsuz neticelenmesiyle beraber Başbakan Davutoğlu erken seçimi işaret etti. Partiler şimdiden yeni stratejilerini bu esas üzere belirlemeye başladılar. Biz aslında bunun böyle neticeleneceğini ve Kasım ayında erken bir şeçimin olacağını yaklaşık iki ay öncesinden ön görmüş ve bunu da bir takım faktörlere bağlamıştık. Dolayısıyla gelinen zaman itibariyle bu konu hakkında şunları söylemek mümkündür.

 AKP yaklaşık 13 yıllık iktidarı boyunca Amerika’nın da desteği ile İngilizleri devletin birçok kurumundan tasfiye etmeyi başarmış ve bu konuda birçok kazanımlar elde etmiştir. Şimdi ise CHP’nin koalisyon ortağı olması AKP(Amerika) açısından oldukça riskli bir konudur. 13 yılda elde etmiş olduğu birçok kazanımın riske edilmesi demektir. Çünkü CHP(İngilizler) AKP iktidarı boyunca Türkiye’deki birçok mevziini kaybetmiştir. Bundan dolayı AKP ile yeniden koalisyon kurmak için çok hevesli olmaları yadırganacak bir şey değildi. Hatta TÜSİAD’dı bile bu konuda hemen harekete geçirmiş ve koalisyon konusunda toplum içerisinde bir algı operasyonu gerçekleştirmek istemiştir. Çünkü şu an için İngilizlerin Türkiye’de dayanabileceği ekonomik alanda TÜSİAD ve siyasi alanda da CHP’den başka bir piyon kalmamıştır. Hatta İngilizler koalisyon görüşmeleri esnasında Türkiye’de ki maşalarını harekete geçirerek emniyet güçlerine yönelik katliamlarını artırmış ve bu konuda AKP’yi CHP ile  koalisyona zorlamak istemişlerdir. Fakat AKP ise bu sıkıntılı durumu az da olsa kendi lehine çevirmesini bilerek bir takım siyasi kazanımlar elde etmeyi başarabilmiştir.  Mesela Suruç patlamasından sonra hemen PKK’ya dönük hem içeride hem Kuzey Irak’ta bir operasyon yaparak toplumu yatıştırmış ve hem de 7 Haziran seçimlerinden sonra kendi tabanından MHP’ye giden milliyetçi oyları tekrardan kazanmak istemiştir. Yine aynı şekilde eş zamanlı olarak Türkiye içerisindeki DAİŞ elemanlarına karşı bir operasyon yaparak bu konuda uluslararası toplumun Türkiye’ye dönük eleştirisini bir nebze de olsa hafifletmeyi başarabilmiştir. Dolayısıyla AKP önümüzdeki erken seçimde tek başına iktidar olabilecek bir çoğunluğu elde etmek için bu konuda tüm imkânlarını kullanacaktır. Fakat bununla birlikte AKP’yi bekleyen tehlikeli bir süreç mevcut. Şayet İngilizler, şu anda olduğu gibi, buradaki maşaları vasıtasıyla emniyet güçlerine yönelik saldırılarını artırır ve bu süreci de erken seçimlere kadar devam ettirebilirse o zaman bu durum AKP aleyhine dönebilir. Bundan dolayı her iki tarafta(Amerika-İngiltere) tüm kozlarını kullanacaklardır.

Sonuç olarak önümüzdeki günlerde Türkiye’yi çetin bir süreç beklemektedir. Fakat sonuç ne olursa olsun bu durum asla bu ümmetin hayrına olmayacaktır. Bu kirli süreçte sömürgeci Kâfirlerin pis çıkarları uğruna Müslümanların kanlarının bir hiç uğruna heder edilmesidir. Yani bu kirli planın yakıtı Müslümanlar olmuştur. Özetle ümmetin kurtuluşu için çözüm ne koalisyon ne erken seçim. Yegâne seçenek Müslümanların hayırlı yöneticilerini seçerek Raşid-i Hilafet Devletini kurmalarıdır.

Hizb ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına