Haber-Yorum

Hilafet Ne kadar Büyük ve Ne Kadar Yüce Bir Farzdır!

Haber:

Hilafet Devleti’nin yıkılışının 99. yıldönümü münasebetiyle El-Vakiye Kanalı, H. 28 Receb 1441 El-Muvafık M. 23 / 03 / 2020 Pazartesi akşamı Hizb-ut Tahrir’in Emiri Celil Âlim Atâ İbn-u Halil Ebu Raşta’nın konuşmasını yayınladı.

Yorum:

Hizb-ut Tahrir’in Emiri Celil Âlim Atâ İbn-u Halil Ebu Raşta’nın (Allah onu korusun), Hilafet Devleti’nin yıkılışının 99. yıldönümü münasebetiyle yapmış olduğu konuşması birçok yüksek anlamlar içeriyor. Bu mübarek konuşmanın süslediği birçok tutumlar ve dersler vardır. Umulur ki konuşmanın tüm meyveleri toplanır veya çok ama çok ihtiyaç olan tüm derinlikleri keşfedilir. Bu nedenle ben, Allah onu korusun, Hilafet’in ne kadar büyük ve ne kadar yüce bir farz olduğunu anlamak için, onun konuşmasında düşündürdüğü gibi, bir Müslüman için yeterli olan üç hususu aktarmakla yetineceğim. Bu üç husus şunlardır:

“Birincisi: Taberani’nin Mu'cemu'l-Kebir’de, Âsım’dan, o da Ebi Sâlih’den, o da Muaviye’den şöyle dediğini rivayet ettiği Salâvatullahi ve Selâmuhu’nun şu kavlidir: Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle buyurduğunu işittim:  مَنْ مَاتَ وَلَيْسَ فِي عُنُقِهِ بَيْعَةٌ مَاتَ مَيْتَةً جَاهِلِيَّةً “Kim de boynunda (halifeye) biat olmadan ölürse cahiliye ölümü ile ölür.” Dolayısıyla bu, boynunda bir biat olan Hilafet’i kurmak için çalışmayan muktedir bir Müslümanın içerisine düşmüş olduğu günahın büyük olduğuna dair bir kanıttır. Yani bu, tüm Müslümanların boynunda olması gereken biatın Hilafet olduğunun kanıtıdır.

İkincisi: Ölüyü acil bir şekilde defnetmek şeriatın emretmiş olduğu bir mesele olmasına rağmen Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in ashabının, Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in defin işleriyle meşgul olmadan önce Hilafet’in ikame edilmesi ve Halife’ye biat için meşgul olmalarıdır. Zira Beyhaki’nin Marifetüs Sünen vel Âsâr adlı eserinde şöyle geçmektedir: (Şafi, Ebi Said’in rivayetinde şöyle demektedir: Ölüm geldiğinde en güzel olan ölünün defninde acele edilmesidir.) Bu, herhangi bir ölen kişi içindir. Peki bu ölen kişi, Allah’ın  Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem ise nasıl olması gerekir acaba? Bununla birlikte sahabe, Halife’ye biat edilmesini, Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in defnedilmesinin önüne almışlardır. Böylece Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in vefatının ardından O’nun defnedilmesini geciktirmeleri ve Halife’nin nasbedilmesiyle meşgul olmaları Halife’nin ikame edilmesinin, sahabenin icması olduğunu teyit ettiğini ortaya koymaktadır.

Üçüncüsü: Ömer Radıyallahu Anh, öldüğü gün üç günü geçmeden bir Halife’nin seçilmesi için cennetle müjdelenenlerden altı kişilik bir grup seçti… Sonra üç gün içerisinde bir Halife üzerinde ittifak edilmemesi durumunda üç günün geçmesinin ardından muhalif olan kişinin öldürülmesini tavsiye etti. Hem de onlar cennetle müjdelenmiş, şura ehlinden ve sahabenin ileri gelenlerinden olmalarına rağmen elli Müslümana bunu uygulama yetkisi, yani muhalif olanın öldürülmesi yetkisi verdi. Tüm bunlar, sahabenin gözü ve kulağı önünde olmasına rağmen onlardan buna muhalif olan veya bunu inkar eden hiçbir şey nakledilmemiştir. Dolayısıyla Müslümanların üç günden fazla Halifesiz kalmalarının caiz olmadığı sahabenin icması olmuştur. Ama bizim üzerimizden “nice üç günler” geçmiştir. La havle ve la kuvvete illa billah… İşte böylece ey Müslümanlar, Hilafet azim bir meseledir ve Müslümanlar için hayati bir meseledir.”

Allahu Tebâreke ve Teala’dan, emirimizin bu konuşmasının; dinleyen kulakları ve anlayan kalpleri olan Müslümanlara ulaşmasını, önemini anlamalarını, manalarını idrak etmelerini, liderliklerini Hizb-ut Tahrir’e teslim etmelerini ve onlardan güç ve kuvvet ehlinden olanların ona nusret vermelerini temenni ediyorum. Böylece Hizb, onlarla birlikte zalim yöneticileri devirecek, zulüm tahtlarını yıkacak ve yolumuzu düzeltip utancımızı gidercek olan Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafet Devleti’ni kuracaktır. Bu, aziz olan Allah’a hiç de zor değildir. 

#YenidenHilafet

#أقيموا_الخلافة

#ReturnTheKhilafah

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Muhammed Abdulmelik