Haber-Yorum

Yaşam Maliyetini Azaltmak, İnsanların İşlerinin Gözetilmesi En Önemli Görevlerinden Biri Olan Ekonomik Sistemin Bir Parçasıdır!

Haber:

Hartum eyaleti, eyalet hükümetinin üretici fiyatlarında mal sağlamak için göstermiş olduğu çabalar kapsamında ürünün insanlara, aracılar olmaksızın doğrudan satışı için birçok pazarların hazırlanmasını tamamladı. Eyalet hükümetinin Genel Sekreteri Rabeh Ahmed Hamid’in başkanlığını yaptığı yaşam yüklerini hafifletme mekanizmasının toplantısı, mal satışı alanlarında çalışan şirketler için teşhir alanları sağlamaya yönelik devam eden çabalar üzerinde durdu.

Ayrıca toplantıda, Hartum Gıda Güvenliği Şirketi’nin kurbanlık koyunları ağırlıklar halinde sergileme planının yanı sıra temel ihtiyaç maddelerini piyasalarda satılanlardan daha düşük fiyatlarla temin etme planı da dinlendi. Bunun için toplantı, eyaletin yerel bölgelerini belirtilen yerler için hizmet ve güvenlik sağlamaya yönlendirirken Stratejik Üst Kurulu da, mekanizmanın görevlerini yerine getirmesini sağlamak için gelecekteki çalışmalarına yönelik stratejik bir planın geliştirilmesi için yönlendirmede bulundu. (SUNA, 3 Temmuz 2022).

Yorum:

Sudan, madenler, nehirler, yüksek verimli toprakların olduğu geniş alanlar ve insanların yararına kullanılması durumunda kudret helvası ve bıldırcın yiyebilecekleri diğer birçok kaynaklar da dahil olmak üzere muazzam ve tükenmez doğal kaynaklara sahiptir. Ancak birbirini izleyen hükümetler tarafından takip edilen yozlaşmış ekonomik kapitalist politikalar nedeniyle bu kaynaklar, Sudan’ın kaynaklarını yağmalamaya devam eden yabancı yatırımlar yoluyla kapitalist şirketlerin çıkarı için istismar edilirken Sudan halkı yoksulluk ve sefaletin acısını çekmekte ve halkın %70’inden fazlası yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır. Ayrıca ülke halkı, ülkeyi borçlara zincirleyen faizli krediler sağlamak ve ülkeyi, bu kurumların ve yaşam yüklerini artıran ve insanları yoksulluk içinde boğan emirlerinin esiri haline getiren Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası gibi uluslararası ölüm kurumlarının dikte ettiği politikaların acısını çekmektedir.

Sudan, akaryakıt sübvansiyonlarının artırılması ve akaryakıt için küresel piyasalarda anlık petrol fiyatlarına dayalı otomatik fiyatlandırma mekanizmasının benimsenmesi de dahil olmak üzere ekonomik reformları uygulamış, para birimini düzenli bir şekilde dalgalanmaya bırakmış, cüneyh değer kaybetmiş, hatta yabancı para birimleri karşısında değer kaybederek bir dolar karşısındaki değeri yaklaşık 600 cüneyh olmuştur.Temmuz ayı sonunda Sudan Merkez Bankası, cari mali yılın ilk çeyreğinde Sudan’ın dış ticaret dengesinin 1,2 milyar dolar açık verdiğini, enflasyonun %318,21’e yükseldiğini, akaryakıt fiyatlarının ise dünya piyasasında petrol fiyatlarındaki düşüşten bağımsız olarak dönemsel olarak yükseldiğini açıklamıştır.

Hayvancılık yönünden olana gelince; hükümet,petrol ürünlerinin fiyatlarındaki artışa bağlı olarak artan telif, vergi ve geçiş ücretlerini artırarak yem fiyatlarındaki artışa doğrudan katkıda bulunmuştur. Böylece et, sadece zenginlerin tekelinde olmakla birlikte Sudan’daki sıradan insanlara haram olmuş ve boğucu ekonomik politikalardan bıkmış insanların acıları hafife alınmıştır.

Yaşam sıkıntısının acısını çeken sadece Sudan değildir. Bilakis insanlık da, dünya ülkeleri tarafından benimsenen kapitalist sistemin hegemonyası altında neredeyse günlük geçimini bile mahveden ve onu sefil bir yoksulluk içinde bırakan korkunç bir ekonomik durumun altında yaşamaktadır. Dahası serveti bir avuç kapitalistin elinde biriktiren bu açgözlü rejim, zayıf ülkelerin servetlerini yağmalamakta, silah satmak için savaşların fitilini ateşlemekte, tekelleşme malların tedarikinden, kar insanların hayatından ve ilaç üretimi tedavinin sağlanmasından önce gelmektedir. Böylece dünya halkları, özellikle kapitalist sistemdeki tekelleşme politikası ve diğer ekonomi politikaları altında her geçen gün daha da kötüleşen bu durumla karşı karşıya kalmaktadır.

İnsanların yanında yer almaktan ve indirimli pazarlar açmaktan bahsetmek, gözlere kum serpmekten ibaret olup hükümet bunu, sokaktaki patlayıcı koşulların gölgesinin zoruyla yapmaktadır. Zira hükümet, protestoları alevlendiren ve patlamaya sevk eden ekonomik durumu hafifletmek için önlemler almaktadır. Dolayısıyla hükümet, pervasız ekonomi politikalarıyla yoksullaştırdığı ve aç bıraktığı insanları önemsediğinden dolayı değil, öfke dalgalarının tekrarlanmasını önlemek için çareler bulmaya çalışmaktadır.

Yaşam maliyetini azaltmak amacıyla mekanizmanın gelecekteki çalışmaları için stratejik planlar hakkındaki sözler, özellikle hükümetin yolsuzluğu bir hükümetten diğerine paraların heder edilmesini ve tükenmesini artırıyorken pratiği olmayan sözlerdir. Sudan’daki sürekli devam eden bu ekonomik bozulma, kapitalist ekonomi politikasının gözüdür. Bu yüzden bu politika, bu ülkeler insanlara ne aç bırakan ne de doyuran kırıntılar attıkları halde insanların kendilerine karşı isyan edeceklerinden korksalar da devam eden bir politikadır.

İslam’ın hükümlerinin tatbik edildiği bir devlet olmadıkça yeterlilik asla gerçekleşmeyecektir. Çünkü İslami ekonomik sistem, ümmetin temel ihtiyaçlarının karşılanmasının yanı sıra aynı şekilde mümkün olan en yüksek seviyede lüks ihtiyaçların karşılanmasını da devletin üzerine vacip kılmıştır. Dolayısıyla tebaanın mal ve hizmetleri gibi servetin temin edilmesinin yanı sıra her bir ferdin sahip olabilmesi ve ondan faydalanabilmesi için bu servetin toplumun tüm bireylerine dağıtılmasından da sorumlu olan devlettir. Nitekim Buhari, İbn Ömer Radıyallahu Anhuma’nın şöyle dediğini rivayet etmiştir: Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: الإِمَامُ الَّذِي عَلَى النَّاسِ رَاعٍ وَهُوَ مَسْؤُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ “İmam Râîdir ve Raiyyesinden mesuldür.”

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Gâde Abdulcabbar (Ummu Evâb) - Sudan