Haber-Yorum

Selin Önündeki Çer Çöp Gibi!

Haber:

İsveç polisi ikinci kez Iraklı mülteci Silwan Momika’nın, Stockholm’deki Irak büyükelçiliği önünde Kur’an-ı Kerim’in bir nüshasının yakıldığı bir toplantı düzenlemesine izin verdi.

İsveç polisi, iznin dini kitapların yakılmasına yönelik resmi bir talep temelinde verilmediğini, aksine anayasal toplanma özgürlüğü hakkı gereği bir “görüşün” açıklanacağı halka açık bir toplantı düzenlenmesi temelinde verildiğini gerekçe gösterdi.

İsveç Haber Ajansı’na göre toplantıyı organize edip toplantı sırasında Kur’an’ın bir nüshasını yakmak istediğini söyleyen kişi ile 28 Haziran Kurban Bayramı günü Stockholm’de bir caminin önünde Kuran’ın yakılmasını organize eden kişi aynıdır.

Yorum:

Sorun, orada burada İslam’a hakaret eden ve Müslümanları akideleri konusunda kışkırtan kişi değildir, aksine sorun şu iki yönden dolayı bundan çok daha büyüktür:

Birincisi: Batı’nın bize pazarlamak istediği kokuşmuş fikri sistem, insanlığı zora sokan ve onu hayvanlar derecesine düşüren özgürlükler fikridir. Zira şahsi özgürlük, ahlaki çözülme ve toplumların parçalanmasıyla sonuçlanmakta, hatta eşcinsellik bile yasalaştırılıp savunulmaktadır!

Selim fıtratı kaldırıp atan bu kokuşmuş fikirlerin etkilerinden gördüğümüz onca şeye rağmen hala Batı onları süsleyip püslemekte, pazarlamakta ve dünyaya bunların doğru olduğuna inandırmaya çalışmaktadır!

İkinci yöne gelince: Ümmet olarak varlığını tehdit eden ve artık kıskançlık duyulmayan bir konuma gelen bu fikri saldırıya karşı İslam ümmetinin aldığı tavırdır; zira biz ondan sadece feryat figan işitiyoruz ki bu yüzden darbe üzerine darbe alıyor. Bunun sebebi ise, ümmete isabet eden vehn (dünya sevgisi ve ölümü kerih görmek) ve kafirin hain yöneticiler aracılığıyla bileklerine taktığı prangadır. Bu nedenle Allah’ın en aşağılık yaratığının ona bu şekilde dil uzatması hiç garip değildir.

Ey Müslümanlar: Milletler sizin akıbetinizden emin olduktan sonra üzerinize üşüştüler ve sizin bir devletiniz ve Sultanınız varken ve ordularınız yenilmez bir ordu olarak nitelendirilirken sizde var olan heybetiniz gitti. Tüm bunların sebebi ise, size isabet eden vehndir; nitekim Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem vehni şu şekilde açıklamıştır: حُبُّ الدُّنْيَا وَكَرَاهِيَةُ الْمَوْتِ “Dünya sevgisi ve ölümü kerih görmektir.” Dolayısıyla Halifesinin “cevap işittikleriniz değil gördükleriniz” olacaktır şeklinde mektuplar göndereceği bu devlet geri dönmedikçe düşmanınızı durduracak hiçbir şey yoktur. Zira bir devlet, kadınlar gibi feryat figan etmekle yetinmez, aksine orduları harekete geçirir; nitekim onun lisanı hali şöyle der:

Kılıç davranışları belirlemekte kitaplardan daha güvenilirdir…
Keskinliği ciddiyet ve oyun arasındaki sınırdır

Sadece o zaman düşmanlarınız size herhangi bir şey yapmaya cesaret edemeyecektir; çünkü yapmış olduğundan dolayı binbir hesap verecek ve sizin aranızda Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şu kavli gerçekleşecektir: نُصِرْتُ بالرُّعْبِ مَسِيرَةَ شَهْرٍ “Bir aylık mesafeden düşmanların kalbine korku verilmekle bana yardım edildi.”

Sonuç olarak diyoruz ki; düşmanlarınız sizi aşağılamakla, size hakaret etmekle ve sizi kışkırtmakla yetinmeyecektir, aksine çobansız başıboş koyunlar gibi kaldığınız sürece bu eylemleri daha da artıracaktır; bu yüzden tek çözüm, Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafeti kurmak ve arkasında savaşacağımız ve kendisiyle korunacağımız bir Halife’ye biat etmektir.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Ahmed et-Tâi