Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

أَفَنَجْعَلُ الْمُسْلِمِينَ كَالْمُجْرِمِينَ  مَا لَكُمْ كَيْفَ تَحْكُمُونَ "Hiç Müslümanları Mücrimler Gibi Tutar mıyız? Size Ne Oluyor? Ne Biçim Hüküm Veriyorsunuz?" [Kalem 35 36]

Kafir Batı, Müslümanların Hilafet Devleti'nin olduğu devletlerini yıkmasından ve vahdetlerini parçalamasından bu yana hala İslam'a ve Müslümanlara savaş açarak zehrini akıtmakta, İslamlarına zarar vermede ve aşırıcı ve terörist nitelemesiyle de hareketlenmelerini çarpıtmada ileri gitmektedir. Zira daha dün Amerika, Musha-ı Şeri'i kirletirken bazı Danimarka Gazeteleri Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Âlihi ve Sahbihi ve Sellem]'e hakaret etme dalgasına liderlik etmiş ve diğer Avrupa gazeteleri ve ülkeleri de bunu tebrik etmişlerdir. Ardından da bunu, Paris, Londra, Roma ile diğer küfür ve sömürgecilerin başkentlerindeki fuarlarda Allah'ın sınırları ve ayetleriyle alay eden iddialar yoluyla "sanatsal" eylemler takip etmiştir. Hatta bugün, mücahit ve fatih Müslümanların ülkesi olan ülkemizde, bizim cildimizden olup bizim dilimizi konuşan bazı evlatlarımız, Marsa Güzel Sanatlar Sergisi yoluyla İslam'a saldırmaktalar, sanat olduğunu iddia ettikleri eylemler sunan sömürgecilere vekaleten İslam'a hakaret ederek Allah'ın hudutlarıyla alay ettikleri gibi Kerim Resulümüz [Sallallahu Aleyhi ve Sellem] ile de alay etmekteler ve Allah Celle ve Âla'yı hafife almaktadırlar: قَاتَلَهُمُ اللَّهُ أَنَّى يُؤْفَكُونَ "Allah onları katletsin. Nasıl da döndürülüyorlar!" [Munafikun 4]

Daha önce Amerika, parçaladığı ve ayaklarıyla çiğnediği Mushaf yapraklarından maksadının Kur'an'ı Kerimi kirletmek olmadığını söylemiştir! Aynı şekilde onun ardından Avrupa, Resul [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'e hakaretin, ifade özgürlüğü olduğunu açıklamıştır! Yine bizim içimizdeki ucuz sanatçılar ve bugünkü sömürgeciliğin kalıntıları olan laik elitler de bu iğrenç çirkin eylemlerde hiçbir şey olmadığını sadece bunların ifade özgürlüğü ve (hakeza) yenilikçilik olduğunu... ancak yenilikçiliğin ne anlama geldiğini anlamayan Müslümanların anlayışlarında bir sorun olduğunu söylemektedirler!

Ülkenin Müslüman evlatları, bu iğrenç çirkin eylemlere öfkelenip protestolar yoluyla seslerini yükseltince İçişleri Bakanı şöyle demiştir: "Meydana gelenlerin sorumluluğunu, aşırıcılar  ve anarşistler taşımaktadırlar." Ayrıca üç başkan, öfkeli insanların patlamasından sonra yaptıkları ortak açıklamada şöyle demişlerdir: "Sorun, aşırıcıların sorunu" ve "özgürlükleri tehdit etmeleridir." Ve şöyle demişlerdir: "Aşırıcı gurupların, özgürlüklerce kabul edilemez şiddeti ile tehditlerini, kendilerini devlet kurumlarının teminatı olarak görmelerini ve Allah'ın evlerine egemen olma girişimlerini kınarız."

Ve şöyle eklemişlerdir: "Bizler, halkımızın ve ümmetimizin mukaddesatlarına dokunan her şeyi kınamakta ve bunların, fikir ve ifade özgürlüğü kapsamına girmediğini düşünmekteyiz." Ve şu açıklamayı eklemişlerdir: "Bizler, bu gurupların uyguladığı bu şiddeti kınarız ve devletin heybeti, onlara karşı tüm yasal yolları da dayatacaktır." Ve şunu eklemişlerdir: "Bu cürümlere sızanlar bizzat bu aşırıcı guruplar olup bunları ise muhasebe etmekten ve yasanın, yani eski rejimin kalıntılarının uygulanmasından korkanlar finanse etmektedirler. Bu gurupların hedefleri de otoriteyi karıştırmak, vatandaşlar arasında korkuyu kışkırtmak ve geçiş sürecini başarısız kılmaktır."

Hakeza ülkemizin işlerini organize edenler de; saf bir şekilde ve akılları hafife alarak Allah'ın öfkelendiği kimselerin yanı sıra Kerim Resul [Sallallahu Aleyhi ve Sellem] ile Allah'ın hükümleri ve sınırlarıyla alay ederek kalpleri hastalıklı olanları baştan çıkaranlar ile kendilerini onlar karşısında küçümseyen, dolayısıyla da bazı çıkar sahibi nüfuzlu kimseler için nefislerini ucuz bir şekilde satarak yakmak, talan etmek ve yağmalamak için öfkeli kimselerin arasına sızan mücrimlerin arasını dengelemektedirler.

Bu açıklama noktasında bizler, İslam ülkelerinin bu parçasında İslam'a ve Müslümanlara karşı düzenlenip komplo kurulan kanıtları pazarlamak istemiyoruz. Zira bunlara yönelik kanıtlar, apaçık bir olgudur. Çünkü dini ve Rabbi için öfkelenen bir Müslümanın, yakması, çalması ve yağmalaması imkansızdır. Dolayısıyla web sitelerine kaydedilip dolaşan video klipleri ile ülkenin dört bir tarafında cürümsel sabotaj eylemlerini gerçekleştirenlerin gerçeği hakkında görgü tanıklarının aktardıkları, tüm kanıtları dile getirmektedir.

Ancak bizler, sadece bazı hususları açıklamak isteriz:

Cürümsel eylemleri düzenleyen, bunlara teşvik eden ve bunlar için paralı asker tutan ve zayıf insanları kiralayan kimseler bilinmiyor mu? Ayrıca bu konularda hoşgörülü olunması ve insanları ikna etmek için kaos ve karmaşa saçmaya ortak olan gerçek faillerin terk edilmesi bir güvenlik sorunu değil midir? Dahası Adalet Bakanı'nın yardımcılarından biri, Amerika'nın Terörle Mücadele Yasası'nın etkinleştirilmesi kaçınılmaz demedi mi? Yine ülkede yönetim dizginlerini elinde tutanların İslam'a destek gösterisine çağrıda bulunmaları, Müslümanları asıl davalarından saptırmak, onların öfkelerini dindirmek ve onları yatıştırmak için değil midir? Halbuki İslam'ın Allah'ın emrettiği gibi eksiksiz bir şekilde bir bütün olarak tatbik edilmesi vacip değil midir?

Ey Müslümanlar!

Bütün beşerî, kraliyet ve Cumhuriyet rejimlerini denemediniz mi? Tüm Batılı fikirlerin, yükselmesini ve izzet bulmasını istediğiniz İslam ile çeliştiğini görmüyor musunuz? Batı fikirleri ile tüm denediklerinizden sizlere, dininize hakaret edilmesinden ve dünyada da zillet ve aşağılanmışlıktan başka bir şey isabet etti mi? Aha işte sizler size gelen tüm yöneticilerin, yaptıklarını görmenize ve sözlerini de açık ve net bir şekilde işitmenize rağmen belki öncekilerden daha iyi olurlar diye onlara bir fırsat daha vereceğinizi söylüyorsunuz. Halbuki bu yöneticiler, Allah'ın şeriatıyla hükmetmeyecekleri gibi dahası Cumhuriyet rejimi kutsamaktalar, dininize hakaret etse bile özgürlüklere sımsıkı sarılmaktalar, sömürgeci kafirin kucağına atlayarak ondan yardım ve destek istemekteler, bizleri laik demokratik kapitalizm karışımı ve Allah'ın öfkelendiği "sulandırılmış" İslam ile yönetmek istemekteler ve hepsinin tek derdi ise Amerika ile Avrupa'yı hoşnut etmektir. Aha işte yine sizler, onların ülkeyi koyu karanlıklardan çıkarmasını beklediğiniz gibi sizleri sömürgecilerden kurtarmalarını da arzulamaktasınız. Bunu ise onların, düşmanlarınızdan bahşiş ve destek dilenerek gece gündüz onların kapı eşiklerinde beklediklerini görmenize rağmen yapmaktasınız!

Tüm bunların ardından, işleriniz hakkında karar vermenizin, tüm beşerî rejimler ile müminlerin yolundan başkasını talep eden herkesi kaldırıp atmanızın zamanı gelmedi mi ey Müslümanlar! Zira çok iyi biliniz ki; sizleri bu zifiri koyu karanlıklardan kurtaracak olan sadece Rabbiniz ve yaratıcınızın kerim Resulünüz [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'e vahyettiği ve Nebinizin de sizlere ثم تكون خلافة راشدة على منهاج النبوة "Sonra Nübüvvet Minhacı Üzere Raşidi Hilafet olacaktır" şeklinde vaat ettiği Nübüvet Minhacı Üzere Raşidi Hilafet Nizamı'nın olduğu İslam Nizamı'dır.

Ey Müslümanlar!

"İzzetin tamamı Allah'a ait" değil midir?

Hak olan Allahuteala'nın şu kavli değil midir?  يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِنْ تَنْصُرُوا اللَّهَ يَنْصُرْكُمْ وَيُثَبِّتْ أَقْدَامَكُمْ "Ey iman edenler! Eğer siz Allah'a [Dinine] nusret verirseniz Allah da size nusret verir ve ayaklarınızı [Dini üzere] sabit kılar." Muhammed 7]

Cennet hak ve cehennem hak değil midir?

 

Ey Müslümanlar!

Hizb-ut Tahrir olarak bizler sizleri, sözün ve fiilin en doğrusu olan Allah'a, Resulüne ve dinine nusret vermek için bizimle birlikte olmaya çağırıyoruz. O halde icabet edecek misiniz?

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ واعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ   وَاتَّقُوا فِتْنَةً لَا تُصِيبَنَّ الَّذِينَ ظَلَمُوا مِنْكُمْ خَاصَّةً وَاعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ شَدِيدُ الْعِقَابِ "Ey iman edenler! Allah ve Resulü sizi size hayat veren şeye davet ettiği zaman icabet ediniz. Biliniz ki, Allah kişi ile onun kalbi arasına girer ve siz mutlaka onun huzurunda toplanacaksınız. Öyle bir fitneden sakının ki içinizden yalnızca zulmedenlere isâbet etmekle kalmaz. Bilin ki Allah'ın azabı çetindir." [Enfal 24 25]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Tunus Vilayeti


H. 25 Raceb 1433
M.  Cuma, 15 Haziran 2012

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER