Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Savaşta Önce Gerçekler Ölür, Sonrada Çocuklar!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber - Yorum

Savaşta Önce Gerçekler Ölür, Sonrada Çocuklar!

Haber: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Afrin olayını çözeceğiz İdlib'i aynı şekilde çözeceğiz. Mülteci kardeşlerimiz tekrar kendi topraklarına evlerine dönsün istiyoruz. 3.5 milyonu herhalde burada ilanihaye saklayacak halimiz yok. Onlar da zaten kendi topraklarına dönmek istiyor. Bir kısmı burada kalabilir o ayrı bir konu" dedi. Irak’ın Kuzeyinde sahnelenen oyunu Bağdat ve İran yönetimi ile birlikte bozduk. Bunu takiben Rusya ve İran ile birlikte İdlib’de güvenli bölge oluşturulmasına yönelik adımlar attık. Son olarak da tamamen kendi inisiyatifimiz ile Afrin de “Zeytin Dalı” operasyonumuzun düğmesine bastık… Ona kalsa 'Esed’le konuşun' diyor. 1 milyon vatandaşını öldürenle neyi konuşacağız? Utanmadan sıkılmadan bizim DEAŞ’la işbirliği yaptığımızı söylüyor ya. Bu ne biçim anlayıştır. http://www.hurriyet.com.tr/son-dakika-erdogandan-suriyeli-mesaji-3-5-milyonu-burada-ilanihaye-saklayacak-degiliz-40735253

Yorum: Yukarıdaki başlık 2. Dünya Savaşı’nda Alman askerlere karşı tankçı subay olarak görev yapan Amerikalı General George S. Patton’a ait. Amerikalı Generalin yaptığı bu tespit, günümüz dünyasını ve medya operasyonu ile gerçeklerin ne denli altüst edilip çarpıtıldığını ve bir takım ulusal çıkarlar doğrultusunda insanların hayatlarının nasıl karartıldığını anlatması açısından önemli bir tespittir.

Nitekim Amerika, Afganistan ve Irak işgali gerçekleşmeden önce gerçekleri öldürdü, ardından da çocukları. Yine Suriye’de Esed rejinin yaptığı soykırıma karşı dünya devletleri gözlerini ve kulaklarını kapattı. Medyası gerçekleri öldürdü. Vahşi Esed ise körpecik çocukları! Yine Halep’te Türkiye, Rusya, İran ve rejimin çevirdiği entrikanın, medya nasıl da üzerini kapattı! Ardından Türkiye’nin yaptığı ihaneti nasıl da Suriye halkına sahip çıkıyor diye insanlara servis etti! Medya, hükümetlerle birlikte yönetici sınıf rolünü oynuyor. Hükümetler senaryoyu yazıyor, medya ise oynuyor.

Örneğin Mesud Barzani’ye kırmızı halılar seriliyordu Ankara’da. Ak Parti kongrelerinin değişmez tek konuğuydu. Barzani, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı son yüz yüze görüşme de Atatürk Havalimanına Irak Kürt Bölgesel Yönetiminin bayrağını çekiyordu. Tabi medya da Barzani’ye karşı güzellemeler diziyordu. Ama Ankara’nın tavrı değişir değişmez Barzani tekrar hain olarak damgalandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir taraftan "1 milyon insanın katiliyle neyi görüşeceğiz" diyor. Diğer taraftan ise kimse ona; “Cenevre’de, Astana da ve son olarak Soçi’de kiminle görüşüyorsun” diye sormuyor. Ayrıca milyonlarca Müslüman kanını akıtan, Esed rejiminin hamisi Amerika, Rusya ve İran ile nasıl işbirliği yapıyorsun diye de sormuyor.

Medya, hükumetin Suriye politikalarını dün ne dediyse, bugün tersini söylediği halde halka, her iki durumu da alkışlatıyor. Bugün Afrin üzerinden yürütülen algı operasyonuyla her türlü ihanete bir kılıf geçiriliyor. Sadece dış siyasette değil! İç siyasete de dâhil edilen Afrin, her kapıyı açan bir anahtara dönüştürülüyor. Hem de her gün gelen şehit haberlerine rağmen. Diğer taraftan Ak yazarlar, Afrin öncesi ve sonrası diyerek, Ak Parti’nin oylarının nasıl da arttığına işaret ediyorlar. Kısaca savaşı, ”zeytin dalı” diyerek barış gibi gösteriyorlar. Aslında sadece Afrin de bu olmadı. Suriye ayaklanması başladığı günden bugüne önce “”gerçekler öldürüldü” sonra da Suriye’deki ehlimiz. Amerika’nın IŞİD ile mücadele yalanının ardından gidilerek Suriye devrimi boğulmuştur. Aslında IŞİD ile mücadele adı altında İslami devrim ile mücadele edilmiştir. Medya büyük bir ustalıkla bu gerçeği de öldürmüştür. Cumhurbaşkanı Erdoğan; “Afrin, İdlib'i çözeceğiz ve mülteci kardeşlerimiz tekrar kendi topraklarına, kendi evlerine dönsün istiyoruz. 3,5 milyonu herhalde biz burada ilanihaye saklayacak halimiz yok" diyerek aslında Amerika’nın çözüm planına işaret ettiği gibi Kılıçdaroğlu’nun; “Suriyeliler evlerine dönsün” ifadesini de farklı şekilde dile getirmiştir. Böylece Afrin operasyonuna yeşil ışık yakılmasının İdlib’i de hal etmek olduğu da ortaya çıkmıştır. İdlib’e atılan bombalar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın; “Rusya ve İran ile birlikte İdlib’de güvenli bölge oluşturulmasına yönelik adımlar attık” açıklamasının gölgesinde bırakılmıştır. Bugün Afganistan, Irak ve Suriye’de Müslüman halkların yaşadıkları tüm acılar ve çocukların feryatları medyanın ördüğü kalın duvarlar nedeniyle bir türlü duyulmuyor. Bu durumun tek bir nedeni var. O’da saptırıcı yöneticiler ve medyadır.

Ama gerçeklerin sonradan ortaya çıkma gibi bir huyu vardır. Yöneticiler, en ufak bir tepkiyi bile bastırarak tüm bu ihanetlerin unutulacağını zannediyorsa çok büyük bir yanılgı içerisine düşüyor. Herkes unutsa bile Âlemlerin Rabbi olan Allah Subhanehu ve Teâla unutmaz.

Hizb ut-Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına

Osman Yıldız

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER