Perşembe, 26 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/28
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Sömürgeciler Gitmedikçe, Terör Bitmez!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber - Yorum

Sömürgeciler Gitmedikçe, Terör Bitmez!

Haber:

Pazar sabahı Ankara'da İçişleri Bakanlığı önünde bombalı saldırı düzenlendi. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, saat 09:30 meydana gelen olayın terör saldırısı olduğunu, iki polisin yaralandığını, biri kendini patlatan iki teröristin etkisiz hale getirildiğini açıkladı. Sonraki gün yapılan açıklamada ise saldırının Kayseri’de bir veterineri öldürdükten sonra aracını gasp eden PKK’lı teröristler tarafından gerçekleştirildiği bildirildi. (02.10.2023 Ajanslar)

Yorum:

3 Mart 1924’de Hilafetin ilga edilmesinden sonra İslam coğrafyası ırk ve toprak temelinde bölünerek 50 küsür parçaya ayrıldı. Her bir parçanın üzerine batıya göbekten bağlı laikliği ve milliyetçiliği esas alan gayrı İslami rejimler inşa edildi. Bu rejimlerin başlarına da halkına ihanet etmekte tereddüt etmeyen hain yöneticiler dikildi. Sömürgeci kafir batı asırlar boyu hatasıyla kusuruyla İslam devletinin gölgesinde tek bir beden gibi yaşayan İslam ümmetinin tekrar birleşmemesi için her türlü fitne desise ve kötülüğü bu rejimler üzerinden hayata geçirdi. Laiklik İslam’ın yönetime dönmemesi için milliyetçilik ve vatancılık fikirleri de ümmetin bir araya gelmemesi için ruveybida yöneticiler tarafından Müslüman halklara dayatıldı.

Fikir ve kanun dayatmasının yeterli olmadığı, özellikle de İslam’ın geri dönüşü noktasında güçlü dinamiklere sahip olan beldelerde ise batı terör yöntemine başvurdu. Türkiye bu anlamda terörün en çok musallat edildiği ülkelerin başında gelmektedir. Yaklaşık 50 yıldır PKK terör örgütüyle mücadele etmektedir. Hilafetin yıkılmasında başrolü oynayan İngiltere’nin sonrasında ise Amerika’nın Türkler ve Kürtlerden devşirdiği adamlar eliyle fitne ateşi yakılarak PKK örgütü ortaya çıkarıldı. Böylece sömürgeci kafirler Türkiye’nin gücünü zayıflatmak toplumsal huzuru bozmak ve Türkiye üzerindeki çıkarlarını gerçekleştirebilmek için terörü bir silah olarak kullanmaya başladılar.

Terörizm politik şiddetin bir çeşididir ve menşei sömürgeci kafir batıdır. Teröristler bazen insanların yoğun olduğu cadde, pazar vb. yerleri hedef alarak topluma korku vermeyi amaçlar. Bazen de sınırlandırılmış özel hedeflere yönelik uyarı/gözdağı mesajı vermeyi amaçlar.

Ankara’da İçişleri Bakanlığını hedef alan terör eylemi de böyle bir mesajı andırmaktadır. Zira saldırının son aylarda İçişleri Bakanlığı tarafından suç örgütleri ve uyuşturucu kaçakçılarına yönelik operasyonlarından ve PKK terör örgütünün özellikle üst düzey isimlerinin hava saldırıları ile öldürülmesinden sonra gelmesi dikkat çekicidir. 14-28 Mayıs seçimlerinden sonra göreve gelen yeni İçişleri bakanı Ali Yerlikaya bu operasyonların hız kesmeden devam edeceğini, bu örgütlerle tavizsiz bir şekilde mücadele edileceği mesajını vermişti. Dolayısıyla intihar bombacısı ile düzenlenen saldırı İçişlerine Bakanlığının operasyonlarına bir cevap niteliği taşıyor. Aynı zamanda uyuşturucu tacirleriyle kol kola olan ve uyuşturucudan önemli bir gelir elde eden PKK, bu terör saldırısı ile eylem kabiliyetini kaybetmediğini, Ankara’nın kalbinde operasyon yapabildiği mesajını veriyor. İktidar ise terör eyleminden hemen sonra Kuzey Irak’taki PKK hedeflerine yönelik hava saldırıları ve yurt içinde başlattığı tutuklama operasyonlarıyla cevap verdi.

Diğer taraftan bu saldırı istihbaratın etkinliği konusunda soru işaretleri doğuruyor. Teröristleri ayakkabı numaralarına kadar bildiklerini söyleyen iktidar yetkilileri nasıl oluyor da bu eyleme engel olamıyorlar! Tüm bunlarla birlikte saldırı sonrası oluşacak siyasi ortamın PKK’ya ve onun partisi HDP’ye olan nefreti artıracağını iktidara olan desteği ise güçlendireceğini akıldan çıkarmamak gerekiyor.

Sonuç olarak, birileri birbirine siyasi mesaj verirken burada asıl etkilenen Müslüman halkımızdır. Müslüman halkımızın ekonomi başta olmak üzere yığınla sorunu varken üzerine bir de güvenlik endişesi yüklenmiş oluyor. AK Parti yönetiminin köhnemiş ve toplumun güvenliğini sağlamaktan aciz Cumhuriyet rejimine Türkiye Yüzyılı adıyla makyaj yapmış olması laik rejimin başarısızlığını gizleyemiyor. Sadece devlet yönetimindeki şahısların değişimi ile miadını doldurmuş rejime can suyu verilemeyeceği de açığa çıkmış oluyor.

Sömürgeci Batı’nın, özellikle Amerika ve NATO’nun bölgemizde terör faaliyetlerini üretmesi ve desteklemesi, bölgemizin sürekli bir istikrarsızlık, kaos, kriz ve çatışma ortamında kalmasına yönelik plan ve manevraları ile yine Amerika, Avrupa ve NATO’nun apaçık düşmanca faaliyetlerine rağmen bölge ülke yönetimlerinin onları dost ve müttefik görmeleri bu alçakça eylemlerin asıl müsebbibidir.

Bu karanlık çatışma ortamından çıkışın tek formülü elbette ki devlet yönetiminin laik esastan kurtarılıp, İslam Akidesi esasına oturtularak yalnızca ümmetin can, mal ve ırz güvenliğini Allah'ın emri gereği koruyup gözetecek ikinci Raşidi Hilafet'in yeniden ikame edilerek, sömürgecilerin tüm uzantılarıyla birlikte bu topraklardan temizlemektir.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Muhammed Emin Yıldırım

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER