Haber-Yorum

Gaspçı Yahudiler Ne Zamana Kadar Cezasız Kalacaklar?!

Haber:

İşgal güçleri, Salı-Çarşamba günü gece yarısından sonra Mescid-i Aksa’daki Kıble Mescidi’ne baskın düzenledi, camiyi boşaltmak için ibadet edenlere saldırdı ve ciddi, orta ve hafif olmak üzere yaralanmaların olduğu kaydedildi.

Sabah namazının ardından Mescid-i Aksa’nın avlularında gergin anlar yaşandı. Zira İşgal askerleri ve işgal polis güçleri Mescid-i Aksa’nın alanlarına baskın düzenlediler. İşgal güçleri sabah namazı kılındıktan sonra oruçlu ibadet edenlere plastik mermi ve ses bombalarıyla saldırdılar.

Kudüs Kızılayı’ndan yapılan kısa açıklamada, “Kudüs’te ekiplerimiz Mescid-i Aksa çevresinde ve surların dışında çıkan çatışmalarda yaralanan 12 kişiyi tedavi altına aldı, yaralanan 3 kişi de tedavi edilmek üzere hastaneye sevk edildi.” (Arab 48, 05/04/2023).

Yorum:

Hizb-ut Tahrir Mübarek Toprak Filistin Medya Ofisi'nin internet sitelerinde yayınladığı basın açıklamasında, maymun ve domuzların kardeşlerinin Mescid-i Aksa’ya yaptığı bu korkakça baskınlar karşısında, sözde gaspçı Yahudilerin her bayramıyla birlikte tüm dünyanın gözü ve kulağı önünde yaptığı mübarek Ramazan ayındaki bu baskınların mevsimlik bir hale geldiğini söyledi.

Müslümanların yöneticileri olan Ruveybidaların tepkisi ile ilgili olarak basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi: Müslümanların yöneticileri zillet elbiselerini giymişlerdir; onların en iyisinin yaptığı şey, dünyanın en güçlü ordularından birine sahip olan Erdoğan’ın yaptığı gibi yaklaşan seçimlerde kendisine yardımcı olacağını umarak onun tantanasını artırması veya Yahudi bombaları tarafından yakıldıktan sonra Mescid-i Aksa’ya gönderdiği halılar üzerinde bile sözde vesayetini kaybeden Ürdün Kralı örneğinde olduğu gibi yaşananların ciddiyeti konusunda uyarılarda bulunması ya da sözde uluslararası toplumu ve diğer sömürgeci kurumlarını müdahale etmeye çağırması ve Allah’a, Rasulü’ne ve İslam ülkelerindeki Müslümanlara ihanet eden diğer rejimlerin yaptıkları gibi onun da kınama ve eleştiri beyanatları yayınlaması olmuştur.

Yorumda şunu da ekledi: Bugün yaşananlar, sadece İslam ümmetinin yöneticilerine değil, tüm İslam ümmetine atılmış bir tokattır; nitekim Mescid-i Aksa’da ibadet edilmesinin engellenmesini peşinen kabul eden hain ve normalleşen yöneticiler olmasaydı Yahudiler buna cesaret edemezlerdi. Ayrıca Akabe ve Şarm eş-Şeyh mutabakatlarının ortaya çıkması da gösteriyor ki; ümmetin, Müslüman ülkelerdeki yasal Yahudi elçiliklerine gitmeden önce yöneticilerin saraylarına giderek onları devirmesi ve Filistin’i kurtarmak için derhal ordularını harekete geçirmesi gerekmektedir. Elçiliklere gidilip mazlum Filistin halkı adına yardım istenmesine veya direniş gösterilip tezahürat yapılmasına, yöneticilerin tahtlarında ve orduların da kışlalarında bırakılmasına gelince; bu, Filistin halkının ihtiyacı duymadığı bir abeslik ve saptırmadan ibarettir.

Yorum şöyle devam etti: Bu olaylar, Amuriyeli kadının Va Mutasımah çığlıklarını hatırlattığı gibi Mescid-i Aksa’nın da Selahaddin’den yardım çığlığını hatırlatmaktadır; zira onlar sayesinde ırzlar korunmuş, Filistin özgürleştirilmiş ve Amuriye fethedilmişti. Peki İslam ve Müslümanların düşmanlarını alt etmek için orduları seferber eden İslam Devleti ve Müslümanların Halifesi olmasaydı, Müslümanlar tarihin günümüze kadar ölümsüzleştirdiği o ihtişamın tadını tadabilirler miydi?!

Yorum, ümmete mübarek topraklara karşı şu görevini hatırlatarak sona erdi: İşte bu, İslam ümmetinin bu ihtişamı yeniden tesis etmek için bir fırsattır; o halde ümmet derhal harekete geçmeli, prangaları kırmalı ve Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in müjdesini gerçekleştirmek için cihad ilan etmelidir. Zira Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: لَا تَقُومُ السَّاعَةُ حَتَّى يُقَاتِلَ الْمُسْلِمُونَ الْيَهُودَ، فَيَقْتُلُهُمُ الْمُسْلِمُونَ... “Müslümanlar Yahudilerle savaşmadıkça kıyamet kopmaz. Bu savaşta Müslümanlar Yahudileri öldürürler…”

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Muhammed Abdulmelik