Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
İslam’a Yönelik Tekrarlanan Hakaretler; Daha Ne Kadar Sürecek?!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber - Yorum

İslam’a Yönelik Tekrarlanan Hakaretler; Daha Ne Kadar Sürecek?!

Haber:

Geçtiğimiz günlerde Malezya’daki Müslümanları derinden sarsan bir olay oldu; zira mübarek Ramazan ayı boyunca KK market zincirinin birçok satış noktasında üzerinde “Allah” yazılı çorapların satıldığı ortaya çıktı. Bu ifşa yaygın bir öfkeye ve market zincirini boykot etme çağrılarına yol açtı.Daha sonra devlet kurumları soruşturmalara başladı ve KK zincirinin kurucusu da dahil olmak üzere ilgili tarafların ifadelerini aldı. Hem market zinciri hem de çoraplardan sorumlu satıcı, denetim ihmali olduğunu kabul ederek özür dilediler. Ancak bu jestlere rağmen ne yazık ki benzer olayların tekrarlanması, özür dilemenin tek başına yeterli olmayacağı endişesine yol açmaktadır. Bu yüzden İslam’ın kutsallığına saygı duymayanlara karşı daha sert önlemler alınması için hükümet üzerinde artan bir baskı söz konusudur. Aynı zamanda gerilimi daha da tırmandırmak yerine, gerilimi düşürmeye yönelik çağrılar da yapılıyor.

Yorum:

Ramazan, izzet ve bereketlerle dolu bir aydır. Ancak bazı kâfirler açısından, sürekli bir kırgınlık ve bu ay boyunca İslam’a hakaret etmeye ve onu aşağılamaya yönelik fırsatlar yakalamak için ısrarlı bir çaba söz konusudur. Bu yüzden hemen hemen her yıl Ramazan ayında, gerek yüce “Allah” lafzının kutsallığına, gerekse Nebi Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şahsına yönelik olsun İslam’a saygısızlıkla ilgili olaylar yaşanmaktadır.

Bu son olay türünün ilk örneği değildir; zira tıpkı gayrimüslim birinin orucunu domuz çorbasıyla açıyormuş gibi yapması şeklinde kaba bir davranışta bulunması gibi daha önce de İslam’a yönelik saygısızlık vakaları yaşanmıştır. Ayrıca elektronik medya organlarında meydana gelen ve henüz daha bildirilmemiş birçok hakaretler de söz konusudur. Peki İslam’ın kutsallığına yönelik bu hakaretler neden tekrarlanıyor? Bu tür eylemleri yasaklayan yasalar olmasına rağmen görünen o ki bunlar, kâfirler için caydırıcı olmuyor. Müslümanlar için ise tek sığınak, özür talep etmektir! Bu saygısızlığın defalarca tekrarlanmasının ardından, sadece özür dilemenin yeterli olmadığı açıkça görülmektedir. Aslında Müslümanların zayıflığının, gayrimüslimlerin İslam kültürüyle alay etmekten ve onu küçümsemekten korkmadıkları noktaya kadar ulaşması sadece Malezya’ya özgü değildir. Zira dünya çapındaki Müslümanların da zayıf ve aciz oldukları görülüyor; bu nedenle kâfirler, Müslümanlara hakaret etmeye ve taciz etmeye devam ediyorlar. Nitekim Gazze’deki Müslümanların başına gelenler ve Müslüman ülkelerin de harekete geçmemesi, bu zayıflığın en son örneğidir. Bu zayıflığın temel sebebinin, açıkça Müslümanların 50’den fazla ulus-devlete bölünmüş olması olduğu ifade edilebilir. İslam ümmetinin hayatın çeşitli yönlerinde neredeyse tamamen Batı’ya bağımlı olduğu gerçeği göz önüne alındığında, durum daha da kötüleşmektedir.

Bu durum, 100 yıl önce İslami Hilafetin yıkılmasından bu yana devam ediyor. Zira Müslümanların siyasi varlığı olan İslami Hilafet, 1924’ten beri kaybolmuştur. Yıkılışından önce dünya, 13 asırdan fazla bir süre boyunca Hilafetin koruması altındayken Müslümanlar, kafirlerin fiziksel saldırılarına veya hakaretlerine maruz kaldıklarında savunulmuştur. Hatta zayıflık zamanlarında bile kâfirler, Müslümanların birliğinin gücünden çekiniyorlardı; on sekizinci yüzyılın sonlarında gördüğümüz gibi Fransa ve İngiltere, Sultan II. Abdülhamid’den (Allah ona rahmet etsin) sert bir uyarı aldıktan sonra Nebi Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’i konu alan bir oyunun gösterimini iptal etmek zorunda kalmışlardı.

Bugüne gelince; bizler, İslam’a saygısızlığın ve onun kutsallığına yönelik hakaretin sonu gelmeyecekmiş gibi olduğunu görmekteyiz. Ayrıca gayrimüslimlerin İslam’ın kutsallığı konusunda “bilinçsiz olmaları”, üzerinde yüce “Allah” lafzı yazan çoraplar üretmeleri veya İslam’a hakaret eden başka bir şey yapmaları şeklindeki “hataları” için bir gerekçe olmamalıdır. Bu hakaretlerin tekrarlandığı açıktır; çünkü failler için, işlemiş olduklarından gerçek bir ders çıkarabilecek bir önlem ve ceza olmadığı gibi artık Müslümanlar hafife alınmayacak bir güç olarak görülmüyor. Ancak Hilafetin geri dönüşüyle birlikte Müslümanların gücü ve düşmanlarının kalbindeki korkulan konumları yeniden tesis edilecektir.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Dr. Muhammed - Malezya

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER