- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Amerika Fransa’yı Sırtından Bıçakladı
Haber:
Avustralya’nın Avrupa Birliği ile ticaret anlaşması müzakereleri, Canberra’nın Paris ile savunma sözleşmesini iptal etme kararı çerçevesindeki skandalın tırmanması nedeniyle ertelendi.
Ayrıca Fransa ile bir dayanışmanın olduğu kaydedildi. Zira Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula Von Der Leyen, bloğun Avustralya ile bir ticaret anlaşması imzalayabileceğine dair şüphelerini dile getirdi.
Avustralya Ticaret Bakanı Dan Tehan, savunma anlaşmasının müzakereleri geciktirmedeki rolü hakkında yorum yapmaktan kaçındı, ancak 12 Ekim’de yapılması planlanan on ikinci tur müzakerelerinin bir ay ertelendiğini doğruladı.
Bunun öncesinde de Fransa, anlaşmanın iptal edilmesi nedeniyle AB-Avustralya Serbest Ticaret Anlaşmasını veto etmek ve engellemekle tehdit etmişti. (Pravda)
Yorum:
Avustralya, geleneksel bir denizaltı filosu inşa etmek için Fransa ile 2016 yılında imzalanan anlaşmadan geri adım atarak, Amerika, İngiltere ve Avustralya arasındaki ortaklık yoluyla Amerikan ve İngiliz teknolojisini kullanarak en az sekiz nükleer enerjili denizaltı inşa etme planlarını açıkladı. Bu karar Fransa’yı öfkelendirdi ve büyükelçilerini Washington ve Canberra’dan çekmeye sevk etti. Ayrıca Paris, anlaşmanın iptalini “arkadan bıçaklama” olarak nitelendirdi. Dahası Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, Avustralya ve Amerika’yı, "hileci", “ciddi bir güven ihaneti” ve “aşağılama” ile suçladı.
Nitekim iki ülke arasında 5 yıl önce 56 milyar avroluk sözleşme imzalanmıştı. Ama Avustralya şimdi deniz donanması için nükleer denizaltılar tedarik etmek amacıyla Amerika’yı bekliyor.
Bu olay, dünyanın büyük güçlerinin ve aynı şekilde Avustralya gibi uydularının, övünüp durdukları birlik ve beraberliklerine rağmen aslında birbirlerinin en büyük düşmanları ve rakipleri olduklarının bir başka örneğidir.
NATO, Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası örgütlerin İslam’a ve İslam ümmetine karşı savaşlarında Batılı ülkelerin birliğini savunmak için tasarlanmış birçok zirveler, faydacılığın ve maddi çıkar felsefesinin üstesinden gelememektedir. Nitekim bu genellikle, Fransa’nın Avustralya’ya silah tedariki konusunda Amerika’ya itiraz etmesi gibi olaylarda kendini göstermektedir.
Çoğu zaman Müslümanlar arasında, İslam ümmetinin devletinin kurulması durumunda, Amerika, Fransa, İngiltere, Rusya ve Çin gibi ülkelerin birleşik saldırısına karşı koymayacağı şeklinde yanlış bir anlayışa sahip olduklarını duyabilirsiniz.
Ancak Hilafetin kurulması durumunda, olaylar farklı senaryolara göre gelişecektir:
İslam beldelerinde güçlü ve etkili bir İslami güç ortaya çıkar çıkmaz, bu ümmetin düşmanları derhal onunla ayrı barış anlaşmaları imzalamak ve müzakere masasına çeşitli tavizler koymak için çalışmaya başlayacaklarıdır ki bu aslında uluslararası toplumdaki müttefiklerine ve NATO ve Birleşmiş Milletler gibi örgütlere bir ihanet anlamına gelecektir.
Örneğin Yahudi devleti, şüphesiz Amerika’nın yeni ortaya çıkan İslami güçle olan ilişkilerinde ana pazarlık kartlarından birisi olacaktır.
Nitekim daha Hilafet ortaya çıkmadan önce bile Amerikan güçleri Suriye ve Afganistan'dan tek taraflı olarak çekilerek Amerika’nın Batılı müttefiklere bu tür ihanetlerini açıkça görmüş olduk ki bu da şüphesiz diğer müttefiklerin çıkarlarını ve güvenliğini baltalamak anlamına gelmektedir.
Allahu Teala şöyle buyurmuştur: لَا يُقَاتِلُونَكُمْ جَمِيعاً إِلَّا فِي قُرًى مُّحَصَّنَةٍ أَوْ مِن وَرَاء جُدُرٍ بَأْسُهُمْ بَيْنَهُمْ شَدِيدٌ تَحْسَبُهُمْ جَمِيعاً وَقُلُوبُهُمْ شَتَّى ذَلِكَ بِأَنَّهُمْ قَوْمٌ لَّا يَعْقِلُونَ “Onlar müstahkem şehirlerde veya siperler arkasında bulunmaksızın sizinle toplu halde savaşamazlar. Kendi aralarındaki savaşları ise çetindir. Sen onları derli toplu sanırsın, halbuki kalpleri darmadağınıktır. Böyledir, çünkü onlar aklını kullanmayan bir topluluktur.” [Haşr-14]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ebu Yusuf Hamza