Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Türkiye’nin Hamas ile Yahudi Varlığı Arasındaki Arabuluculuğu!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Türkiye’nin Hamas ile Yahudi Varlığı Arasındaki Arabuluculuğu!

Haber:

18 Nisan 2024'te Sky News Arabia, Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan aracılığıyla Hamas liderlerinin, 1967 sınırlarında bir Filistin devleti kurulması halinde hareketin askeri kanadını dağıtmayı kabul ettiklerini ifade ederek Hamas’ın siyasi bir harekete dönüşmesini belirttiklerini bildirdi; bu ise Katar’ın varlıkla Hamas arasındaki ateşkes görüşmelerindeki arabuluculuk rolünü yeniden gözden geçireceğini açıklamasının ardından geldi.

Yorum:

Şüphesiz Gazze’deki mücahitlerin gösterdiği fedakarlıklar ve yiğit direniş, bu varlığın yöneticilerini şaşkına çevirdiğini gibi onun kırılganlığının boyutunun yanı sıra varlığın kırılma ve ortadan kaldırılma potansiyelini ortaya çıkarmıştır. Şayet bu varlığın kuruluşundan bu yana her yönüyle yanında yer alan kâfir Batı ve onların bölge yöneticileri arasındaki ajanları olmasaydı, bu varlık bir an bile yaşayamazdı. Çok sayıdaki Müslüman topraklarının gasp edilmesinden ve işgal edilmesinden bahsetmiyorum bile. Bu da açıkça göstermedir ki tam bir kurtuluş mücadelesi sadece varlıkla değil, aksine onun arkasında duranlarla da verilmektedir; zira varlık, Amerika, İngiltere ve Avrupa için gelişmiş bir üs olmakla birlikte bu kafir ülkelerin ön savunma hattıdır. Dolayısıyla Müslümanların Allahu Teala’nın zafer ve iktidar vaadini gerçekleştirebilmesi için Müşriklerin topyekûn Müslümanlarla savaştıkları gibi Müslümanların da onlara karşı topyekûn savaşmaları gerekmektedir. Zira Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَقَاتِلُواْ الْمُشْرِكِينَ كَآفَّةً كَمَا يُقَاتِلُونَكُمْ كَآفَّةً وَاعْلَمُواْ أَنَّ اللهَ مَعَ الْمُتَّقِينَMüşrikler nasıl sizinle topyekûn savaşıyorlarsa siz de onlara karşı topyekûn savaşın ve bilin ki Allah (kötülükten) sakınanlarla beraberdir.” [Tevbe 36]

Çarpıcı olan ise Müslümanların hareketleri, liderleri ve örgütleri aracılığıyla hâlâ meselelere kısmi ve yerel bir perspektiften bakmaları ve özellikle 7 Ekim 2023’teki Aksa Tufanından sonra tüm netliğine rağmen resmin tamamını görmemeleridir. Oysa Müslümanlar, Amerika’nın donanmasıyla, başkanıyla ve bakanlarıyla gelip nasıl da varlıkla tek bir safta yer aldıklarını ve İngiltere, Fransa, Almanya ve İtalya’nın da onları takip ettiklerini gördüler. Ama Müslümanlar, Yahudilerin ve onların arkasındaki İslam’a kindar olan kâfir Batı’nın karşısında duran Gazze’deki kardeşlerini yalnız bıraktılar, Dolayısıyla bugün İslam ümmeti, bütün güç ve imkanlarıyla müşriklerle savaşmıyor, aksine sayı ve teçhizat bakımından az ve zayıf bir grubu azılı bir savaşla karşı karşıya bırakmıştır.

Daha da kötüsü Müslümanların başındaki yöneticiler ordularını ve güçlerini Filistin’deki kardeşlerinin yanında durmaları için seferber etmek yerine, onların gizli ve açık bir şekilde savaşçıları kontrol altına almak ve onları çocukları, kadınları ve yaşlıları öldürmeye, okulları, camileri ve evleri yıkmaya devam eden ezici savaştan daha zalim ve karanlık yollara sürüklemek için çalıştıklarını görmektesiniz.

Katar, Arap ülkelerindeki diğer varlıklar gibi Filistin Devleti adı verilen mutant bir varlığın verilmesi karşılığında Yahudi varlığını yeni Ortadoğu sisteminde tamamen kabul edilebilir bir devlet olarak pekiştirmek için arabulucu rolünü oynadı ve oynamaya devam ediyor. Nitekim Batı'nın entrikaları amacına ulaşmaya başlayınca bu habis rol, bu dosyanın Suudi Arabistan’dan çekilmesinin ardından Amerika'nın “Amerikan usulü İslam’ı” teslim etmeye çalıştığı Türkiye’ye kaydı.Bu nedenle Hamas’ın siyasi liderleri, savaşın başından bu yana Yahudi varlığına çeşitli gıda, ilaç ve sanayi ürünleri sağlamakta tereddüt etmeyen cumhurbaşkanıyla görüşmek üzere Türkiye’ye çağrıldı. Bu koşullar altında Hamas’ın siyasi liderlerini çağırılmasının, Ortadoğu sisteminde Yahudi varlığını pekiştirme yönündeki baskıyı artırdığı hiç kimse için bir sır değildir; zira Amerika, Türkiye'yi bu Ortadoğu sisteminin önemli bir parçası ve güçlü bir oyuncusu yapmak istiyor.

Türkiye ve ondan önceki İngiltere ve Amerika ajanları, meselenin Filistinliler için bir devlet kurma meselesi olduğunu tasvir etmişler ve asıl mesele ve sorunun Filistin’de bir Yahudi varlığının kurulması olduğuna dikkat çekmişlerdir. Dolayısıyla Filistin için bir devlet talep etmek, kesinlikle Yahudi varlığının ve onların “İsrail” denilen devletinin pekiştirilmesi anlamına gelmektedir.Birçok insan, Ürdün, Lübnan, Suriye, Mısır ve diğerlerinde olduğu gibi Filistin halkının da İslam ümmetinin bir parçası olduğunu ve onun kendine ait zayıf bir devlete ihtiyacı olmadığını unutmaktadır... Bu ajanlar, kafir Batı’ya ajanlık yapmakla yetinmediler, aksine onlar, Yahudi varlığını pekiştirmek, onların devletini kurmak ve onu İran, Türkiye ve Arap bölgesindeki diğer ülkelerle birlikte yeni Ortadoğu’nun bir parçası haline getirmek için hâlâ kendi dışındakileri, özellikle de güç ve kuvvet sahipleri ve mücahidleri kendileriyle birlikte bir araç olsunlar diye kendilerine katılma yönünde sürüklemekte ısrar etmektedirler.

Katar’daki Hamas liderleri, kendilerinin ve ümmetin davasının tehlikede olduğunun, dikkatli bir şekilde bakarlarsa tünellerden ve deliklerden çıkıp daha iğrenç ve daha kötü olan kötülük koridorlarına gireceklerinin farkındalar mı acaba?!

فَلَوْلَا نَصَرَهُمُ الَّذِينَ اتَّخَذُوا مِن دُونِ اللهِ قُرْبَانًا آلِهَةً بَلْ ضَلُّوا عَنْهُمْ وَذَلِكَ إِفْكُهُمْ وَمَا كَانُوا يَفْتَرُونَAllah’tan başka kendilerine yakınlık sağlamak için tanrı edindikleri şeyler, kendilerine yardım etselerdi ya! Hayır, onları bırakıp gittiler. Bu onların yalanı ve uydurup durdukları şeydir.” [Ahkaf 28]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Dr. Muhammed Ceylani

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER