Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Müslümanların Birleşmesinin ve Raşidi Hilafetin Altında İslam’ın Tatbik Edilmesinin Ardından Sınır Ötesi Terörizm Sona Erecektir!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Müslümanların Birleşmesinin ve Raşidi Hilafetin Altında İslam’ın Tatbik Edilmesinin Ardından Sınır Ötesi Terörizm Sona Erecektir!

Haber:

Sivil medya kanadı, Pakistan’ın Afganistan Özel Temsilcisi Büyükelçi Asif Durrani’nin 28 Ağustos 2024 tarihinde, “Afganistan’ın sınır ötesi terörizmle ilgili sorunları çözmesinin önemli olduğunu” ifade ettiğini vurguladı. (Ajanslar)

Yorum:

Müslümanların başındaki yöneticilerin, Müslümanların topraklarına atıfta bulunarak “sınır ötesi” terimini kullandığında bilinçli bir Müslüman kanlı göz yaşları döker! Müslümanların arasındaki sınır mefhumu, İslam’a yabancı olan bir mefhumdur. Zira Müslümanlar, yüzyıllar boyunca Hint alt kıtasından Afrika'ya kadar tek bir Hilafet Devleti’nin altında yaşamışlardır. Ama sömürgeci kâfirler, Hilafeti yıkmalarının ardından, Müslümanları sınırları olan ulus devletlere böldüler. Bunu da Müslümanların birliğini bozmak ve onları bölerek zayıflatmak amacıyla yaptılar. Bu ulusal sınırlar, ulusal sınırların korunması sloganı altında Müslümanların kanlarının akıtılması için bir gerekçe oluşturmaktadır. Zira birleştirici Hilafetimizin yıkılmasından bu yana Müslümanların, Irak ve İran, Fas ve Cezayir, Suudi Arabistan ve Yemen, Suriye ve Lübnan, Libya ve Çad, Mısır ve Libya, Irak ve Kuveyt, Mısır ve Sudan, Pakistan ve Afganistan arasında olmak üzere ulusal sınır çatışmalarında birbirleriyle savaştıklarını gördük…

Siyasi analiz ve sömürgecilerin planlarını ifşa etme açısından Amerika, Pakistan ve Afganistan’ın çatışmalara girmesini istiyor ki böylece Hindistan, Çin ve Müslümanlarla yüzleşebilsin. Pakistan’ın yöneticileri, Amerika’nın ajanları olup Amerikan planının uygulanmasını kolaylaştırmaktadırlar. Ayrıca bu yöneticiler, sömürgeci gündeme hizmet eden ve güvenliğimizi, bağımsızlığımızı ve İslam’a olan bağlılığımızı tehdit eden politikaları sürdürmektedirler. Terörizmin küresel hamisi ABD’nin taleplerinin tekrarlanmasına artık bir son verilmelidir. Zira bizler, sömürgeci güçlerin Müslümanların arasına dayattığı yapay ulusal sınırların kaldırılmasını talep etmeliyiz. Ayrıca aramızdaki ulusal sınırların, sömürgecinin zararlı bir planı olduğunu ifşa etmeliyiz.

İslam’ın siyasi hayatımızda uygulanması ve şerî vaciplerimizin yerine getirilmesi açısından olana gelince;İslam, ırk, kabile, kavim ve dile dayalı her türlü tefrika ve ayrımcılığı reddeder... Nitekim Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem veda hutbesinde şöyle demiştir: يَا أَيُّها النَّاسُ أَلا إِنَّ رَبَّكُمْ وَاحِدٌ، وَإِنَّ أَباكُمْ وَاحِدٌ، أَلا لا فَضْلَ لِعَرَبِيٍّ على عَجَمِيٍّ، وَلا لِعَجَمِيٍّ عَلَى عَرَبِيٍّ، وَلَا أَحْمَرَ عَلَى أَسْوَدَ، ولا أَسْوَدَ على أَحْمَرَ، إِلَّا بِالتَّقْوَىEy insanlar! İyi bilin ki; Rabbiniz birdir, babanız birdir. İyi bilin ki; Arabın Aceme, Acemin de Araba, kırmızının siyaha, siyahın da kırmızıya takvadan başka bir üstünlüğü yoktur.” [Ahmed rivayet etti] Yine şöyle buyurmuştur: ‏إِنَّ اللهَ عَزَّ وَجَلَّ قَدْ أَذْهَبَ عَنْكُمْ عُبِّيَّةَ الْجَاهِلِيَّةِ وَفَخْرَهَا بِالآبَاءِ مُؤْمِنٌ تَقِيٌّ وَفَاجِرٌ شَقِيٌّ أَنْتُمْ بَنُو آدَمَ وَآدَمُ مِنْ تُرَابٍ لَيَدَعَنَّ رِجَالٌ فَخْرَهُمْ بِأَقْوَامٍ إِنَّمَا هُمْ فَحْمٌ مِنْ فَحْمِ جَهَنَّمَ أَوْ لَيَكُونُنَّ أَهْوَنَ عَلَى اللهِ مِنَ الْجِعْلاَنِ الَّتِي تَدْفَعُ بِأَنْفِهَا النَّتْنَAllah Azze ve Celle, cahiliye (döneminin) kibrini ve övünme adetini sizden giderdi. (İnsanlar iki kısımdır: Birincisi Allah katında övülmüş olan) takva sahibi mümin (kimseler, ikincisi de Allah katında yerilmiş olan) bedbaht ve Allah'ın yolundan çıkmış (kimseler. Binaenaleyh) siz (hepiniz) Ademoğlusunuz. Adem de topraktan (yaratılmış)tır. (Allah'a yemin olsun ki) insanlar (ya bu) kavimler(i) ile övünmeyi bırakırlar -ki o kavimler (böyle cahiliye adeti üzere yaşadıkları için şimdi) cehennem kömürlerinden bir kömürdürler- ya da Allah katında burnuyla dışkı yuvarlayan bok böceğinden (mayıs böceğinden) daha değersiz bir hale düşerler.” [Ebu Davud rivayet etti] Bu nedenle, tüm Müslümanları birleştirecek olan Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafet Devleti’ni kurmak için çalışmak, bizim için şerî bir farzdır.

Ey Müslüman Pakistan ordusu ve aşiret bölgesindeki mücahitler!

Sizler savaş, silah, güç, kuvvet ve nusret adamlarısınız.Yesrib’deki selefleriniz Evs ve Hazrec kabileleri, yıllarca kabile temelinde birbirleriyle savaştılar ve Allah’ın indirdiğiyle hükmetmek için nusret verinceye kadar bir barış görmediler. Bu nedenle hepinizin yapması gereken, Müslümanlar arasındaki iç çatışmaları sona erdirecek ve Müslümanların topraklarını, kaynaklarını, servetlerini ve ordularını, mezalimlerimizi giderecek ve hepimiz için adaleti sağlayacak tek bir devletin altından birleştirecek Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafeti kurmak için nusret vermenizdir. Ayrıca Raşidi Hilafet, Haçlılar, Hindu müşrikler ve Yahudiler de dahil olmak üzere İslam ümmetinin düşmanlarına karşı cihadı yeniden başlatacaktır. İşte Hizb-ut Tahrir sizleri, Hilafeti kurmak için nusret vermeye davet ediyor; o halde icabet edin.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Sa’d İbn-i Muaz – Pakistan

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER