Haber-Yorum

Haram, Ne Kadar Zaman Geçerse Geçsin Asla Normalleştirilemez!

Haber:

17 Mayıs 2023’te BBC, Cibaliye mülteci kampında Kemal Nebhan ile Yahudi istihbaratı arasında geçen bir konuşmayı bildirdi.

Atıf şöyle diyor: “Telefonu ondan aldım ve hattaki kişiyle konuştum.” Ve şöyle ekledi: “Kendisi “İsrail” istihbaratından olduğunu ve evi boşaltmanız için beş dakikanız olduğunu söyledi.”

Arayan kişiye binanın engelli insanlarla dolu olduğu için bir hata olması gerektiğini söyleyerek geri geri koşmaya başladılar. Atıf şöyle dedi: “İstihbarat görevlisi şöyle dedi: Hayır, evi derhal boşaltın.” Birkaç dakika sonra binaya bir füze düştü ve onu tamamen yok etti.

Yorum:

Baskıları altında yaşayan insanların çektikleri acıları insani olarak bile kabul etmeyen merhametsiz düşmanın elindeki Gazze’deki kadın ve çocukların her gün yaşadığı dehşetin gerçeği işte budur.

Bu saldırıdan önceki hafta içinde, bu ümmetin diğer onlarca ailesi de aynı durumla karşı karşılaştı; birkaç dakikada korku, ölüm veya yerinden edilmeyle karşı karşıya kaldılar; zira evleri füzelerle bombalandı ve gelişigüzel öldürüldüler.

Mesele, öldürme ve yok etmeyle ilgili olduğu kadar tamamen psikolojik kontrol ve korku taktikleriyle de ilgilidir. Ancak savaş silahlarının iman ruhuna dokunması imkânsız olduğu gibi imanın da, düşmanın insanları yeryüzünden çıkarmaya çalıştığı gibi çıkarılması imkansızdır.

Allah Subhanehu ve Teala, Filistin meselesini akidevi bir mesele yaptığı gibi haram ve helal mesesi yapmıştır; dolayısıyla o, bir köy veya bir binada bulunmadığı gibi dünya haritası üzerindeki herhangi bir yer de değildir; aksine o, dünya ve ahiret hayatımızda son yerini almış bir yerdir.

Ey Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in ümmeti, bizim ordularımız, sayılarımız ve kaynaklarımız olduğu halde bu zulmün nasıl meydana geldiğini bir düşünün? Bu mümkündür; çünkü bu ümmetin liderleri İslam’ın düşmanlarıyla ittifak koruyorlar ve onların Kur’an ve sünnete ihanet etmelerine izin veriyorlar. Bu mümkündür; çünkü onlar, Allahu Teala’dan korkmuyorlar ve ümmetin sessizliğini de İslam’a ihanete devam etmenin bir ifadesi olarak görüyorlar. زُيِّنَ لِلَّذِينَ كَفَرُوا الْحَيَاةُ الدُّنْيَا وَيَسْخَرُونَ مِنَ الَّذِينَ آمَنُوا وَالَّذِينَ اتَّقَوْا فَوْقَهُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَاللهُ يَرْزُقُ مَنْ يَشَاءُ بِغَيْرِ حِسَابٍ “Kâfir olanlar için dünya hayatı süslü gösterildi. (Bu yüzden) onlar, iman edenler ile alay ederler. Oysa ki, (iman edip) inkârdan sakınanlar kıyamet gününde onların üstündedir. Allah dilediğine hesapsız lütufta bulunur.” [Bakara 212]

Bir Müslüman, 100 farklı sebep gösterilse dahi haramın normalleştirilmesi şartlarını asla kabul edemez. Her zaman hak olana davet etmeliyiz; zira yüzyıllar geçse de haram, haram olarak kalmaya devam edecektir; çünkü Allah’ın hükümleri ebedidir. Nitekim bu konuda hesaba çekildiğimizde ruhlarımızın akıbeti ve neyi hak ettiğimiz ortaya çıkacaktır.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

İmrana Muhammed