Salı, 24 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/26
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
HİZB-UT TAHRİR GENÇLERİNE YÖNELİK TUTUKLAMA KAMPANYASI

بسم الله الرحمن الرحيم

HABER-YORUM

(Tercüme)

HİZB-UT TAHRİR GENÇLERİNE YÖNELİK TUTUKLAMA KAMPANYASI

Haber:

Russia Today web sitesi 22 Kasım 2019'da Rus güvenlik güçlerinin, ülkenin çeşitli bölgelerinde iktidarı devirmeyi amaçlayan anayasaya aykırı faaliyetlerde bulunan yedi Hizb-ut Tahrir üyesini ve iki liderini tutukladığını bildirdi. Operasyon, merkezi Ural bölgesinde bulunan Moskova, Tataristan ve Tumen eyaletlerini kapsıyordu.

Yorum:

Rus güvenlik güçleri tarafından partinin gençlerine karşı yürütülen bu tutuklamalar ilk değil, daha önce de birçok haksız ve hukuksuz tutuklamalar olmuştu. Bununla birlikte son zamanlarda Ürdün, Filistin, Tunus, Yemen ve diğer ülkelerde Hizb-ut Tahrir gençlerine yönelik tutuklamalar oldu. Rusya ve diğer ülkelerde partinin gençlerinin tutuklanması Rabbimiz tek Allah’tır demeleri ve bu sefil ve facir rejimleri ortadan kaldıracak olan İslam devletini kurarak İslam ahkâmını uygulayacak ve Müslümanların vahdetini koruyacak olan çalışmayı yaptıkları ve sonra İslam'ın mesajı olan hidayet ve nuru âleme taşıyacak olmalarından dolayıdır. Adaletsiz Rus mahkemeleri, parti gençlerinin siyasi ve entelektüel olarak inandıkları şeye davet ettiklerini söylemelerine rağmen tutuklananları onlarca yıl hapis cezasına çarptırdı. Böylelikle Allah Subhânehu ve Teâlâ, düşünce ve ifade özgürlüğü ile övünenleri bu şekilde ifşa etmiş oldu. Hâlbuki bu gençler düşünce silahından başka hiçbir şeye sahip değildirler. Rus güvenlik güçleri bu operasyonun videosunu çekerek, Rus askerlerinin evlere yaptığı baskını ve tutuklulara karşı yaptıkları en kötü terörizm türlerini uygulamalarını, onları yere fırlatıp postallarının tabanıyla ezdiklerini kayda aldılar ve ardından Müslümanları terörle suçladılar.

Bu bağlamda, 23/11/2019 tarihinde Bangladeş'teki yetkililer, Hizb-ut Tahrir’in 15 gencini tutukladı. El-Watan, polis sözcüsü Şah Abdul Rauf; “Tutukluların silahlı olduğunu ve Chittagong kentinde yeniden toplandığını, polisin “yıkıcı faaliyetler” için kullanılabilecek nakit paralara, bilgisayarlara, cep telefonlarına, aşırılığı teşvik eden kitaplara el koyduğunu” belirtti.

İslam'a, Müslümanlara ve samimi muhlis dava taşıyıcılarına karşı yapılan savaş giderek daha şiddetli hale gelmektedir. Kâfir batılı ülkeler ve kuklaları olan Müslümanların yöneticileri yaptıkları cinayet, yıkım, kovuşturma ve tutuklamaların yaşandığı İslam’a karşı savaşları yoluyla İslam’ı yok edilebileceklerine inanıyorlar. Yaptıkları bu eylemlerle tüm Müslümanların beldelerini İslam rayesi altında birleştirecek ve İslam âleminde bulunan kâfir sömürgecileri kovacak olan İslam devletini kurmak için çalışan dava taşıyıcıların gönlünde umutsuzluğa yol açacaklarını zannediyorlar.

Müslümanlar özellikle de dava taşıyıcılarıhiçbir zaman umutsuzluğa kapılmayacaktır. Hatta tüm dünya onlara karşı dursa da insanlar için çıkarılmış hayırlı ümmetin dönüşü için gece gündüz sabırla çalışacaklardır.Bu ümmete karşı birçok ülkede birden fazla yapılan tüm darbe ve yıldırma operasyonları bu ümmetin canlılığını göstermekte ve doğru yolda olduğuna işaret etmektedir. Hatta kâfirler ve kuklaları, fikrin silahtan daha kuvvetli olduğunu iyi bildiklerinden dolayı silaha başvurmayan sadece fikri mücadele eden Hizb-ut Tahrir’e yöneldi. Bilinen odur ki, zamanı geldiğinde hiçbir gücün fikrin önünde duramayacağı kesindir.

Ey Hizb-ut Tahrir Gençleri! Allah Subhânehu ve Teâlâ sizleri korusun. Ne mutlu sizlere ki, böyle bir zamanda, sizler közleri elinde tutanlardansınız. Sabırlı olun Allah Subhânehu ve Teâlâ sizinledir. Amellerinizi asla boşa çıkarmayacaktır. Daveti taşıma görevini yerine getirmek ve Nübüvvet Metodu Üzerine İkinci Râşîdi Hilafet Devleti kurmak için özveri ile yaptığınız çalışmalar ve özellikle de Müslümanların ve genel olarak dünyaya hayrı ulaştırma uğruna, kovuşturma, taciz, tutuklama ve işkence sürecinde karşılaştığınız musibetlere karşı duruşunuz çok büyük fedakârlıktır. Tüm bunlar bize Firavun kıssasını hatırlatıyor:

﴿وَيَا قَوْمِ مَا لِي أَدْعُوكُمْ إِلَى النَّجَاةِ وَتَدْعُونَنِي إِلَى النَّارِ * تَدْعُونَنِي لِأَكْفُرَ بِاللَّهِ وَأُشْرِكَ بِهِ مَا لَيْسَ لِي بِهِ عِلْمٌ وَأَنَا أَدْعُوكُمْ إِلَى الْعَزِيزِ الْغَفَّارِ * لَا جَرَمَ أَنَّمَا تَدْعُونَنِي إِلَيْهِ لَيْسَ لَهُ دَعْوَةٌ فِي الدُّنْيَا وَلَا فِي الْآخِرَةِ وَأَنَّ مَرَدَّنَا إِلَى اللَّهِ وَأَنَّ الْمُسْرِفِينَ هُمْ أَصْحَابُ النَّارِ * فَسَتَذْكُرُونَ مَا أَقُولُ لَكُمْ وَأُفَوِّضُ أَمْرِي إِلَى اللَّهِ إِنَّ اللَّهَ بَصِيرٌ بِالْعِبَادِ * فَوَقَاهُ اللَّهُ سَيِّئَاتِ مَا مَكَرُوا وَحَاقَ بِآلِ فِرْعَوْنَ سُوءُ الْعَذَابِ﴾.

“Ey kavmim! Nedir bu hal? Ben sizi kurtuluşa çağırıyorum, siz ise beni ateşe çağırıyorsunuz! Siz bana Allah’ı inkâr etmem, hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığım şeyleri O’na ortak koşmam için çağrıda bulunuyorsunuz; ben ise sizi izzet sahibi, çok bağışlayıcı olan Allah’a davet ediyorum.  Gerçek şu ki, siz beni, bu dünyada da öteki dünyada da çağrılmaya değer olmayan bir şeye davet ediyorsunuz. Kuşku yok ki dönüşümüz Allah’adır ve hakikat çizgisinden sapanlar, işte onlar cehennemliktir.  Size söylediklerimi yakında hatırlayıp anlayacaksınız. Ben durumumu Allah’a havale ediyorum; kuşkusuz Allah kullarını çok iyi görmektedir.” Nihayet Allah, onların kurdukları kötü tuzaklardan bu kişiyi korudu; Firavun ailesini ise şiddetli bir azap kuşatıp yok etti. (Mü’min 41-45)

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Muhammed Ebu Hişam

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER