Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
İçimizde Salih Kimseler Olduğu Halde Allah Bizleri Helak Eder mi?!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

İçimizde Salih Kimseler Olduğu Halde Allah Bizleri Helak Eder mi?!

Haber:

4 Haziran 2024 tarihinde, Tunus İnsan Bilimleri Yüksek Enstitüsü’nde sosyoloji yüksek lisansı için “Tunus’ta *Queer Kişilerin Mücadelesi ve Siyasi Bağlılığı” konulu bir araştırma tezi tartışıldı, bu teze çok güzel bir not verildi ve üniversite kampüsünün ortasına eşcinsel bayrağı çekildi.Ertesi gün, yani 05/06/2024 günü, Manouba Üniversitesi’nde “İsrail’de” Din ve Devlet Sorunu” konulu din bilimleri alanında doktora belgesi almaya yönelik bir araştırma tezi tartışıldı. (*Queer, eşcinsel anlamına gelmektedir)

Yorum:

Aynı ülkede ancak başka ölçeklerde bir öğrenci, 17 Mart 2023 tarihinde Kayrevan Sanat ve Beşeri Bilimler Fakültesi’nde, “Eski İslam Düşüncesinde Hilafet Tasavvuru: Bir Model Olarak Maverdi’ye ait el-Aḥkâmü's-Sulṭâniyye Ve’l-Vilâyâtü'd-Dîniyye” başlıklı yüksek lisans tezi tartışıldı ve çok iyi bir not aldı; ardından bu öğrenci 26 Nisan 2023’te terör suçlamasıyla tutuklandı ve konuyu neden seçtiğini gerekçelendirmek için 15 gün soruşturma altında kaldı! Aynı öğrenci daha sonra aynı üniversiteye doktora tezi raporu sunmuş ve bu tür konularda araştırma yapılmasının yasaklandığı bahanesiyle rapor bilim kurulu tarafından reddedilmiştir! Yine aynı ülkede sivil devleti savunan ulusal bir gözlemci, okulun tarafsızlığı ilkesinin, tüm siyasi ve ideolojik eğilimler tarafından ihlal edilmesini kınayan uzun ve geniş bir açıklama yayınladı, profesör eğitim rolünü bıraktı ve Gabes’teki özel bir okulda bir eğitimcinin başörtülü bir kız öğrenciyi kutladığı olayda savunuculuk rolü oynadı.

Ahlaksızlığa, açıklığa, ahlaki çöküşün kutlanmasına ve Yahudi varlığı için bir devletin utanç verici bir şekilde tanınmasına yönelik açık çağrı, normalleşmeye yönelik bir eğilim olarak memnuniyetle karşılanırken diğer tarafta bu ülke halkının kınadığı şeylerle ilgili her türlü görünüm, söz ve eylem için pusuda ve tetikte bekleyenlerin olduğunu görüyoruz; oysa en büyük din olan İslam ve ondan kaynaklanan şerî hükümler tatbik edilmiş olsa, tüm insanlığın durumu düzelirdi!

Ey Tunus’taki halkımız: Geçmiş ümmetleri düşünün ve onların durumları hakkında tefekkür edin; zira daha öncekilerin kıssaları ve cezalandırıldıklarına dair haberlerden maksat, sadece bilgilendirmek için değildir, aksine uyarmak ve ibret almak içindir. Dolayısıyla cezanın ve helâkın yönlerinden biri de günahlara karşı sessiz kalmaktır; çünkü sessiz kalarak bunları kabul etmek, bunların devam etmesinin, büyümesinin ve yayılmasının bir işaretidir. Nitekim İmam Ahmed, Ömer İbn Hattab’ın şöyle dediğini zikretmiştir: “Köyler, ahalisi olduğu halde yok edilmek üzere olacaktır. Denildi ki; ahalisi olduğu halde nasıl yok edilir? (Ömer) dedi ki; facirleri iyilerine üstün geldiğinde ve kabilenin münafıkları egemen olduğunda.” Yine Münavi, Faydu’l Kadîr adlı kitabında şöyle diyor: “Yani Vallahi şu iki husustan biri olacaktır; ya iyiliği emredip kötülükten sakındırırsınız, ya da Allah katından bir azap indirir; sonra dua edersiniz de duanız kabul olunmaz. Sistemin ıslahı ve peygamberlerin şeriatlarının cereyan etmesi, ancak İslam’daki bu kaide hâkim olduğunda devam eder. Hatta onun gibi yapanlara dahi emretmek ve nehyetmek farzdır… Zira münkerden sakındırmayı terk edene, azabının geri çevrilmeyeceğine ve duasının kabul edilmeyeceğine dair şiddetli bir tehdit vardır; bundan daha aşağı olanı ise, zeki ve akıllı birinin azarlanmasıdır.”

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
M. Durra El-Bakuş

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER