Haber-Yorum

Nübüvvet Minhacı Üzere Hilafet Devleti’nin Gölgesinde Altın ve Gümüşe Dayalı Para Sistemi Uygulanmadıkça

Bangladeş’teki Ölümcül Enflasyon Bitmeyecektir

Haber:

Bangladeş Bankası Başkanı Abdurrauf Talukder Pazar günü,gelecek mali yılın ilk altı ayı için yeni para politikasını, daha önceki parasal hedefleme yaklaşımından uzaklaşıldığını ve daraltıcı para politikası izlemeyi amaçlayan faize dayalı yeni ekonomi politikası benimsendiğini açıkladı. Yeni para politikasında, hükümetin bankalardan borçlanmayı azaltacak şekilde para arzını azaltmak için faiz oranı artırılmaktadır; tıpkı kredilerdeki faiz oranının %9’a yükseltilmesi gibi. Bu uygulamadan amaçlanan, TÜFE enflasyonuna sınırlı bir etki yapması beklenen borçlanma maliyetinin artırılmasıdır. Bangladeş Bankası artık piyasaya odaklı tek döviz kuru sistemine güvenecek, bu da Taka ile ABD Doları veya başka herhangi bir yabancı para birimi arasındaki döviz kurunun, piyasadaki tedavül güçleri tarafından belirlenmesine imkan tanıyacaktır.Son olarak Bangladeş Bankası, toplam yabancı varlıkları hesaplamak ve raporlamak için cari işlemleri takip etmekle birlikte Ödemeler Dengesi Kılavuzunun altıncı baskısı ve Uluslararası Para Fonu’nun Uluslararası Yatırım Pozisyonu ile uyumlu olarak toplam uluslararası rezervleri hesaplayacak ve yayınlayacaktır. (Dakka Tribünü)

Yorum:

Bangladeş Merkez Bankası’nın geçmişte açıkladığı para politikalarının hiçbiri enflasyon sorununu ve Taka’nın Dolar karşısındaki dalgalanmasını çözememesine rağmen bazı sözde ekonomistler ve banka analistleri, Merkez Bankası’nın yeni olduğunu ve politika desteğinin genel ekonomik kalkınma için bir mihenk taşı olmasının beklendiğini söyleyerek yeni para politikasını memnuniyetle karşıladılar.Ancak enflasyonun ve kur dalgalanmalarının asıl sebebinin kâğıt para olduğunun farkında bile değiller; zira Bangladeş Bankası, bütçe desteği bahanesiyle geçen Temmuz’dan Aralık’a kadar olan dönemde 500 milyar Taka’dan fazla yeni para bastı.Ayrıca hükümet, içinde bulunduğumuz mali yılda 700 milyar Taka tutarında yeni bir kredi almak için Bangladeş Bankası’na başvurdu. Oysa Uluslararası Para Fonu ile yapılan anlaşmanın şartlarına göre hükümetin, kredisi pratik olarak daha fazla banknot basılarak karşılanan Bangladeş Bankası’ndan doğrudan borç alması imkansızdır. Nitekim bu, büyük ölçüde enflasyonist baskılara neden olacağı gibi bireylerin satın alma gücünün erozyona uğramasına yol açacaktır. Zira insanlar, temel ihtiyaçlar, elektrik ve gaz fiyatlarındaki artıştan dolayı şiddetli baskıya maruz kalmaktadır. Dolayısıyla bu durumda kapitalist para politikasında enflasyonu kontrol altına almak için faiz oranlarını artırıp azaltmaktan başka çare kalmamıştır. Dahası bu kapitalist politika defalarca başarısız olmuştur. Ayrıca faiz oranının yüksek olması ekonomik büyümeyi yavaşlatacaktır;çünkü insanlar faiz artışından dolayı değil, ihtiyaçtan dolayı bankalardan kredi çekiyorlar. Şayet faiz oranı düşük olursa, gerek piyasadaki para arzının artması nedeniyle, gerek kredi talebi nedeniyle, gerekse de faiz oranlarının düşmesi nedeniyle enflasyona yol açmaktadır. Dolayısıyla Merkez Bankası, enflasyonu dizginlemek için başarısız bir girişim olan faiz oranlarını artırma ve azaltma tuzağına düşüyor.Öte yandan Taka karşısında Doları sabit bir değerde sabitlemek veya piyasaya dayalı bir döviz kurunu benimsemek, Bangladeş’teki döviz krizini çözmeyecektir. Zira her iki kavram da, para birimi olarak cevheri ve gerçek bir değeri olmayan kağıt-itibari para biriminin aynı parasal modelinin versiyonlarıdır.

Para sistemimizi sömürgeci ekonomik sistemin esaretinden kurtarmadıkça ve İslam şeriatının belirttiği gibi altın ve gümüşe dayalı bir para sistemi uygulamadıkça, ölümcül enflasyonu kalıcı olarak ortadan kaldırmak ve para birimini istikrara kavuşturmak imkansızdır. Allah’ın izniyle yakında kurulacak Hilafet, sadece altın ve gümüşle desteklenen para birimi çıkaracaktır. Dolayısıyla varlıklara ve mallara dayalı kâğıt para basımının neden olduğu enflasyonu ortadan kalkacaktır. Ayrıca altın ve gümüşe dayalı para sistemi, uluslararası işlemlerde döviz kurlarının manipülasyonunu durduracak, böylece bu para sistemindeki istikrarlı döviz kuru da, dış ticarette kur riskini sıfıra indirecek, uluslararası ticaretin büyümesini teşvik edecek ve Doların küresel hegemonyasını kalıcı olarak kıracaktır. Dolayısıyla enflasyona ve para biriminin istikrarına yönelik gerçek çözümü barındıran azim dinimizin elimizde olduğu bir dönemde, kapitalist ekonomik sistemin neden olduğu ekonomik sıkıntının acısını çekmemiz büyük bir utanç olacaktır. Bu yüzden uyanık olmalıyız ve Nübüvvet Minhacı üzere vaat edilmiş Hilafeti kurarak kendimizi bu baskıcı kapitalist sistemin pençelerinden kurtarmak için çalışmalıyız. Nitekim Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَمَنْ أَعْرَضَ عَنْ ذِكْرِي فَإِنَّ لَهُ مَعِيشَةً ضَنْكاً وَنَحْشُرُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَعْمَى “Ve kim Benim zikrimden yüz çevirirse, o taktirde mutlaka onun için sıkıntılı bir geçim dar bir hayat vardır ve kıyamet günü de onu kör olarak haşrederiz.” [Tâ-Hâ 124]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Seyfet Nevaz - Bangladeş