Haber ve Yorum

İslam Düşmanlarına Hizmet Etmek İçin Türkiye Rejiminin Yemen’e Müdahalesi Devam Ediyor

Haber:

Gözlemciler, Türkiye’nin Suriye ve Libya’ya müdahalesinin ardından, özellikle de kendisini "Arap Baharı" devrimlerinin koruyucusu konumuna getirdikten sonra, insani yardım kisvesi altında Ortadoğu’da kargaşa yayma sözü veren "kötü nam salmış" bir müteahhit olarak görülmeye başladığı hususunda hemfikirlerdir. Ankara’nın kendi topraklarında finanse ettiği ve kucakladığı Müslüman Kardeşlerden olan kollarının ve borazanlarının rehberliğinde, bedeli ne olursa olsun Yemen’de daha büyük bir rol oynama kararlılığının artması, olası askeri müdahalenin bu dosyayı çözme noktasındaki karmaşıklığı daha da kötüleştireceği korkusunu beslemektedir. (Londra El-Arap Gazetesi, Sayı 11793).

Yorum:

Türkiye 2011 yılının başından beri gözlerini Yemen’e dikmeye başladı. Zira başkent Sana’nın merkezindeki Savunma Bakanlığı binasının birkaç metre uzağına bir anıt dikti. Ancak Türkiye’nin büyük parmak izleri 2013 yılından beri daha net bir şekilde ortaya çıktı. Çünkü Yemen’in şehirlerine bol miktarda silah sevkiyatı yağarken o sırada güvenlik yetkilileri suikastlar da yaygın olarak kullanılan susturucu silahlar da dahil bunlardan birkaçının ele geçirildiğini açıklamıştı. Nitekim dünyada istihbarat haberlerinde uzmanlaşmış Fransız Intelligence Gazetesi, Ankara’nın Müslüman Kardeşler’e bağlı Türk ve Yemenli hayır kurumlarını, casuslarını Yemen’e geçirmek için bir araç olarak kullandığını vurguladı. Yemen’de faaliyet gösteren en önemli Türk kuruluşları arasında Türkiye Ribat Derneği, Hak İnsani Yardım Derneği, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA), Türk Kızılayı, Türk Afad Teşkilatı ve temsilcisi Mustafa Diaz ve Türkiye Yardım Komisyonu bulunuyor. Ayrıca Türk Kızılayı, Ramazan ayı boyunca Şebve, Hadramut, Mearib, Aden ve Taiz vilayetlerinde gıda yardımı dağıttığını söyledi.      

Türkiye’nin Yemen’deki rolü son zamanlarda artmaya başladı. Ancak bazılarının zannettiği gibi Yemen’deki Müslüman Kardeşler’e hizmet etmek için değil. Bilakis onların aleyhinedir. Bunlardan biri, Şarku’l Avsat Gazetesi’nin, Türk istihbaratının Husileri kolayca kontrol edebilmek amacıyla Mearib’i kontrol eden Islah Partisi’nin gücünü zayıflatmak için Yemen Islah Partisi’nin 200 üyesini Libya’ya nakletmek için sponsor olduğunu ifşa etti. Ayrıca İstanbul, “Savaştan Sonra Yemen… İleriye Dönük Bir Vizyon” başlıklı bir konferansa ev sahipliği yapmış ve basında çıkan haberlere göre Katar, Tevekkül Karman Vakfı aracılığıyla büyük bir finansman sağlamıştır. Bu ise ajanlıkta Erdoğan ile bir paranın iki yüzü gibi olduğu ifade edilen Husilerin çıkarı için efendisi Amerika tarafından kendisine verilen görevi uygulamak amacıyla kullandığı Müslüman Kardeşler’in güvenini kazanmaya dönük siyasi, istihbarat ve medya planları dahilindedir.

Türkiye’nin rolü, kurum ve kuruluşlarla olan ilişkilerle de sınır değil. Aksine bunun da ötesinde bazı kabile şahsiyetleri ile sermaye sahiplerinin yanı sıra Tevekkül Karman, Şura Konseyi üyesi Ali El-Bujairi ve Ulaştırma Bakanı Salih El-Cebvani gibi siyasi şahsiyetleri de kazanmıştır. Ayrıca Türkiye tarafında, Türkiye rejimine yakın yazarlar ve gazeteciler, Türkiye’nin Yemen’deki hırslarının varlığını gizlemedi. Aynen Türk Daily News Gazetesi’nde Türkiye’nin Yemen’e müdahalesini anlatan “Yemen Bizi Bekliyor” başlıklı bir makale yayınlayan Türk yazar İsmail Yaşa’nın durumunda olduğu gibi. 

Özetle Türkiye’nin Yemen’e müdahalesi, Batı projesini gerçekleştirmek için İslam düşmanlarına hizmet etmeyi sürdürmeyi amaçlıyor. Dikkat edin bu, bölünmüş olanları bölmeyi ve parçalanmış olanları parçalamayı ve aynı şekilde İslam Nizamı’nın insanların hayat sahasına geri dönmesini engellemeyi hedefleyen yeni orta doğu projesidir. Ancak ümmeti birleştirecek ve dünyanın dört bir tarafına İslam’ın nurunu, adaletini ve rahmetini yayacak hak ve adalet devleti olan Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafet Devleti Allah’ın izniyle çok yakında kurulacaktır.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Abdullah El-Kâdî – Yemen