Haber - Yorum

Faizin Yükseği de Düşüğü de Haramdır!

Haber

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, DEİK Yönetim Kurulu'nu kabulünde konuştu. Erdoğan yüksek faizleri eleştirirken, mali disiplin vurgusu yaptı. Erdoğan bankaların iş dünyasını nasıl sömürdüğünü bildiğini belirterek "Birçok şirketimizi adeta batırmakla övünüyoruz. Beni dinlerler dinlemezler ama ben yüksek faize karşıyım" dedi. Yeri geldiği zaman Türkiye'yi bir faiz cenneti haline getirmekten bahsediyoruz. Öbür yandan bankalarımız ne kadar kâr etmişler bunu konuşuyor. Tamam da sen ne kadar yatırımcı kazandırdın, bir de bunu söylesene! Ne kadar istihdam sağlıyoruz, bir de bunu konuşun! Bana yatırım, istihdam, üretim, ihracat lazım. (Haberturk 15.01.2021)

Yorum

Günah, cürüm, haramlarla imar ettiğiniz dünyanızı birtakım açıklamalarla nefsinizi temize çıkarmaya çalışmanız sizi bu cürümlerin vebalinden kurtarmaz. İbn-i Şiberme’nin dediği gibi “Mide fesadı ve hastalık endişesiyle Allah’ın helal ettiği o nefis yiyeceklerden perhiz edip de elem verici azap endişesiyle kötülüklerden perhiz etmeyen ahmaklara şaşarım.” Cumhurbaşkanı zaman zaman yüksek faize karşı olduğunu, faizin ahlaki olması gerektiğini dillendirmekte. Özellikle ekonominin sıkıştığı dönemlerde faiz ile alakalı bu söylemlerin, iktidarını ve kendini temize çıkarma endişesinden kaynaklandığını biliyoruz.

Daha önce faizi dünya gerçeği olarak gören Cumhurbaşkanı şimdi ise yüksek olmasından şikayetçi. İyi de bu faizi kim yükseltiyor? Daha da önemlisi haram olan faizi hayatın her alanına dikte edenler kimler? Cumhurbaşkanı’na hatırlatalım siz değil miydiniz Başkanlık seçimlerinden önce “siz bu kardeşinize yetkiyi verin, ondan sonra bu faizle, şunla bunla nasıl uğraşılır göreceksiniz” diyen. Aradan geçen 3 yılda faiz lobilerini daha bir zengin ettiğiniz gibi, halkı da bankalara mahkum ettiniz. Belli ki etrafınızdaki saray mollaları Allah Subhanehu ve Tealanın;

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اتَّقُوا اللّٰهَ وَذَرُوا مَا بَقِيَ مِنَ الرِّبٰٓوا اِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِن۪ينَ

فَاِنْ لَمْ تَفْعَلُوا فَأْذَنُوا بِحَرْبٍ مِنَ اللّٰهِ وَرَسُولِه۪ۚ وَاِنْ تُبْتُمْ فَلَكُمْ رُؤُ۫سُ اَمْوَالِكُمْۚ لَا تَظْلِمُونَ وَلَا تُظْلَمُونَ

“Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve gerçekten iman etmiş iseniz faizden kalanı bırakın. Bunu yapmazsanız Allah ve Resulü tarafından size bir savaş açıldığını bilin. Eğer tövbe ederseniz, haksızlık etmemek ve haksızlığa uğramamak üzere ana paranız sizindir.” (Bakara 278-279) Kati bir şekilde haram kıldığı faiz, açık naslarla sabit iken bunları size hatırlatma cesaretinde bulunamıyorlar. Yine çevrenizdeki yüzlerce maaşlı danışmanlarınız, faizin toplumda oluşturduğu yıkımı, güvensizliği, üretimsizliği ifade etmekten acizler. Sayın Erdoğan! 18 yıllık iktidarınız döneminde sizin ifadenizle bankalara “faiz cenneti” sunan sizlersiniz. Bu süre zarfında 522 milyar dolar halkın kaynağını para baronlarına, bankalara faiz olarak hükümetiniz verdi. Bankalara öyle kolaylıklar sağlayıp, güvenceler verdiniz ki, bunlar adeta yasal tefeciler oldular. Yine sizin iktidarınızda daha önce krediye bulaşmamış milyonlarca insana faizli kredi verildi. Ve bu kötü işle övünüp gurur duyanlar sizin atadığınız bürokratlardı. Bakın Türkiye Bankalar Birliği (TBB) verilerine göre Türkiye’de vatandaşların kredi borcu Temmuz 2020 itibariyle 706 milyar TL. Yani yaklaşık 100 milyar dolar. Bunun 343 milyar TL’si ihtiyaç, 239 milyar TL’si konut, 8.6 milyar TL’si taşıt kredilerinden oluşuyor. 115 milyar TL ise bireysel kredi kartlarındaki borçlar. Bu tablo; zulüm, isyan, fitne, ihanet tablosudur. Gurur duyulan bu tablo, maalesef sizin eseriniz. Bu, kendinizle birlikte halkı da azaba sürükleme tablosudur.

Cumhurbaşkanı, faizle alakalı düşüncelerinde samimi olsaydı bankaların faizinden önce bizzat devletin vatandaşa her kalemde yansıttığı faizi kaldırırdı. Halkı yönetenler halka yalan söyleyemez. Halkı aldatamaz. Sizin karar ve onayınız olmaksızın atadığınız hiçbir idareci size rağmen faizi yükseltemez. Sizler madem o koltukta oturuyorsunuz bu cürümlerin tamamından mesulsünüz. Allah’tan korkun! Yüksek faiz endişesini üretim, istihdam, ihracat gibi sadece dünveyi işlere indirgemeyin. Bunun Allah ve Rasulü’ne savaş açmak olduğunu artık görün ve bundan vazgeçin. Faiz; toplumların afeti, zengin azınlığın mutluluğu, üretimin manisi, emeğin sömürüsü, refahın ise düşmanıdır. Faizin yükseği de, düşüğü de, darda da genişlikte de haramdır. Sizler onu haram görüp ondan uzaklaşmadığınız sürece sadece kendinizi kandırırsınız.

Elbet İslam’ın hakimiyetiyle birlikte bu köhne düzen ve uygulamalar tarihin çöplüğüne gömülecektir. İşte o gün, adam gibi adamların yönetiminde halk, dünyada refahı tadacak. Ahiret sadetini ise kazanmaya hırs gösterecektir inşaAllah.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ahmet SAPA