Salı, 24 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/26
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Yüzünüz Batı’ya Değil İslâm’a Dönsün

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber - Yorum

Yüzünüz Batı’ya Değil İslâm’a Dönsün

Haber

11. Büyükelçiler Konferansı’nın açılış konuşmasını yapan Çavuşoğlu, “Yeniden Asya” açılımına vurgu yaparken, “Yeniden Asya girişimiyle amacımız eksen seçmek değildir. Şimdi yine Batılı dostlarımız gelecekler, ne oluyor, dış politikanızda eksen kayması mı var, Türkiye sırtını Batı’ya dönüp yüzünü başka yere mi döndü diye sitem etmeye başlayacaklar. O zaman ben size şunu soruyorum: Siz oralara gidince dış politikanızda veya sizde eksen kayması olmuyor da Türkiye gidince niye eksen kayması oluyor” şeklinde açıklamalarda bulundu. (www.ntv.com.tr)

Yorum

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun yapmış olduğu bu açıklama bir anlamda Batı’yı ziyadesiyle memnun ederken biz Müslümanlar açısından ise baştan sona talihsizliklerle doludur. Nasıl olmasın ki? Bu açıklamada; Allah’ın kati surette dostluk kurmasını yasakladığı kâfirlerin dostluğu deklare edilmiştir. Batı endeksli siyaset takip etmeye devam edileceğinin, Türkiye’nin hangi koşulda olursa olsun Batı’ya asla sırtını dönmeyeceğinin teminatı verilmiştir.

Dostum diye hitap ettiğiniz Batı kim? Siyaseten kendisini esas aldığınız sömürgeci Batı’nın siyaset anlayışı nedir? Ekseninde hareket ettiğiniz başta Amerika olmak sömürgeci Batı’nın bize getirisi ve götürüsü nelerdir?

  • Sadece sömürü emellerini gerçekleştirmek gayesiyle Irak’a girerek iki milyona yakın Müslümanı katleden ve terör estirerek tarumar eden Amerika ve beraberinde hareket eden Batı’dır.
  • 11 Eylül saldırıları gerekçesi ile “terörle mücadele” politikası kapsamında Afganistan’ı işgal edip, yüz binlerce masum Müslümanı öldüren de başta Amerika olmak üzere sömürgeci kâfirlerdir. Yani Batı’dır.
  • Suriye’deki siyaseti yöneten ve bunu gerçekleştirirken de binlerce Müslümanı acımasızca katleden, katledilmesine öncülük eden de yine Amerika ve işbirlikçileridir.
  • Demokrasinin beşiği olarak addedilen Fransa, ölen bir milyon Cezayirlinin failidir. Kendi kirli ve sömürü emelleri uğrunda acımasızca Afrika topraklarını kan gölüne çevirmiştir.

İşte yöneticilerin ekseninde hareket etmekten adeta gurur duydukları ve siyasetlerine bağlı kalacaklarına teminat verdikleri Batı ve yaptıkları… 

Görüldüğü üzere Batı ekseninde takip edilen demokrasi ve laiklik esaslı siyasetin adlı sicil kaydı hiç de temiz değil. Bugüne kadar demokrasi eliyle huzur ve istikrarlı bir hayat götürmek için İslâm beldelerini işgal eden Batı gittiği yere kan, gözyaşı ve kaostan başkasını götürmemiştir.

Müslüman ülkelerin yöneticileri hangi anlayışla topraklarını kan gölüne çeviren, taş üstünde taş, omuz üstünde baş bırakmayan demokrasi ve laiklik illeti ekseninde siyaset yapmanın teminatını veririler? Bu yöneticilerin yaşadıkları “Stockholm sendromu” değil midir? Başka bir ifadeyle bu, kendi celladına âşık olmak değil de nedir?

Öyleyse sormak isterim; nasıl bir anlayış ki boynumuza ilmeği geçiren Batı’ya sevgi besleyebiliyorsunuz? Milyonlarca masum insanı acımasızca katleden terör elebaşı Amerika ve sömürgeci kâfirler, nasıl sizin stratejik ortağınız olabilir? Kirli sömürü emelleri uğrunda Irak’ı, Afganistan’ı, Suriye’yi ve sair İslâm beldelerini kan gölüne çeviren devlet, nasıl olur da sizin dostunuz olabilir?

Tartışmasız Müslümanların celladı, asrımızın en büyük fitnesi batı ve onun demokrasisidir.  Bu kadim topraklarda yaşayan Müslümanlar yıllarca şeriat tarafından yönetilmişken bugün tarihte asla tanışık ve barışık olmadığı demokrasiyle, küfür rejimiyle yönetiliyor olması büyük bir talihsizliktir. Lakin asıl talihsizlik İslâm’ı getirecek ümidiyle seçilen, İslami söylemlerle destek bulan ve yeri geldiğinde üst perdeden kâfirlere seslenen yöneticilerin Batı’yı onun vazgeçilmezi demokrasiyi sevdirme, Müslümanlara mâl etme gayreti içerisinde olmalarıdır.

Hatırlarsanız yıllar önce Dışişleri eski Bakanı Rex Tillerson’u Türkiye’yi ziyaret ettiği sırada “Türkiye’deki üsleri kullanarak yaptığımız operasyonlar eskiye oranla yüzde 25 artmıştır.” şeklindeki açıklaması olmuştu. Onlar sizin sağladığınız imkânlarla kardeşlerinizi katlediyorken Batı seviciliğine soyunmanız ne ile izah edilebilir ki? Hiç mi hayâ duymuyorsunuz? Bu durum sizi hiç mi rahatsız etmedi ve etmiyor?

Mademki yeryüzünü kana bulayan, bunca acı ve gözyaşına sebep olan başta Amerika olmak üzere Batılı sömürgeci kâfirlerdir, Batı esaslı siyaseti ve hayranlığını terk edin. Onun yerine İslâm akidesi esasında bir siyaset izleyin. Amerika ve sömürgeci kâfirlerle olan dostluklarınıza ve ilişkilerinize son verin. Arka bahçeleri gibi kullandıkları topraklarımızdan, ülkelerimizden ve üslerimizden kovun. Çünkü Allah kâfirlerle dostluk kurmayı, stratejik ortaklıklar geliştirmeyi nehyetmiştir. Şöyle buyurmaktadır Allahu Azze ve Celle:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تَتَّخِذُواْ الْكَافِرِينَ أَوْلِيَاء مِن دُونِ الْمُؤْمِنِينَ

“Ey iman edenler! Müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmeyin.”[ Nisa 144]

Son olarak her türlü siyasi, ekonomik ve askeri işbirliğini derhal sonlandırarak yüzünüzü Batı’dan Allah’a döndürün. İzzeti Allah’ın yanında arayın, kâfirlerin değil… Zira gerçek güç ve kuvvet âlemlerin Rabbi olan Allah'a aittir.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Abdullah İmamoğlu

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER