- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Ekonomik Kriz, Rejimin Başarısızlığı, Terör, Uzlaşma ve Diyalog Arasında Kalan Mısır!
Haber:
Şuruk News 16/5/2022 Pazartesi günü, Mısır Maliye Bakanı Muhammed Muit’in şu sözünü yayınladı; Bakanlık, önümüzdeki 2022-2023 mali yılı bütçesi olarak 130 milyar Cüneyh rezerv ayırdı. Ukrayna-Rusya krizinin etkileriyle başa çıkmak için bütçe bölümlerinde belirli sınırlar içinde mali bir artışın olduğuna dikkat çekti. Ayrıca Gazeteci Seyyid Ali’nin bugün Pazartesi akşamı el-Hades TV kanalında sunduğu Yurttaş Programı’na telefonla verdiği röportajda, krizin unsurlarının %95’inin dahili değil harici olduğunu sözlerine ekleyerek şöyle devam etti: “Tehlikenin dışarıdan geldiği, kapsamını ve ne zaman biteceğini kimsenin bilmediği bir harici durumla karşı karşıyayız.”Maliye Bakanı küresel olarak mevcut durumun, dünyadaki 100’den fazla ülke için çok zor bir durumu ve büyük bir meydan okumayı temsil ettiğini kaydederek krizin yüksek fiyatlar nedeniyle gıda teminini ve mevcut fiyatlarla bulunabilirliğini zorlaştırdığına dikkat çekti. Ayrıca bir varil petrol ve bir ton buğdaydaki artışın yanı sıra nakliye maliyetinin 5 kat, finansman maliyetinin iki katından fazla arttığına işaret ederek Mısır’ı mevcut krizden çıkarmak için devletin, halkın ve kurumların el ele vermesinin önemini vurguladı.
Yorum:
Bu günlerde Mısır'ı peş peşe vuran ekonomik krizin sesinden daha yüksek bir ses yok. Kriz sadece Mısır’ı etkilemedi ancak Mısır’ın üzerinde büyük bir etkisi oldu. Zira rejimin onlarca yıldır uyguladığı kapitalist politikalar nedeniyle ülke, gaz sahalarının Yahudiler lehine terk edilmesi ile stratejik olmayan ticari mahsullerin yetiştirilmesine teşvik etmek arasında herhangi bir acil krizle karşı karşıya kalma yeteneğini kaybetmiştir. Dahası mesele, pirinç ve şeker kamışı gibi Mısır halkı için önemli olan stratejik ürünlerden ekilen alanı küçültmeye ve ihracat yapabilecek yüksek kaliteli ekim alanını genişletmeye çalışmaksızın buğday ithal etmekle yetinmeye kadar ulaştı. Ayrıca nüfusun sayısı ve çalışabilecek, üretebilecek ve yetenekli gençlerin bolluğunu temsil eden devasa insan enerjisi ihmal edilmiş ve devre dışı bırakılmıştır. Oysa gerçekten de fırsatı olup biraz da olsa destek alsaydı, Mısır’ın çeşitli ve sayısız kaynaklarından muazzam bir zenginlik üretilebilirdi.
Mısır rejimi krizin sorumluluğundan kaçmaya ve bunu da insanlara, rejimin çözemediği veya kurtulamadığı küresel bir kriz veya doğal bir afet şeklinde ihraç etmeye çalışıyor. Aslında kriz bizzat rejimin krizi olduğu gibi Batı’ya bağımlı olmasından, kapitalist sistemi uygulamasından ve tefeci kredilerin peşinde koşarak Dünya Bankası’nın şartlarına ve kararlarına boyun eğmesinden dolayı gerçekleşen bir krizdir. Oysa Mısır’ın faizli kredilere ihtiyacı olmadığı gibi Mısır halkı da bunlardan, kendilerini takip eden felaketlere ve devletin dine hizmet etmek adına gıdalarından ve geçimlerinden kestiği şeylere katlanmaktan başka bir şey elde edemeyecektir.
Krizin derinleşmesi, rejimin onu kontrol altına almada veya insanları krizden uzaklaştırmakta başarısız olması ve arkasındakilerin neden olabileceği olası bir patlama korkusuyla, evet belki de bu nedenle efendileri açıkça rejimden, olası herhangi bir hareketi kontrol altına alabilecek muhaliflerle diyalog kurmasını talep ettiler. Buna ise sadece Amerika’nın kontrolünü yeniden elde etmek için kontrol ettikleri herhangi bir devrimi ve hareketi Amerika'ya teslim edebilecek bir saflık derecesine sahip olan Müslüman Kardeşler bunu yapma yeteneğine sahiptir. Belki de muhalefeti istemeyen, hatta ajanlıkta rekabet bile istemeyen Mısır rejimi, yalvarmalarına rağmen Müslüman Kardeşlerle masaya oturmayı reddetmiştir. Nitekim meydana gelmesinden günler sonra olayın sorumluluğunu IŞİD’in üstlendiği son olaylar ve çatışmalar bu yüzden olmuştur. Belki de rejim o zaman diliminde gelip güvenlik ve emniyet akordunu çalan insanlara, güvenliğin ekmekten ve yemekten önce geldiğini ve rejim artık terörle mücadele ettiği için sabırlı ve dayanıklı olmaları gerektiğini söyledi. Zira artık rejim, terörü üretenin ve terörden istifade edenin sadece rejim olduğunu anlayan insanları kandıramıyor. Belki de bu şekilde rejim efendilerine, terörle mücadeleye devam ettiğini ve Müslüman Kardeşler ile uzlaşma ve diyalog meselesinin mümkün olmadığı mesajını vermek istemiştir. Ya da belki de uzlaşma arayanları, akıtılan tüm kanları görmezden gelen rejimin şartlarına göre uzlaşmaya zorlayan ve liderlerini ve seçkinlerini zindanlarında kıskacı altında tutmaya devam eden bir atmosfer sağlamak istiyor. Yani Müslüman Kardeşler ile herhangi bir koşulsuz uzlaşma olmayacak ve sadece rejimin şartlarına göre olabilecektir. Nihayetinde uzlaşma gerçekleşirse Amerika’nın çıkarına olacak ve bundan amacı da insanların uyum sağlamakta zorlandıkları art arda gelen ekonomik krizlerin baskısı altında herhangi bir hareketi veya olası bir patlamayı kontrol altına almak olacaktır.
Rejimle uzlaşmak sadece bir ihanet değil, aynı zamanda Allah'a, Resulüne ve dinine ihanet etmek ve İslam ve halkıya savaşan mücrim bir rejime bulaşmak demektir. Bu yüzden kardeşlerimize rejimin şartlarına değil de kendi şartlarına göre olsa bile içine düştükleri durumu gösteriyoruz. Bizler onlara, batmakta ve kurtarılması imkânsız olan bir rejime can simidi olduklarını gösteriyoruz. Şunu çok iyi bilin ki rejim ve onun arkasında duranlar, tüm yolların kendileri kapalı olduğu ve tüm çözümleri kaybettikleri bir durumun dışında asla sizinle masaya oturmaz ve size başvurmaz. O halde daha önce ve geçmişte yaptığı gibi rejimin güvenliğine ulaşmak için bindiği bir araç olmayın ve daha önce duymadıklarınızı bizden duyun. Zira Hizb-ut Tahrir, asla size yalan söylemeyecek olan ve sizin için hayır uman emin bir nasihatçidir. O halde çabalarınızı boşa harcamayın ve tüm çabalarınız, Raşidi Hilafet Devleti’nin altında İslam’ı tatbik etmek için olsun.
Mısır’ın ardı ardına yaşadığı krizleri çözmek çok kolay olup bunu, Kapitalizmden ve onun gediği genişleten, sorunları derinleştiren ve ciddiyetlerini artıran çarelerinden uzak bir şekilde ele almak gerekir. Çözüm ise İslam’ın tatbik edilmesini reddeden, onun tatbik edilmesi ve onun için çalışanlarla savaşan bu rejimin kökünü kazımakla başlar. Zira devleti İslam ve akidesi temelinde yeniden inşa etmek için tüm araçları ve sembolleriyle kapsamlı bir şekilde kökünden söküp atmak ve devletin tüm temellerini kapsamlı bir şekilde temizlemek şarttır; bu da Batı’ya bağımlılıktan kurtulmayı garanti edecek, ülkenin servetlerinin yağmalanmaktan koruyacak, insanların devletin kaynaklarından ve nimetlerinden faydalanmasını sağlayacak, tarımın, sanayilerinin ve topraklarının yeniden inşa edilmesini destekleyecek bir devlet olan Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafettir. Mısır, ülke sınırları ve sahip olduğu altın sayesinde bunu yapabilir. Böylece enflasyon ve etkileri ortadan kalkacak, insanların geçim kaynakları, birikimleri ve çabaları korunacağı gibi bunlar, yağmacı ve hırsız kapitalistlerden de korunacaktır.
Hizb-ut Tahrir olarak bizler, hemen uygulamaya hazır İslam projesini kâmil bir şekilde önünüze koyuyoruz. Onu içinde Mısır’ın ve ümmetin kalkınmasını ve bütün krizleri aşmalarını garanti eden tüm çözümler bulunmaktadır. Bu sihirli bir değnek değildir. Ancak çeşitli kaynaklardan servetler üretmek için engellenen insan enerjilerinin kullanıldığı gerçek çözümlerdir. İşte bu olayların ortasında ümmetin Kenane ordusu içindeki muhlis evlatlarına sesleniyoruz; zira onlar insanların yaşamış oldukları sefaleti ve sıkıntıyı görüyorlar. Dahası rejimi insanların öfkesinden ve devrimlerinden koruyan ve gasp edilen hakkını talep eden bir ses ile rejime karşı çıkan herkesi bastıranlar da onlardır.
Ey Kenane ordusu içindeki muhlisler: Rejimin size verdiği rüşvet ve ayrıcalıklar Allah Azze ve Celle’nin huzurunda size hiçbir fayda sağlamayacağı gibi cehennem ateşine dalmaktan da kurtaramayacaktır. O halde rejimden ve günahlarından uzaklaşmakta acele edin. Şunu bilin ki şayet hak üzere olsaydı, dostluğunuzu satın alıp güvence altına almak için size rüşvet vermezdi. Dininizin, akidenizin, namazınızın, orucunuzun ve haccınızın Allah Azze ve Celle için olması amacıyla size hitap ediyoruz. Gururunuz ve gayretiniz Allah’ın dini ve kutsalları için olsun diye size sesleniyoruz. Halkınızın durumunun nereye ulaştığını görmüyor musunuz? Birbirinizi yemek için mi bekliyorsunuz ve hala bekleyecek misiniz?! Çözüm sadece sizin elinizde. Zira sizler, ümmetiniz ve dininizin yanında yer alarak, içinizdeki muhlisler gerçekten Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafet Devleti’nde İslam’ı tatbik etmeye muktedir olanlara nusret verip onlarla el ele vererek bu denklemi ancak siz değiştirebilirsiniz. İslam size haykırıyor, İslam size haykırıyor. Siz değil de kim İslam’ın yanında olacak ve sizden başka kim ona yardım edecek?! Haydi Allah Azze ve Celle’ye yardım etmek için acele edin ki böylece Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafetin olduğu izzet ve onurlu bir devlet kurulsun.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اسْتَجِيبُواْ لِلّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُم لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ“Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasulü’nün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız.” [Enfal 24]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Said Fazıl - Mısır