Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Suudi Arabistan, “Meşru” Hükümetle Anlaşmadan, Tek Taraflı Olarak Husiler Üzerindeki Ablukayı Kaldırıyor!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Suudi Arabistan, “Meşru” Hükümetle Anlaşmadan, Tek Taraflı Olarak Husiler Üzerindeki Ablukayı Kaldırıyor!

Haber:

Husi grubu, Ulaştırma Bakanı Muhammed Kahim aracılığıyla, grubun kontrolü altındaki Sanaa havaalanından yeni rotalara uçuşların açılması için Suudi Arabistan ile anlaşmaların devam ettiğini duyurdu.(Post web sitesi, 4 Eylül 2024)

Yorum:

Ablukanın kaldırılması, havaalanlarının açılması ve Sanaa havaalanından yeni seferlerin başlatılması, Yemen’deki çatışmanın iki tarafı arasındaki Maskat görüşmeleri sırasında daha önce Suudi Dışişleri Bakanı tarafından açıklanan Suudi yol haritasının bir parçasıdır. Ancak görüşmeler başarısız oldu ve Reşad el-Alimi başkanlığındaki “meşru” hükümetin Suudi baskısına boyun eğmesi ve Aden'deki Merkez Bankası tarafından alınan ve Husi grubu üzerinde mali bir kuşatmaya neden olan ekonomik kararların askıya alması dışında herhangi bir somut ilerleme kaydedilmedi. Amerikan Orta Doğu İşleri Enstitüsü’nin yayınladığı bilgilere göre Suudi Arabistan ve ABD’nin, BM Yemen temsilcisi aracılığıyla yaptığı baskılar sonucunda el-Alimi hükümeti boyun eğdi ve Merkez Bankası’nın kararlarını geri çekti ancak Husileri daha fazla petrol geliriyle ödüllendiren yol haritasının geri kalan ayrıntılarını kabul etmedi. (Belkıs uydu kanalı). Ayrıca Sanaa havaalanı üzerindeki ablukanın kaldırılması ve yeni uçuş seferlerinin açılması, Husileri uluslararası alanda muhatap alınan “meşru” bir otorite haline getirecektir. Ancak el-Alimi hükümeti, Merkez Bankası’nın kararlarını askıya alınmasına boyun eğmiş ama yol haritasının geri kalan ayrıntılarına boyun eğmemiştir. 

Bu nedenle Suudi Arabistan, el-Alimi hükümetini bypass etme, ablukayı kaldırma ve Husiler için diğer dış seyahat seferlerini açma yoluna gitmiştir; Suudi Arabistan ile anlaşmaların devam ettiğini açıklayan Husi Ulaştırma Bakanı’nın açıklamasına göre grup, Suudi Arabistan’a her zaman dediği gibi “saldırgan” dememiştir! Burada Suudi Arabistan ve Husi grubunun, el-Alimi hükümetini doğrudan ya da hamisi BAE aracılığıyla destekleyen İngiliz rakibine karşı ABD’nin bölgedeki çıkarlarına hizmet etmek için paralel olarak çalıştıkları defalarca ortaya çıkmıştır.

Suudi Arabistan, Husilerin “meşru” hükümetle nihai çözüm müzakerelerinde aslan payını almalarını sağlamak için çalışmakta ve onları isyancı bir taraf olarak değil de eşit bir taraf olarak sunmaktadır; ayrıca ABD, Husilere yönelik (etkisiz) saldırıları sürekli duyurmak yoluyla Husileri uluslararası alanda şişirmekte ve Kızıldeniz’deki gemilere saldırmaya yönelik güçlerini ve yeteneklerini zayıflatmamaktadır. Bu da onları (Husileri), nihai çözüm müzakerelerinde “meşru” hükümetle karşı karşıya geldiklerinde güçlü ve uluslararası destekli bir müzakere gücü haline getirmektedir.

Ey Yemen halkı: yöneticileriniz, ister kuzeyde isterse güneyde olsun zenginlikleri ve servetleriyle birlikte ülkeyi ve ülkenin sorunlarının çözümünü sömürgeci kâfire teslim ettiler. Bakın işte kardeşler arasındaki savaşın üzerinden onlarca yıl geçmesine rağmen bu yöneticiler, krizden çıkmak için kıllarını dahi kıpırdatmadılar; aksine bir çözüm sağlamak üzere müdahale etmeleri için Birleşmiş Milletler’e ve uluslararası topluma yalvarmaya devam ettiler. Oysa dünyanın her yerinde Müslümanlarla savaşan, onların zenginliklerini yağmalayan ve onların düşmanlarını destekleyen düşman, bizzat bu kuruluşlardır!! O halde sorunlarımızı düşmanımıza nasıl teslim edip çözüm için onlara yalvarabiliriz?!

Bu yöneticiler, Yemen’in son on yılda ulaştığı çöküş, bozulma, yoksulluk, açlık ve aşağılanmayı gördükleri halde hiç ilgilenmediler. İşte Yemen’deki halkımızın durumu, daha önce görülmemiş bir seviyeye ulaşmıştır!Sömürgeci kâfir ise, sadece ülkeden daha fazla nüfuz ve zenginlik elde etmeyi garanti edecek çözümler sunmakla ilgilenmektedir.

Yemen krizinin çözümü, sömürgeciliğin ve ona hizmet eden bölge ülkelerinin kutusundan çıkmaktan ve ülkenin meselesini, savaşı ve Müslümanların kanlarının akıtılması durdurmak, serveti koruyup onu kontrol etmek, sömürgeci kafirin ve araçlarının kontrolünü ülkeden kovmak ve hayat sistemleri konusunda insanlar arasında İslam şeriatının hükümlerini tatbik etmek amacıyla Allah’ın şeriatını hakim kılmak için samimi bir şekilde çalışanlara teslim etmekten geçmektedir. Böylece Yemen, Ümmetin Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Âlihi ve Ashabihi ve Sellem’in, ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةً عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ   “Sonra (Yeniden) Nübüvvet Minhacı Üzere (Raşidi) Hilafet Olacaktır” [Ahmed] hadisiyle bize müjdelemiş olduğu Hilafet Devleti’nin çekirdeği olacaktır.

Ey Yemen’deki halkımız: sömürgeci kafir ve onun araçları sizleri, otuz yıl boyunca üzerinize sosyalizmi uygulayarak, sonra otuz yıl boyunca kapitalist sistemi uygulayarak, ardından on yıl boyunca da kafirin cahiliye mefhumlarından olan mezhepsel ve bölgesel sloganlar kullandığı öğütücü bir savaşla kandırdılar; bu yüzden artık Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafetin gölgesinde İslam sancağını dalgalandırmamızın zamanı gelmiştir.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Abdullah El-Hadramî – Yemen

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER