Haber-Yorum

Demokrasi İnsan Tarafından Konulmuştur, İndirilmiş Bir Vahiy Değildir!

Haber:

Muhammed Hamdan Daglo (Hemeti) 20/06/2022’de, El-Cüneyne’deki Halavi Mebruk Kompleksi’ni ziyareti sırasında, Mustafa Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in demokrasisini (!) açıkladı ve şöyle dedi: “Mekke’nin fethiyle ilgi bir örnek vermek istiyorum. Mekke’nin fethinde Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte namaz kılan kimdi? Ebu Bekir, Kabe’nin içinde O’nunla namaz kıldı mı? O’nunla namaz kılan Bilal Habeşiydi ve O’nunla namaz kılan Kureyşli değildi. Bütün sahabeler oradaydılar ancak Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem Bilal’i çağırdı ve Kâbe’nin içine girdi ve onunla birlikte namaz kıldı. İşte demokrasi budur. İşte Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in demokrasisi budur. Kâbe’de ezanı okuyan kimdi? Bilal’di. Bugün istediğimiz demokrasi ve bugün sahip olduğumuz demokrasi işte budur.”

Yorum:

Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem Bilal ve diğer Sahabe-i Kiram ile İslam’a göre muamelede bulunmuştur. Zira İslam, bir insanın rengine ve ırkına bakmaz. Bilakis ona, öncelikle bir insan olması vasfıyla bakar. Nitekim Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: لَا فَضْلَ لِعَرَبِيٍّ عَلَى أَعْجَمِيٍّ وَلَا لِعَجَمِيٍّ عَلَى عَرَبِيٍّ وَلَا لِأَحْمَرَ عَلَى أَسْوَدَ وَلَا أَسْوَدَ عَلَى أَحْمَرَ إِلَّا بِالتَّقْوَى “Arap olanın olmayana bir üstünlüğü olmadığı gibi, Arap olmayanın da Arap olana bir üstünlüğü yoktur. Keza kırmızının siyaha, siyahın da kırmızıya bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takva iledir.” Dolayısıyla Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Bilal ile bu hadise göre muamele etmiştir ve bu, Allah Azze ve Celle’den gelen bir vahiy olup demokrasi değildir. Çünkü demokrasi, insan tarafından konulmuş olup halkın yasasıyla halkın halkı yönetmesi anlamına gelmektedir. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in yapmış olduğu amel ise, demokrasi değil gökten inen bir vahiydir.

İslam beldelerindeki tüm bu yöneticiler, İslam’ı hiç umursamazlar ve onun hükümlerini öğrenmek için bile çalışmazlar. Aksine sömürgeci Batı’nın normlarını takip ederler ve onun demokratik fikirlerinin propagandasını yaparlar. Nitekim RAND Center Direktörü Shereen Benard, Amerikan stratejik araştırmalarının en önemli merkezlerinden biri olan RAND Center ile ilgili raporunda, yani "Sivil Demokratik İslam" başlıklı raporunda şunları söyledi: “...Ve İslam dinini Batı demokratik sistemine entegre etmek için yeniden inşa etme çabaları kapsamındadır.” Bu nedenle Hemeti’nin, İslam’ı yok etmek ve onu kafir Batı’nın ilkeleri içinde eritmek için demokrasiyi İslam’a entegre ettiğini ve ikisinin arasını karıştırdığını görmekteyiz.

Sonuç olarak her kim Nebi Sallalahu Aleyhi ve Sellem’i demokratik olarak nitelendirirse bu kişi, Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in vahiy ile muamele ettiğini reddetmiş ve hevaya tabi olmuş olur. Çünkü mesele, ya hak ya hevadır. Zira Allah Subhanehu şöyle buyurmuştur: وَمَا يَنطِقُ عَنِ الْهَوَى إِنْ هُوَ إِلاَّ وَحْيٌ يُوحَى “O kendi arzusuna göre konuşmaz. Ancak kendisine bildirilen vahiy ile konuşur.” En büyük ülke olan Amerika’daki demokratik sistemin gerçeğine gelince; insanlar arasında eşitlik yoktur. Zira Amerika’daki beyaz ırk, siyah ırka hala tepeden bakıyor. Nitekim Trump’ın Beyaz Saray’dan ayrılmadan önce gerçekleştirdiği devrim ve Amerika’daki beyazların siyahlara karşı muamelesini ve hatta onların polis tarafından öldürülmesini kınamak için dünya çapında başlatılan, “Siyahların Hayatı Değerlidir” kampanyası buna dair bir kanıttır.

Müslümanların evlatlarından güç sahibi olan birinin, sömürgeci Batı’nın sistemlerini koruma hakkı yoktur. Aksine onları kökünden söküp atması ve Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafet Nizamı olan İslam Nizamını kuran kimseye yardım etmesi gerekir.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Hamdan Muhammed Adem – Sudan