Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

Türkiye'de 7 Haziran Seçimleri: Ak Parti İktidarı Kaybedebilir

Türkiye'de 7 Haziran Seçimleri: Ak Parti İktidarı Kaybedebilir

بسم الله الرحمن الرحيم

Liderlerin miting maratonu sona eriyor. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Davutoğlu, son mitingini Konya'da yapacak. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu İstanbul 1. Bölge ilçelerinde, MHP Genel Başkanı Bahçeli Adana'da, HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş ise Diyarbakır'da seçmenle buluşacak. http://www.hurriyet.com.tr/gundem/29182189.asp

Türkiye, çok partili sisteme (1946) geçtiği günden bugüne toplam 17 defa Milletvekili seçimi yapmıştır. 7 Haziran 2015 tarihinde ise 18. Milletvekili seçimi yapılacak. 9 Eylül 1923'te Hilafet devletini yıkan Mustafa Kemal tarafından kurulan Cumhuriyet Halk Partisi, Cumhuriyet döneminin ilk siyasi partisi olarak 1923'ten 1950'ye kadar aralıksız iktidarda kalmış ve 1946'ya değin kısa aralıklar dışında genellikle tek parti olarak ülkeyi yönetmiştir. 7 Ocak 1946'da kurulan Demokrat Parti ise 14 Mayıs 1950'de 27 yıllık tek parti dönemini sona erdiren sırasıyla 1950, 1954 ve 1957 seçimlerini kazanmış ve on yıl boyunca 1950-1960 iktidar olmuştur. 1983 yılında Turgut Özal tarafından kurulmuş olan Anavatan partisi ise 1983'ten 1991'e kadar aralıksız olarak tek başına iktidarda kalmış bir diğer partidir. 14 Ağustos 2001'de kurulan Ak Parti ise 2002 yılında iktidara gelerek 3 genel, 3 yerel ve 2 referandum olmak üzere seçimlerde hep birinci Parti olarak çıktı. Yaklaşık 12,5 yıldır da tek başına iktidarda bulunmaktadır. Bu üç parti'nin dışında arada kalan diğer dönemler ise hep Koalisyon hükümetler tarafından yönetilmiştir.

7 Haziran tarihinde yapılacak seçimlerin çalışmaları yaklaşık iki ay önce başladı. Ak Parti toplam sekiz seçimde toplumu kutuplaştırarak kamuoyunun algısını yönetti ve seçimleri kazandı. Ancak ilk defa bu seçimlerde istediği şekilde oyun kurarak toplumun algısını yönetemedi. İlk anketlerde %46'lerde seyrettiği söyleniyordu. Ancak sonra bir şey oldu. Ak Parti üst üste hatalar yapmaya ve oy oranı ise %41'lere düştüğü söylenmeye başlandı. Gerçek olan bir şey var ki; Ak Parti düşüşe geçti. Paraşüt'ün ipini bir türlü çekemiyorlar ve hızlı bir şekilde zemine doğru iniyor. Diğer bir gerçek ise Ak Parti bu durumu önceden biliyordu. Eğer öyle olmasa Cumhurbaşkanı Erdoğan, hala Ak Parti'nin genel başkanı gibi hareket edip Ak Parti'ye, şehir şehir dolaşıp oy istemezdi. Toplamda Ak Parti'nin kampanyası HDP'yi barajın altında bırakarak 400 milletvekili hedefi ile başladı. Sonra 330'a, sonra 300'e, şuanda ise tek başına iktidar olma sayısı olan 276 milletvekilini nasıl çıkaracak bunu kara kara düşünmeye başladı.

Anket sonuçları ve genel atmosfere bakılırsa HDP, (Halkların Demokratik Partisi) %10 barajını aşarak Meclis'e gireceği görülmektedir. Ak Parti seçimlerden birinci Parti olarak çıksa da diğer üç Parti de az veya çok oylarını arttıracak. Bu demek oluyor ki ilerde Türkiye'yi Koalisyon Hükümeti bekliyor. Ak Parti, birisi Ulusal laik, diğeri Türk milliyetçisi, bir diğeri ise Kürt milliyetçisi olan partilerden hangisiyle Koalisyon kuracağı ise tam bir muammadır. Ama hepsinin de esası laiklik olduğu için Cumhuriyet Halk Partisi ile kurması dahi düşünülmektedir. Yani bu seçimde mecliste dört parti olacak ve koalisyon hükümet kurulma olasılığı da çok yüksek görülmektedir.

Kâfir İngiltere'nin sınırlarını çizdiği İslam coğrafyasındaki ülkelerin tamamı laik esaslar üzerine kuruldu.  Ardından İslam dini, tamamen hayatın dışına itilerek çözüm olarak demokratik seçimler ve Meclis gösterildi. Sonra sağ, sol, milliyetçi, muhafazakâr ve İslamcı her bir toplum kesiminin eğilimlerine karşılık gelebilecek siyasal partilerin varlığının önünü açtılar. Toplumun çoğunluğu Müslüman olmasına rağmen sistemler her daim İslam'ı tehdit olarak gösterdi. Müslümanların beklentilerini bu partiler yoluyla manipüle ettiler. Başta Türkiye olmak üzere İslam coğrafyasının neredeyse tamamında İslami esaslara dayalı parti kurmak yasak. Parti yöneticileri, üyeleri ve destekleyenler Müslüman olmakla beraber Partiler laik. Çünkü Anayasa, bir partinin tüzüklerini oluştururken hangi esas üzere kurulacak, nasıl üye olunacak, çalışma metodu nasıl olacak hepsini belirtmiştir. Bunların hiçbirisi laik esasın dışına çıkamaz, İslam'a dayandırılamaz.

Sistemler böylece İslam akidesi esasına dayanan bir muhalefetin de önüne geçerek kendisini koruma altına almaktadır. Mevcut laik partiler üzerinden halkın eğilimleri kontrol altında tutularak çözümün tek adresi olarak Meclisi ve laik partileri göstermektedirler. Zaten bu partilerin kurulma gerekçeleri ve işlevleri de bu değil midir? Toplamda kapitalist-laik-demokratik sistem, kurallarını önceden kendisinin koyduğu bu seçim oyunu ile Müslümanları aldatarak sanki bu yöneticileri onlar seçmiş gibi gösteriyor. Aslında sandığa gidilerek gayr-ı meşru olan bu sisteme meşruiyet veriyorlar. Yapılması gereken şey ise demokratik seçimlere katılmayarak onlara tek alternatifin onlar olmadığını göstermektedir.

Hizb ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına

Osman Yıldız

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER