Salı, 24 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/26
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Avrupa ülkeleri, Yahudi Varlığını Ümmetin Gazabından ve Şehitlerinin İntikamından Koruyacak Bir Filistin Varlığını Tanıyarak Yahudi Varlığını Suçlarından Dolayı Ödüllendiriyorlar

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Avrupa ülkeleri, Yahudi Varlığını Ümmetin Gazabından ve Şehitlerinin İntikamından Koruyacak Bir Filistin Varlığını Tanıyarak

Yahudi Varlığını Suçlarından Dolayı Ödüllendiriyorlar

Haber:

İspanya, Norveç ve İrlanda, Filistinlilerin memnuniyetle karşılaması ve “İsrail’in” ezici öfkesi arasında 28 Mayıs’ta yürürlüğe girecek bir adımla Filistin devletini resmi olarak tanıyacaklarını açıkladı. Nitekim Norveç Başbakanı Jonas Gahr Store, ülkesinin 28 Mayıs'tan itibaren Filistin'i bağımsız bir devlet olarak tanıyacağını söyledi. Ayrıca Store, tanımanın amacının Filistin otoritesi temelinde siyasi olarak uyumlu bir Filistin devleti kurmak olduğu eklemesinde bulunarak iki devletli çözümün Yahudi varlığının çıkarına olduğunu belirtti.

Filistin başkanlığı, resmi haber ajansı (Wafa) tarafından aktarılan açıklamada şunları söyledi: “Bu kararların, Filistin halkının kendi topraklarında kendi kaderini tayin etme hakkının tanınmasına ve iki devletli çözümün uygulanmasını desteklemek için fiili adımlar atılmasına olan katkısına büyük değer veriyoruz.” İslami Direniş Hareketi (Hamas) ise Norveç, İrlanda ve İspanya'nın Filistin Devleti'ni tanıma duyurusunu memnuniyetle karşıladı ve bunu "topraklarımız üzerindeki hakkımızı teyit etmek için önemli bir adım" olarak değerlendirdi. Hareket, ülkelere, “ulusal haklarımızı tanıma ve Filistin halkımızın kurtuluş, bağımsızlık ve işgale son verme mücadelesini destekleme” çağrısında bulundu.

Öte yandan Yahudi varlığı, bu iki ülkenin Filistin Devleti’ni tanıma yönünde harekete geçmesinin ardından İrlanda ve Norveç'teki büyükelçilerini “acil istişarelerde bulunmak üzere” çağırdı. Yahudi Dışişleri Bakanı Yisrael Katz yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bugün İrlanda ve Norveç'e sert bir mesaj yöneltiyorum: “İsrail” bu konuda sessiz kalmayacaktır.” Ayrıca Kıbrıs’ın yanı sıra Avrupa Birliği'ne üye 8 ülkenin de (Bulgaristan, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Romanya, Slovakya, Macaristan, İsveç) Filistin devletini tanıdığını belirmekte fayda vardır. (El Cezire)

Yorum:

Yahudi varlığının Gazze Şeridi'nde gerçekleştirdiği etnik temizlik katliamları ve uluslararası sessizlik ve onun suç ortaklığının ortasında 24 saat televizyonda yayınlanan Batı Şeria'daki aktivistlere yönelik kovuşturma, dünya halklarını bunları kınamak ve Filistin'in kurtuluşunu talep etmek için protesto yürüyüşleri ve gösteriler düzenlemeye ve şu sloganı atmaya sevk etti: “Nehirden Denize.” Nitekim katliamların yedi ayı aşkın bir süre devam etmesinden sonra, -başta Amerikalı siyasetçiler olmak üzere- dünyadaki siyasetçiler, hepsinin suçlandığını ve bu suçlara bulaştıklarını ve insanların, yaptıkları ittifaklardan dolayı kendilerini sorumlu tutacaklarını -ki zaten yapmaya başladılar- anladılar. Zira Batılı bir yetkili ayağa kalkıp orada ve buradaki insanlara konuşmaya başlar başlamaz katılımcılar arasından biri ona karşı ayaklanıyor, onu sorumlu tutuyor ve suçlu Yahudi varlığıyla suç ortaklığından ve Gazze halkına ve genel olarak Filistin halkına ihanetinden dolayı ona hakaret ediyor. Bu nedenle dünya liderleri, gerek kendi güvenilirliklerine gerekse özgürlük, insan hakları, eşitlik, kadın ve çocuk hakları, hatta hayvan hakları, doğanın korunması ve benzerleri gibi insanların Batı’nın iddia ettiği ilkelere olan güvenin bozulmasına bir son vermek zorunda kaldılar…

Amerika Birleşik Devletleri'nin yörüngesindeki ülkeler arasında yer alan bu üç Avrupa ülkesinin açıklaması, Amerika’nın bir talebinden ya da ondan gelen yeşil ışıktan başka bir şey değildir. Ayrıca bu, Batı medeniyetinin çöküşüne çare olma girişimi olduğu gibi aynı zamanda tanımanın sanki Filistin halkı ve Batı değerleri için bir zafermiş gibi görünmesi amacıyla olayın istismar edilmesidir. Gerçek tamamen farklı olsa da, bu "tanıma", otuz yıl önce bizzat Norveç'te imzalanan Oslo Anlaşmasında belirtilen Filistin devletinin tanınmasından önce Yahudi varlığının Filistin topraklarının yüzde 80’inden fazlası üzerindeki “hakkının” tanınması olup sözde Filistin devletinin tanınması ise, gerçekte Yahudilerin mübarek Filistin topraklarındaki “hakkının” teyit edilmesi ve küresel çapta Filistin davasının tabutuna son çivinin çakılmasıdır. Bu nedenle Norveç Başbakanı Jonas Gahr Store, "İki devletli çözüm “İsrail’in” çıkarınadır” derken doğru söylemiştir -ki aslında o yalancıdır.-

Filistin Otoritesinin ve onun izinden giden -hem ulusal hem de İslami- Filistin hareketlerinin rolü, Filistin meselesini tasfiye etmek ve mübarek Filistin topraklarındaki Yahudi varlığını güçlendirmek için komplo kuran ve İki devletli çözüm projesini Filistin ve Gazze halkının zaferi olarak gösteren Arap ve Müslüman yöneticilerin rolünün bir uzantısıdır. Bu ne kadar büyük bir komplodur! Amerika projesini Filistin’de hayata geçirip bunu Biden lehine bir seçim kartı olarak kullanacakken Yahudiler ise bu projeyi tamamen reddediyormuş gibi görünüyorlar. Bu arada son seksen yılda verilen binlerce şehit ve yaralı, “sözde” bu “zaferi” gerçekleştirmek için verilmiş gibi bu proje ortaya çıkarılıp Filistin için destekleyici bir zafermiş gibi sunuluyor! Gerçekten bizler, fitnelerin ve tuhaflıkların olduğu bir zamanda yaşıyoruz ve bu ihanetin ve tuzakların boyutunu ancak aklı başında olan insanlar anlayabilir.

Amerika ve Amerikan yanlısı olanların Gazze ve Refah sonrası hakkındaki konuşmaları, ister Yahudiler reddediyormuş gibi yapsınlar isterse gerçekten kokuşmuş mizaçları ve aptallıkları nedeniyle reddetsinler, dava sahipleri ve İslam ümmetine iki devlet projesinin dayatılmasına yol açacak bir çözüm hakkındaki konuşmadır. Ancak ümmetin Gazze ve Refah sonrası planının, tüm mübarek toprak Filistin üzerindeki haklarını teyit etmek, hem şehitlerin kanlarının hem de Yahudilerin çiğnediği kutsalların ve namusların intikamını almak için olması gerekir; zira siyasi ve askeri liderliğiyle ümmetin Gazze halkını yüzüstü bırakıp onların parça parça doğranmalarının ardından Amerika’nın mübarek topraklara yönelik komplo projesi kabul edilemez, hatta tartışması dahi yapılamaz. Dolayısıyla Filistin halkının kanı, yöneticiler ve liderler de dahil olmak üzere kendilerini yüzüstü bırakan herkesi yakan bir kor olmalıdır. Bu yüzden ümmet ve onun orduları içindeki muhlisler, bu yöneticilere karşı isyan etmeli ve onların yerine, kendilerini birleştirecek ve Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in müjdesini gerçekleştirmek için ordulara liderlik edecek bir Halife getirmelidirler. تُقَاتِلُكُمْ الْيَهُودُ فَتُسَلَّطُونَ عَلَيْهِمْ حَتَّى يَقُولَ الْحَجَرُ يَا مُسْلِمُ هَذَا يَهُودِيٌّ وَرَائِي فَاقْتُلْهُ Yahudiler sizinle savaşacak, siz onlara musallat kılınacaksınız. O kadar ki taş: Ey Müslüman, işte bu bir Yahudidir, arkama saklanmıştır, onu öldür, diyecektir.” [Sahih-i Müslim]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Bilal Muhacir – Pakistan

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER