Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
BM Elçisi İle Sudan'daki Çatışmanın Tarafları Arasındaki Cenevre Görüşmeleri Sömürgecinin Planlarını Geçirmek ve Projesini Etkinleştirmek İçindir

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

BM Elçisi İle Sudan'daki Çatışmanın Tarafları Arasındaki Cenevre Görüşmeleri

Sömürgecinin Planlarını Geçirmek ve Projesini Etkinleştirmek İçindir

Haber:

Sudan’da ateşkesin sağlanması ve insani yardımların erişimini kolaylaştırmak amacıyla BM gözetiminde Cenevre’de dolaylı görüşmeler başlatıldı ve bu görüşmelerin Birleşmiş Milletler Sudan elçisi Ramtane Lamamra aracılığıyla yürütülmesi planlanıyor.İki tarafı birbirine yaklaştırmaya yönelik birkaç başarısız girişimin ardından bu görüşmelerin uygulanabilirliği konusunda birtakım sorular gündeme geldi.

Birleşmiş Milletler, Ordu ve Hızlı Destek Kuvvetleri temsilcilerinin, insani yardımın erişimini ve dağıtımını kolaylaştırmak ve sivilleri korumak amacıyla olası bir ateşkese aracılık etmeyi amaçlayan uluslararası örgütün öncülüğündeki görüşmelere katılmak üzere Cenevre’ye geldiklerini söyledi. Ancak Perşembe günkü görüşmelerin başlangıcında sadece bir tarafın hazır bulunduğunu ekledi.

Cenevre’deki BM sözcüsü Stephane Dujarric’e göre taraflar yüz yüze görüşmek yerine Lamamra aracılığıyla müzakere edecek, ancak hangi tarafın katılmadığını açıklamadı.Reuters'a göre bir başka BM sözcüsü de Cenevre’deki iki heyette her iki tarafın liderlerinin üst düzey temsilcilerinin bulunduğunu söyledi.(El-Hurra web sitesi, 12 Temmuz 2024)

Haber:

Birleşmiş Milletler, Cenevre müzakereleri aracılığıyla -kendi söylediğine göre- savaşan iki tarafı, askeri çatışmaların alevlendiği bölgelere yardımların girdirilmesi için üzerinde anlaşmaya varılan bir formülü kabul etmeye zorlamayı hedeflemekte olup uluslararası arabulucuların masasına koyduğu öneriler arasında insani amaçlı kısa vadeli bir ateşkes de yer alıyor.

Sömürgeci Batı’nın Müslüman ülkelerde yürüttüğü savaşlarda kan dökülüyor, insanlar yerinden ediliyor, sonra bunun ardından konferanslar düzenleniyor ve müzakerelerin kapısı açılıyor; her ne kadar müzakerelerin aslı kan dökülmesini önlemek olsa da ardından insanlar, müzakerecilerin vızıltılarıyla kandırılıp acıları dindiriliyor ve insanlar da, müzakerecilerin haklarını ve çıkarlarını savunacaklarını ve sivilleri korumak ve çatışmalardan etkilenen bölgelere yardım götürmek için çalışacaklarını umuyorlar!

Sudan'da çatışan tarafların Cenevre’ye gitmesinin sebebine gelince:bölgedeki birçok krizde olduğu gibi zaman kaybından, emek ve enerjinin tüketilmesinden ibarettir. Bunun en yakın örneği ise Yemen’deki “meşru” hükümet ile Husi grubu olarak meşhur olan Ensarullah grubu arasında yapılan ve bitmek bilmeyen müzakere turlarıdır; zira iki taraf arasındaki müzakereler dokuz tura ulaştı, bu ayın 6'sında yapılan dokuzuncu tur da önceki turlar gibi sonuçsuz bir şekilde sona erdi, her iki taraf iki ay içinde onuncu turun yapılması konusunda anlaştı ve her defasında müzakereler sonuçsuz kaldı ve tek kaybeden ise Yemen oldu.Dokuz turun bir kısmı Cenevre’de, bir kısmı da onun dışında gerçekleşti ancak diğer krizler için de sonuç farklı olmadı.Sudan’daki krizin aksine müzakereler, her defasında zaman kaybı olduğu gibi ne bir faydası ne de bir yararı olmayan bir çaba ve enerji israfı olmuştur.

Bu nedenle başta Amerika olmak üzere Batılı ülkeler tarafından yönetilen müzakereler, uğruna savaşların fitilini ateşledikleri hedefleri gerçekleştirmek, ülke ve insanlar üzerindeki kontrol ve hegemonyasını sürdürmek, avurtlarını şişirerek konuştukları Batılı değerleri empoze etmek ve halkları, özgürlük, insan hakları, kadın hakları ve insani durumlar gibi bahanelerle sömürgeleştirmek için yapılmaktadır. İzzetli ve sarsılmaz Gazze’de yaşananlar onların gerçek doğasının bir kanıtıdır; zira Yahudilerin ve Batı’nın, çocukları, kadınları, hastaları, yaralıları, hastaneleri, okulları, konutları, sivil binaları, hatta esirleri bile umursamadıkları ortaya çıkmıştır; çünkü kendileri için yaş kuru her şeyin ezilmesine izin vererek hastaneleri, okulları, savunmasız insanları, çocukları ve kadınları, terk edilmiş aileleri, zayıfları ve muhtaçları bombaladılar ve esirleri aşağılayıp küçük düşürdüler.

İstikrarsızlık, yerinden edilme, kan dökülmesi ve binaların ve tesislerin yıkılması çoğu Müslüman ülkeye isabet etmiştir; dolayısıyla güvenliği, emniyeti ve istikrarı sağlayacak ve sadece Müslüman ülkelere değil, tüm dünyaya adaleti ve hayrı yayacak olan sadece Allah'ın kurulması için çalışmayı farz kıldığı ve Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in geri dönüşünü müjdelediği Hilafet’tir.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Mecdi Salihin

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER