Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Yahudi Varlığı, Mısır Rejimini Kendisini Koruma ve Hamas’a Silah Kaçakçılığını Önleme Konusunda İhmalkâr ve Başarısız Olmakla Suçluyor!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Yahudi Varlığı, Mısır Rejimini Kendisini Koruma ve Hamas’a Silah Kaçakçılığını Önleme Konusunda İhmalkâr ve Başarısız Olmakla Suçluyor!

Haber:

RT kanalı 4 Eylül Çarşamba günü internet sitesinde, Kahire ile Tel Aviv arasındaki açıklamalar krizinin, Netanyahu’nun Çarşamba akşamı Kahire’ye karşı yaptığı, Philadelphia (Selahaddin) ekseninden ayrılmayı reddettiği, eksenin silah kaçakçılığı için bir alan haline geldiğini ve Yahudi varlığının savaş hedeflerine ulaşmak için bu eksen üzerindeki kontrolünün şart olduğunu iddia ettiği açıklamalarının akabinde yeni bir gelişmeye tanık olduğunu söyledi; bunun üzerine Kahire, “üst düzey bir kaynak” olarak nitelendirilen bir kaynak aracılığıyla hemen yanıt vererek şunları söyledi: “İsrail” Başbakanı Binyamin Netanyahu, Gazze’deki başarısızlığını örtbas etmek için yalan propaganda yapmakta olup Mısır’dan silah kaçakçılığının yapıldığına yönelik propaganda yapması da, hükümetinin “İsrail’den” Gazze Şeridi’ne silah kaçakçılığını kontrol etmedeki başarısızlığını haklı çıkarmaya yönelik başka bir yalandır; “İsrail” hükümetinin içeride ve dışarıda güvenilirliğini tamamen kaybettiğini ve başarısızlığını örtbas etmek için de yalanlarını yaymaya devam ettiğini açıkladı.”

Yorum:

Mısır rejimi, Gazze’deki halkımıza silah kaçakçılığı yapma şerefine nail olmayı bile reddediyor ve Yahudilerin saldırısı karşında bundan kaçınıyor; zira Mısır rejimi, Gazze’deki halkımızı yüzüstü bırakmakla yetinmemiş, aksine onların kuşatılmalarına ve aç bırakılmalarına ortak olmasının yanı sıra gaspçı varlığın ana destekçisi olduğu gibi onun güney sınırlarının emin bir bekçisi olmuştur! Artık çirkin yüzünü gizlemeyen, Filistin ve halkı konusunda tarafsız bir duruş bile sergilemeyen, Mısır’ı, ordusunu ve limanlarını gaspçı varlığı korumak, onu desteklemek ve ona tedarikte bulunmak için kullanan da bizzat aynı rejimdir. Yahudiler, rejimin kendilerine savaş ilan etmek ve barış anlaşmasını bozmak bir yana tek bir kurşun dahi sıkamayacağını bildiklerinden dolayı daha da küstahlaşmaktadırlar. Zira sınırların çizilmesi anlaşmasının ardından sahaları Yahudilere devredilen gazın ithal edilmesi sonucunda Yahudilerin kasasına yıllık 1,5 milyar Dolardan fazla parayla destek veren de bu rejimdir.

Yahudiler kendilerini koruyan rejimi, Beyaz Saray’daki efendileri tarafından verilen görevini yerine getirmemekle ve Hamas’ın Philadelphia ekseninin altından geçen tünellerden silah kaçırmasına imkân sağlamakla suçladılar; bu nedenle onlar, kaçakçılığın önlenmesini sağlamak için orada kalmak zorunda kaldılar. Nitekim Mısır’ın tepkisi aynı doğrultuda geldi; zira Gazze halkına yönelik silah kaçakçılığını reddetti ve Netanyahu’yu Gazze’deki başarısızlığını örtbas etmek için yalanlar yaymakla suçladı. Sanki Gazze’de yaptıkları, halkını yakıp öldürdükleri ve orayı yok ettikleri yeterli değilmiş gibi ve sanki Gazze halkına silah kaçakçılığı yapmak bir suçmuş gibi. Oysa sadece silahla değil, orduları harekete geçirip her türlü destekle yardım edilmesi gereken bizzat Gazze halkıdır!

Yahudi varlığı ile genel olarak Müslüman ülkeleri, özel olarak da Mısır arasında herhangi bir ticari, ekonomik veya siyasi ilişkilerin kurulması veya anlaşma ve ittifakların yapılması caiz değildir.Çünkü Yahudi varlığı, özgürleştirilmesi ve tamamen geri alınması gereken İslam topraklarının bir parçasını işgal eden harbi bir devlettir. Dolayısıyla mesele sadece Gazze ve Batı Şeria ile ilgili de değildir; aksine mesele, Yahudilerin Batı’nın ileri bir askeri üssü olarak on yıllar boyunca işgal etmiş olduğu tüm Filistin topraklarıyla ilgilidir. Zira gazaba uğramış olan varlık, İslam’a ve ümmetine karşı Batı’nın stratejik bir ihtiyacı ve zorunluluğu olarak ortaya çıkarılmıştır. Bu nedenle Yahudi varlığının arkasında duruyorlar ve gerek kendileri gerekse gaspçı varlığın muhafızları olan ajanları aracılıyla ona tüm desteği sağlıyorlar. Zira Batı’nın ajanları, ümmetin ordularına pranga vuruyorlar, Yahudi varlığını kökünden söküp atmalarını engelliyorlar, Yahudi varlığı ile onu çıplak elleriyle ortadan kaldırabilecek olan ümmetin arasına engel koyuyorlar ve ümmeti, orduların içindeki evlatlarını onlara yardım etmek için teşvik etmesini engelliyorlar.

Yahudilere ve onların övünmelerine verilen cevap, Harun Reşid’in dönemin Roma kralı Nikeforos’a verdiği cevap gibi olmalıdır; bu nedenle ümmetin öncelikli olarak, Harun Reşid’in yolunu takip edecek, İslam ile yönetecek, ülkesini kendi otoritesi altında birleştirecek ve İslam topraklarına musallat olan ve baştan mübarek topraklar olmak üzere Müslümanların kutsallarını çiğneyen sömürgeciyi kökünden söküp attıktan sonra İslam’ı davet ve cihat yoluyla dünyaya taşımak için ordularını seferber edecek birine ihtiyacı vardır. Yani Filistin’in kurtuluşu, Batı’nın türettiği ve ülkemizdeki çıkarlarını korumak, topraklarımızı gasp edenleri ve servetlerimizi yağmalayanları korumak, dahası bu gaspı, bu yağmayı yasallaştırmak ve bizim haklarımızı talep etmemizi engellemek için başımıza diktiği rejimleri kökünden söküp atmakla başlar. Filistin’in kurtuluşu, Kahire’nin kurtuluşuyla başlar diyen kişi ne kadar da doğru söylemiştir.

Evet, Kahire’nin kurtuluşu, Mısır’ı yöneten ve halkını zincire vuran ajan ve hain rejimin kökünden sökülüp atılması, ordusunun Batı’nın pençesinden kurtulması ve ümmete karşı bir silah değil de yeniden ümmet için bir silah olması anlamına gelmektedir ki böylece Nasır Selahaddin, Muzaffer Kutuz ve Zahir Baybars dönemlerinde olduğu gibi ümmet için bir kalkan olabilsin. Yine Kahire’nin kurtuluşu, insanların arzularını yerine getirecek, onların akidelerine ve fıtratlarına uygun olacak ve onların tüm sorunlarını çözecek farklı yeni bir sistemle yönetmek anlamına gelmektedir; bu ise ancak İslam’ın tatbik edilmesi ve Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafet Devleti’nin gölgesinde İslami hayatın yeniden başlatılmasıyla mümkündür. Bu da ümmetin derhal otoritesini yeniden elde etmesi ve onu ikame etmesi anlamına gelmektedir; zira Allah ümmete, mübarek toprakları kurtarmayı ve halkına yardım etmeyi farz kılmıştır. İşte o zaman mübarek topraklarda tek bir Yahudi dahi kalmayacaktır.

Ey Kenane askerleri: Sizler, Yahudilerin eliyle kaybedilen canlardan, dökülen kanlardan ve onların başlarına gelenlerden Rabbiniz Celle ve Âla’nın huzurunda sorumlu olduğunuz halde hâlâ öylece durup izliyorsunuz! Rabbine kavuşmadan önce “Allah’a her şeyi anlatacağım” diye çocuğun haykırışı size yeter; evet, sizi Allah’a anlatacak ve diyecek ki; ey Rabbim, onlar bizi yüzüstü bıraktılar ve bize karşı Senin ve bizim düşmanlarımızı güçlendirdiler, biz onların bir taş atımlık uzağında olduğumuz halde onlardan yardım istedik ama bize yardım etmediler; şayet onları tek başlarına bırakırsanız mübarek toprakların tüm halkı yakanızdan tutacaktır; çünkü Allah size, onlara yardım etmenizi, topraklarını kurtarmanızı ve onların güvenliklerini sağlamanızı farz kılmıştır. O halde cevabınızı hazırlayın; zira mesele çok ciddi olup bir şaka değildir; ya cennet ya cehennem, ya cennet ya da ateştir. Öyleyse ya kendi nefsinizi tercih edin ya da gaspçı varlığı ve ondan önce de sizleri yöneten ajan rejimlerden başlayarak ona engel olan her şeyi kökünden söküp atmak için acele edin; zira Yahudi varlığını kökünden söküp atmak sizin üzerinize vaciptir ve İslam’ı tatbik etmek için samimi bir şekilde çalışanlara yardım etmek sizin üzerinize vaciptir; o halde Allah’ın size vacip kıldığı şeyleri yerine getirin ki Allah size fetih ve zafer nasip etsin de böylece kurtuluşa erenlerden olasınız.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ

Ey iman edenler! Hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Rasulü’ne icabet edin.” [Enfal 24]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Said Fazıl - Mısır

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER