- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber - Yorum
Kemalist Rejimin Temelleri Üzerine Erdoğan Rejimi İnşa Edildi
Haber:
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yemin töreni için Beştepe'deki hazırlıklar sürerken, Meclis'te yemin töreni başladı. Erdoğan, TBMM'de tören kıtası ile karşılandı. Daha sonra Cumhurbaşkanı yemin etti. Erdoğan'ın yemini milletvekilleri tarafından dakikalarca ayakta alkışlanırken, Türkiye resmen yeni sisteme geçmiş oldu.
Yorum:
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Pazartesi günü 16.30’da yeni TBMM Genel Kurulu’nun önünde yemin etti. Hemen ardından ise “1 numaralı Cumhurbaşkanlığı kararnamesini” yayınladı. Eskinin devamı yeni sistemin ise ilk kararnamesi, devletin yeni yapılanmasına dair detayları içeriyor. Bir nevi devletin yeni teşkilat şeması. Bu sistemin adına ister “Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi” deyin, isterseniz “Türk Tipi Başkanlık Sistemi” deyin her hâlükârda bu rejim, Kemalist esaslar üzerine inşa edilmiş Erdoğan rejimidir.
Bu rejim esasları itibariyle laik-kemalist bir rejimdir. Çünkü bu sistem değişikliğinde esaslarla ilgili hiçbir değişiklik yok. Aksine Kemalist esaslar ve politikalar referandum ve seçimler gibi üsluplar yolu ile daha da meşrulaştırıldı.
Özellikle Amerika’nın bu son seçimlerde hala Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan vazgeçmediği de görülmüş oldu. Amerika’daki kimi basın organları ve Think Thank kuruluşlarının Erdoğan karşıtı söylemlerde bulunmasına rağmen Amerika, dolaylı olarak Erdoğan’ı desteklediği ve hala ondan vazgeçmediğini gösterdi. Bunun en önemli işaretleri ise Zarrab-Atilla davasında karar çıktığı ve Halk Bankası’na bir ceza geleceği belli olduğu halde, yüksek miktarda bir cezanın seçim öncesinde gelmesi, zaten yükselme eğiliminde olan doları daha da yükseltebilir, ekonomide çok daha olumsuz bir etkiye yol açabilirdi. Ama bunu yapmadı. İkincisi, ABD Menbiç konusunda tam da seçimden önce bir işbirliği başlattı ve Erdoğan’ın eline seçimden önce kullanabileceği bir koz daha verdi. Seçim sonrası Erdoğan’ı tebrik eden Trump, mesaisine NATO Zirvesi ile başlayacak olan Erdoğan ile görüşmek için “sabırsızlandığını” da ifade etmişti.
Şüphesiz adına yeni dedikleri bu sistem kokuşmuş eski rejimin devamıdır. Sadece yetkilerin neredeyse tamamının bir kişide toplanmasının dışında bir değişiklik yok. Özellikle bu seçimler bir kez daha göstermiştir ki, umut bağlanan siyasi partiler, iktidarından muhalif partilere varana kadar, hepsi aç gözlü, rant peşinde koşan, halkın umutlarını kendi çıkarları doğrultusunda istismar eden yuvalar haline gelmiştir. Türkiye halkı artık bu “değişimle” birlikte aslında değişen hiçbir şeyin olmadığını, Kemalist esasların hala orada durduğunu görmelidir. Bu sistemin adı ne olursa olsun; dini, devlet, toplum ve hayattan ayıran “laikliğin” hala en tepemizde durduğunu görmelidir. Seçim vaatleri arasında kendilerinin çıkarttığı OHAL uygulamasını kaldıracağını vadeden Erdoğan, çıkarttığı son KHK’de eğer “uygun görülürse”, güvenlik güçleri, sportif faaliyetleri, kamusal alanlarda gerçekleştirilen kültürel etkinlikleri izleme ve denetleme yetkisine sahip olabilecek. Ayrıca güvenlik güçleri ve mülki idare amirleri dini mekân ve yerleri denetleme ve kapatma yetkisine sahip olabilecek. (http://www.mynet.com/haber/guncel/iste-yeni-ve-son-khk-nin-detaylari-699-sayili-khk-ile-ihrac-edilenlerin-kurumlari-belli-oldu-6-temmuz-2018-khk-ihrac-edilenlerin-listesi-4249920-1)
Peki, yaklaşık yüzyıllık bir uğraşın arkasından Müslümanların beklediği değişim bu muydu? Böylesi bir değişimin parçası olanlar, bozuk bir sistemden, başka bozuk bir sisteme geçerek mi gerçek değişimi başaracaklar? Aynı delikten her seferinde ısırılmaya devam mı edecekler? Laik-Demokraside kanun koyucu Allah değil insanlar olduğu için İslam hayattan dışlanmaktadır. İslam’ın olmadığı bir yerde huzur, barış, mutluluk, refah, adalet ve kalkınma hiç olur mu?
Müslümanlar, içerisinden geçtiğimiz bu dönemden dolayı ümitsizliğe düşmemeli, sabır ve sebatla İslam ile değişmek ve değiştirmek için var gücüyle çalışmaya devam etmelidir. Eski laik rejimin yıkılan kalelerini tekrar güçlendirmeye çalışan yeni sistemin yerine, Müslümanların tek meşru yönetim şekli olan Raşid-i Hilafet devletini kurmak için cesaretle çalışmaya devam etmelidirler.
Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
وَلاَ تَهِنُوا وَلاَ تَحْزَنُوا وَأَنْتُمُ الأَعْلَوْنَ إِنْ كُنْتُمْ مُّؤْمِنِينَ “Gevşeklik göstermeyin, üzüntüye kapılmayın. Eğer inanmışsanız, üstün gelecek olan sizsiniz.”[Ali İmran 139]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına
Osman Ebu Erva