Salı, 24 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/26
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Hilafet ve Hizb-ut Tahrir İkiz Kardeşlerdir

بسم الله الرحمن الرحيم

HABER-YORUM

(Tercüme)

Hilafet ve Hizb-ut Tahrir İkiz Kardeşlerdir

HABER:

Dünyanın çeşitli bölgelerinde Hizb-ut Tahrir tarafından Hilafetin yıkılışının yıldönümü ile ilgili çeşitli etkinlikler düzenledi. Yapılan bu etkinlikler Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi tarafından internet sitesinde yayınlanmaktadır.

YORUM:

Hizb-ut Tahrir bu acılı olayı her zaman ümmete hatırlattı. Hilafetin yıkılış trajedisi Hicri 1342’nin 28 Receb’inde vuku bulmuştu. Bu vesileyle Hizb-ut Tahrir Müslümanları bu acılı günün yasını tutup ağlamaya çağırmıyor. Bilakis Rabbimizin bize farz kıldığı ve bizim şeref kaynağımız olan Nübüvvet Metodu üzere Râşidi Hilafet Devletini kurarak İslami hayatın yeniden başlaması için çalışmaya çağırıyor.

Nitekim Hilafet meselesi, günümüzde objektif gözle bakanlar için Hizb-ut Tahrir'le özdeşleşmiş ve aynı anda anılmaktadır. Peki bu nasıl oldu?

Bu sürecin başlangıcı, 1953'te, Hizb-ut Tahrir, Yüce Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın ayetine icabet ederek;

﴿وَلْتَكُنْ مِنْكُمْ أُمَّةٌ يَدْعُونَ إِلَى الْخَيْرِ وَيَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَأُولَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُون﴾ “Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.” (Ali İmran 104) Kudüs'te, ümmetin içerisinde kuruldu. Daha sonra Parti, Arap ülkelerinin geri kalanına ve daha sonra da tüm dünyaya yayıldı.

Hizb-ut Tahrir, günümüzde Müslümanların en önemli meselesinin, Nübüvvet Metodu üzere Râşidi Hilafet Devletini kurarak İslami hayatın yeniden başlaması olduğunu ortaya koydu. Ve meselenin kader meselesi olduğunu belirlediğinde, tağut cellatların işkencesi altında birçok üyesinin yaşamını yitirmesine neden olan muazzam fedakârlıkları sunarak pratiğe çevirdi. Hizb-ut Tahrir ortaya çıkmasıyla birlikte İslam'ın gerçek suretini ortaya koydu. İslam’ın “nizamın kendisinden fışkırdığı ruhi ve siyasi akideyi” içeren bir ideoloji olduğunu ortaya koydu. İslam'ı bu şekilde tasavvur etmesi dinin sadece vaaz ve irşad ile sınırlanmasını engelledi. Ve dünyadaki olayları akide zaviyesinden bakarak siyasi uyanıklığı ile yorumladı. Aynı zamanda parti, siyasetin doğru anlamını göstermek suretiyle siyasetin raiyenin işlerini İslam’a göre gütmek olduğunu açıkladı. İdeolojisi İslam olan siyasi parti anlayışıyla işe başladı.

Partinin siyasi çalışması hiçbir zaman ikiyüzlü, makyevalist, iste ve al “pragmatist” bir anlayış olmadı. Partinin siyasi çalışması asla kafirlerle iş birliği yapmaya ve yardımlaşmaya dayanmadı. Parti, yabancıya dayanmayı  (iyi niyetli bile olsa ve cinsi ne olursa olsun)  yabancı zehirlenmesine yol açacağından dolayı ümmete ihanet olarak saymaktadır. Partinin siyasi çalışması; ümmetin maslahatını İslam’ın hükümlerine göre gütmeyi beyan etmek, İslami hükümlerle yöneticilerle mücadele etmek ve sömürgecilerle çatışmaktır.

Akideyi benimsemek ihlası, İslam’ı ideolojik olarak benimsemek ise uyanıklığı garanti eder. İhlassız hareket yabancıyı kucaklama yoluna, uyanık olmayan hareket de meçhul bir yola sapar! Liderliğe hain ya da cahiller asla sahip olmamalıdır.

Parti, bir İslami devleti kurmak için gerekli gördüğü şeyleri benimsemeye çalıştı. Geniş ve derin bir kültür ortaya koydu. Bu gerçekten sadece Hilafet devleti için uygun olan bir benimsemedir. Bu derin kültürü birçok neşriyatında sergiledi. Bunlardan bazıları; “Anayasa ve Esbabı Mucibeleri”, “İslam'da Hükmetme Nizamı”, “İslam İktisad Nizamı”, “İslam'da İçtimai Nizam”, “Hilafet Devletinde Eğitimin Sisteminin Temelleri”, “Hilafet Devletinde Maliye” ve daha pek çok kitap....

Bu kültür sadece kâğıt üzerinde yazılı değildir. Bilakis parti üyelerinin akliyetini ve zihniyetini içeren şahsiyetini de oluşturur. Muasır gelişmelere ve vakaya kültürü indirebildiğinden ve bu kültür insanlar arasında mücadele ve beyan edildiğinden dolayı parti üyelerini canlı ve dinç kılar. Bu kültür, örneğin; İran anayasasını (Humeyni'nin yönetimi), Mısır anayasasını (Mursi yönetimi), Yemen ve Sudan anayasasını, Doğu Asya mali piyasalarının krizini, demokratik sistemin devrilmesini, Amerika’nın İslam’ı ortadan kaldırılmasına yönelik Amerikan planını açıklaması, İslam ve medeniyetler çatışmasının kaçınılmazlığı ve bunlardan daha fazlasını veto etmek üzere canlı bir mühimmattır.

Siyasi anlayışına gelince, parti her zaman Müslümanlara karşı kurulan komploları ve İslam dünyasındaki rejimlerin yöneticilerinin eylemlerini ve sömürgeci kafirlerle olan ilişkilerini her zaman ortaya çıkarmıştır.

Gerçeği ortaya koymak için partinin entelektüel kavramları ve siyasi görüşleri; uluslararası durum ve devletler arasındaki çatışma nedenlerini anlamak, dünyanın başlıca sorunlarının gerçekliğini anlamak, ya da dünyadaki sefaletinin (uluslararası aile, sömürgecilik, büyük güçlerin egemenliği ve tahakkümü) ve diğer siyasi kavramların nedenlerine dair anlayışı olmuştur.

Son olarak diyorum ki, evet, Hilafet ile Hizb-ut Tahrir arasındaki organik bağ rastgele oluşmadı. Onlarca yıllık mücadele ve çatışma, anlayış ve uyanıklıktan kaynaklandı. Hizb-ut Tahrir’i farzların tacıyla yani Hilafet ile irtibatlandırmaları en büyük şerefidir. Allah Subhânehu ve Teâlâ’ya hamd ve şükürler olsun.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına

M. Usame El-Suveyni -  Kuveyt

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER