Haber-Yorum

Kişi Her İstediğine Erişemez, Her Zaman Gemicinin İstediği Rüzgâr Esmez!

Yorum:

Yazar Liddell şöyle diyor: “Sorun şu ki; Batı’nın savaşa bakışı tarafsız değil, daha çok Putin’i durdurma arzusu ve onun temsil ettiği yakın tehlikeyle motive olmaktadır.”

Ve şöyle diyor: “Kısacası Batı, daha aza karşılık daha fazlasını istiyor; zira o, Ukrayna’nın kendisine minnet duyması için bu zaferi kazanmasını istiyor ama aynı zamanda refahını bozacak hiçbir şey yapmak da istemiyor.” (BBC Arabic)

Yorum:

Amerika’nın -Rusya, İran ve Türkiye'nin yardımıyla- Suriye devrimine yönelik savaşı kapitalist Batı’yı, değerlerini, fikirlerini, ilkelerini ve demokrasisini ifşa ettiyse de Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik savaşı, Batı’nın ayıpları üzerinde geriye kalan incir yaprağını da düşürdü.

Amerika liderliğindeki Batı, insanlık tarihinde bir yüz karası ve kara bir lekedir. Zira Batı, iddia ettiği özgürlükleri, çağrıda bulunduğu demokrasiyi ve talep ettiği burunlarımızın direklerini sızlatan insan haklarını çiğnemeyi alışkanlık haline getirdiği gibi şimdi de müttefikleri, dostlukları, antlaşmaları, kardeşleri ve dostları terk etmek konusunda tüm dünyaya dersler veriyor. Baksanıza Ukrayna’yı nasıl terk etti. Zira ona o kadar temennilerde bulunmasına, vaatler ve sağlam sözler vermesine rağmen ancak savaş olduğunda onu terk etti ve uzaktan Rusya’nın onu parça parça kemirmesini izledi.

Batı bununla da yetinmedi. Dahası birçok yetkili Kiev’i Rusya'nın taleplerine veya bir kısmına cevap vermemekle suçladı. Hem de Ukrayna’daki savaşın uzamasının ve Ukraynalıların Rusya’ya karşı savaşlarında devam eden acılarının arkasında kendi ülkelerinin olduğunu tamamen bilmelerine rağmen bunu yaptılar. Ukrayna’nın durumunu takip eden biri, Amerika’nın Avrupa’yı zayıflatmak ve aşağılamak ve Avrupalılara Amerika olmadan onlar için hiçbir güvenlik, emniyet veya enerji olmadığı gerçeğini hatırlatmak için bu krizi uzattığını fark edecektir. Ancak Amerika’nın Avrupa’ya verdiği bu ders, Ukrayna pahasına olmaktadır.

Batı dünyasının lideri Amerika’nın, İngiltere’nin, Fransa’nın ve Rusya’nın, ne ahitleri, ne anlaşmaları, ne müttefiklikleri ne de dostlukları vardır. Zira Amerika, Ukraynalı müttefikini ve aynı zamanda Avrupa’daki onlarca müttefikini ayaklar altına almıştır. Peki Körfez yöneticileri ve Müslümanların başındaki diğer yöneticiler bu dersin farkındalar mı acaba? Hala Amerika ve Batı’ya olan dostluklarından ve bağlılıklarından vazgeçmeyecekler mi?

Bunun olacağını sanmıyorum. Zira yöneticilerimiz, bu hakikati anlamak istemiyorlar. Bu yüzden Amerika onların çoğunu kontrol etmeyi başardı, onları etkisi altına aldı ve onların durumu, Allah’ın kendisine huccetlerini ve delillerini gösterdiği İsrailoğulları’ndan bir adamın durumu gibi oldu. Zira o, bunları öğrendi, sonra da onu sırtının arkasına attı. Böylece Şeytan onu etkisi altına aldı ve Rabbinin emrine muhalefet etmesi nedeniyle de sapıtıp helak olanlardan oldu.

Allahu Teala, şöyle buyurmuştur: وَاتْلُ عَلَيْهِمْ نَبَأَ الَّذِي آتَيْنَاهُ آيَاتِنَا فَانسَلَخَ مِنْهَا فَأَتْبَعَهُ الشَّيْطَانُ فَكَانَ مِنَ الْغَاوِينَ “Onlara, kendisine ayetlerimizden verdiğimiz ve fakat onlardan sıyrılıp çıkan, o yüzden de şeytanın takibine uğrayan ve sonunda azgınlardan olan kimsenin haberini oku.” [Araf 175]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Dr. Memduh Ferec