Haber-Yorum

Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’i Sevmek, İddiayla Değil İttibayla Olur

Haber:

Bakanlar Kurulu Genel Sekreterliği Perşembe günü yaptığı açıklamada, önümüzdeki Çarşamba günü resmi çalışma saatlerinin tatil olacağını duyurdu; zira bugün yaptığı açıklamada, Hazreti Muhammed’in doğum yıldönümüne denk gelen 27 Eylül 2023 Çarşamba günü, tüm bakanlık ve devlet kurumlarında resmi çalışma saatlerinin tatil olmasına karar verildiğini söyledi. (Şafak News)

Yorum:

Bu günlerde Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in doğum yıldönümünü geçiriyoruz ve bizim bunu kutlama hakkımız vardır; zira o bizim rol modelimiz, en büyük örneğimiz, bizim şefaatçimiz ve onun Allah’ın Rasulü ve peygamberlerin sonuncusu olması bizim övünç ve izzet kaynağımızdır.

Peki biz, Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’i sadece doğum gününde mi anmalıyız? Onun sünnetine ittiba etmek ve bize getirmiş olduğu Allah’ın şeriatını tatbik etmek asla ayrılmamamız ve kendisini terk etmememiz gereken dinin bir parçası değil midir? En öncelikli ve en önemlisi, onun doğum gününü kutlamadan önce Allah’a ve Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e itaat etmek gerekmez mi?

Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir ümmet inşa etti, bir devlet kurdu, İslam’ı yaydı, Allah yolunda cihat etti ve insanları karanlıklardan aydınlığa çıkardı; bu yüzden bizim liderimiz, öğretmenimiz, Rasulümüz, Nebimiz, hidayet rehberimiz ve bize ana babamızdan, evlatlarımızdan ve tüm insanlardan daha merhametli olan odur.

Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in doğum gününü kutlamak, adeta Müslümanlara yönelik bir aldatmadan, hileden, kandırmadan ve düzenbazlıktan ibarettir; zira Allah’ın şeriatı askıya alınmış, Allah’a ve Rasulü’ne itaat kalmamış, Müslüman ülkeler parçalanıp işgal edilmiş durumda olduğu gibi Müslümanların başlarındaki yöneticiler de kâfirleri dost edinmekte, zulmetmekte ve baskı uygulamaktalar ve Müslümanların kanları, ülkeleri ve malları da ihlal edilmektedir; o halde kutlama gerekçeleri hani nerede?! Allah’a ve Rasulü’ne itaat etmek ve onun sünnetine ve metoduna ittiba etmek hani nerede?! Oysa Allah Tebâreke ve Teala şöyle buyurmuştur: لَقَدْ كَانَ لَكُمْ فِي رَسُولِ اللَّهِ أُسْوَةٌ حَسَنَةٌ لِمَنْ كَانَ يَرْجُو اللَّهَ وَالْيَوْمَ الْآَخِرَ وَذَكَرَ اللَّهَ كَثِيراً “Andolsun ki, Allah’ın Rasulü’nde, sizin için, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çokça zikredenler için güzel bir örneklik vardır.” [Ahzab 21]

Allah Tebâreke ve Teala bize, Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’i örnek almamızı emretmiştir; dolayısıyla o bizim rol modelimiz ve hayatın her alanında, özellikle de şerî tekliflerde, muhlis bir şekilde Allah’a yönelmede, salih amel işlemede, Allah ve Rasulü’ne itaat etmede, o ikisinin emirlerini uygulamada ve ikisinin yasakladıklarından kaçınmadaki en büyük örneğimizdir.

Ey Müslümanlar! Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’de sizin için güzel ve büyük bir örneklik vardır; zira sizler, Allah ve Rasulü’ne iman ettiniz, onun getirmiş olduğu nura tabi oldunuz, onun emir ve yasaklarına muhalefet etmediniz, onun getirmiş olduğu hakkı ikame ettiniz; o halde ona bağlı kalıp hayatınıza dair işlerinizi Allah’ın şeriatına göre düzenleyiniz ki aranızda adalet ve hak sağlanmış olsun. Ayrıca sizler, Allah’a ve ahiret gününe iman ediyorsunuz, O’nun hidayetine bağlı kalıyorsunuz, O’nun sünnetine ve yoluna tabi oluyorsunuz ve korku, güven, umut, sıkıntı ve refah anlarında Allah’ı çokça zikrediyorsunuz; o halde kendinizi zayi etmeyin ve küfür sistemleriyle hükmederek ve İslam şeriatını terk ederek içerisinde günahın, isyanın, Allah ve Rasulü’ne muhalefetin olduğu şeylerden sakının. Zira Allahu Teala şöyle buyurmuştur: قُلْ إِنْ كُنْتُمْ تُحِبُّونَ اللهَ فَاتَّبِعُونِي يُحْبِبْكُمُ اللهُ وَيَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْ وَاللهُ غَفُورٌ رَحِيمٌ * قُلْ أَطِيعُوا اللهَ وَالرَّسُولَ فَإِنْ تَوَلَّوْا فَإِنَّ اللهَ لَا يُحِبُّ الْكَافِرِينَ “(Rasulüm!) De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir. De ki: Allah’a ve Resûlü’ne itaat edin. Eğer yüz çevirirlerse bilsinler ki Allah kâfirleri sevmez.” [Ali İmran 31-32]

Allah ve Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’i sevmek, Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e tabi olmadıkça samimi ve gerçekçi olmaz; bu da ancak onun hidayeti üzere yürümek, onun hayat hakkındaki metodunu gerçekleştirmek, dinini ikame ederek hidayetine bağlı kalmak, insanların hayata dair işlerini İslam şeriatına göre yönetip düzenlemek, özellikle de İslam akidesinden kaynaklanmayan sistem veya kanundan büyük küçük herhangi bir şaibeyi Allah’ın şeriatına karıştırmamakla olur. Dolayısıyla Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e yönelik gerçek sevgi, sadece onun getirmiş olduklarına ittiba etmek, bunları pratik hayatta gerek kendi gerekse başkaları üzerinde uygulamak ve İslam’ı, Müslümanları ve ülkelerini korumakla olur.

Her kim Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’i sevdiğini iddia ettiği halde hayatını insanların sözüne göre düzenliyorsa, o kişi yalancıdır, münafıktır ve aldatıcıdır ki bundan Aziz ve Hakîm olan Allah’a sığınırız; zira bu kişi, Allah ve Rasulü’ne muhalefet ettiği gibi Allah’ın Kitabı ve Rasulü’nün sünnetinde geçen sınırlara ve farzlara tabi olmamakta ve Allah’ın hükmüme mutlak bir şekilde boyun eğmemektedir. Zira Allah Tebâreke ve Teala şöyle buyurmuştur: وَمَا آتَاكُمُ الرَّسُولُ فَخُذُوهُ وَمَا نَهَاكُمْ عَنْهُ فَانتَهُوا وَاتَّقُوا اللهَ إِنَّ اللهَ شَدِيدُ الْعِقَابِ “Rasul size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının. Allah’tan korkun. Çünkü Allah’ın azabı çetindir.” [Haşr 7]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Muhammed Yusuf – Irak