Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Suriye Halkı, Laik Projeye Karşı İslam Projesi İle Çatışmaya Giriyor
[Batının İplerine Değil Allah’ın İpine Sarılın]

Kâfir Batı, 1924 yılında Hilafeti yıktıktan ve İslam ülkesini kartondan devletçiklere parçaladıktan sonra İslam ümmetinin tepesine ajan yöneticiler musallat etti. Ajan yöneticiler, Müslümanları kâfir Batının laik sistemlerine göre yönettiler. Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletinin yeniden kurulmasına davet eden herkesle mücadele ettiler. Ulusalcılığa sadakat göstererek ve İslam’a düşmanlık besleyerek İslam düşmanları tarafından çizilen ulusal sınırları canhıraş korudular. Türlü türlü yöntemlerle ümmeti aldattılar. Ümmet için ulusal marşlar belirlediler, efendilerinin belirlediği bayrakları kutsadılar. Her sabah o bayrakları selamlayıp saygı duruşunda bulundular. Henri Ponsot tarafından 1930 yılında belirlenen Fransız mandasının bayrağı, Şubat 1932 yılında Resmi Gazete’de yayımlanan bir kararname ile Suriye’nin anayasal bayrağı oldu. Anayasanın 4. Maddesi Suriye bayrağının şeklini belirlemektedir. Ponsot tarafından belirlenen bu bayrak, parçalanmışlığı perçinlemek ve İslam ülkesinin yeniden bütünleşmesini önlemek içindir.

CaniBeşşar rejimine karşı patlak veren devrimin başlangıcında Suriye halkı, rejim bayrağını dalgalandırarak istibdat ve zulümden kurtuluş talep etti. Ama çok geçmeden Fransız manda bayrağını, sembolize ettiği bağımlılık gerçeğini fark etmeksizin veya bilmeksizin değiştirdi. İlk zamanlar devrimciler, rejim bayrağı ile kendileri arasında bir ayrım yapmak istediler. Bu yüzden de Fransız manda bayrağını dalgalandırdılar. Onun manda bayrağı olduğu akıllarına bile gelmedi. İslam temelinde hedefler netleşince, Kuran ve Sünnet ışığında sabiteler belirlenince, rejimi devirme taleplerine İslam kimlikleriyle uyumlu başka talepler de eklediler. Bu nedenle Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafetin kurulmasını talep ettiler ve Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in sancak ve bayrağını dalgalandırdılar. Hatta neredeyse Fransız manda bayrağı hiç ortalarda gözükmüyordu. Dış güçlerin desteğini almak için medyanın orada burada pohpohladığı bayraklar dışında artık Manda bayrağının birçok bölgede hiçbir etkisi kalmamıştı.

Viyana Konferansı uyarınca Amerika ve Rusya, taraflara ateşkesi dayattı. Bazı taraflar, laik demokrasi sivil devlet çatısı altında Allah’ın indirdiğinden başkasıyla hükmetmek için müzakere masasına oturdular. Bunun üzerine Amerikan siyasi çözümünü destekleyen laikler, yeniden Fransız manda bayrağını pazarlamak için uğraştılar. Tarafsızlık ve objektiflik iddiasında bulunan medya da onları bu konuda destekledi. Buna eşzamanlı olarak devrimi ilk yıllarına götürme girişimleri de oldu. Onca zulüm, katliam, fedakârlık ve kutlu Şam topraklarında akıtılan kanlar bir anda unutuldu. Bu girişimler, Amerika’nın ateşkes planıyla ve Suriye’de çözüm, siyasi çözüm olmalıdır söylemleriyle de örtüşmektedir. Herhalde bu gafiller, Suriye halkının devrimde kat ettiği mesafeyi, demokratik sivil devlet projesini çöpe attıklarını ve Fransız manda bayrağını yırtıklarını unuttular. Artık İslam temelinde hedefleri netleşince, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurmak ve Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in bayrağını dalgalandırmak ilk öncelikleri haline gelmiştir.

Laikler ya da bazı pragmatistler veya cahiller, bu kutlu bayrağa hakaret ettiler. Bez veya kumaş parçasından ibaret olduğunu söyleyerek adeta karaladılar ve Fransız manda bayrağını pazarlamaya kalktılar. Bunlar şunu göz ardı ediyorlar, bayraklar, simgelerdir, öyle iddia edildiği gibi sadece bez parçasından ibaret değildir. Bunun kanıtı, Suriye halkı yeniden rejim bayrağını veya başka herhangi bir bayrağı dalgalandırmayı reddetmiştir. Çünkü tüm bu bayraklar, belirlenenler tarafından bir şeyleri sembolize ederler.

Bu yüzden bayrağın hükmü, sembolize ettiği şeyin hükmünü alır. Fransız manda bayrağı, ulusalcılık, parçalanmışlık ve kâfir Batıya bağımlılığı simgeler. Hâlbuki Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in bayrağı, Müslümanların birliğini, inançlarını ve yaşam sistemlerini sembolize etmektedir. Tirmizi’nin sahih bir isnatla Abdullah ibn Abbas’tan rivayet ettiği bir hadise göre Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

كَانَتْ رَايَةُ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ سَوْدَاءَ، وَلِوَاؤُهُ أَبْيَضَ“Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in bayrağı, siyah, sancağı da beyazdı.”Allah Subhânehu ve Teâlâ İslam’ın hayat sistemini Müslümanlara farz kıldı. Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem de Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletinin kurulacağını müjdeledi. Abdullah ibn Abbas RadiyAllahu Anh, Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in bayrağı hakkında

كَانَتْ رَايَةُ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ“Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in bayrağı idi...” diyerek bahsediyor. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem zamanında olan ve Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in bayrağı altında mündemiç olan diğer tüm bayraklardan söz etmiyor. O dönem tugayları temsil eden bayraklar, İslam ordusundan bir parça idiler.

Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in bayrağını dalgalandırmanın fitne olduğunu iddia edenlere deriz ki, fitne, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın Şeriatına sımsıkı sarılmak değil, Allah’ın dininden alıkoymaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

إِنَّ الَّذِينَ فَتَنُوا الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ ثُمَّ لَمْ يَتُوبُوا فَلَهُمْ عَذَابُ جَهَنَّمَ وَلَهُمْ عَذَابُ الْحَرِيق

“Şüphesiz mümin erkeklerle mümin kadınlara işkence edip, sonra da tövbe etmeyenlere; cehennem azabı ve yangın azabı vardır.” [Buruc 10]

فَلْيَحْذَرِ الَّذِينَ يُخَالِفُونَ عَنْ أَمْرِهِ أَنْ تُصِيبَهُمْ فِتْنَةٌ أَوْ يُصِيبَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ“Artık onun emrine muhalefet edenler, başlarına bir belânın gelmesinden veya elem dolu bir azaba uğramaktan sakınsınlar.” [Nur 63]

يَسْأَلُونَكَ عَنِ الشَّهْرِ الْحَرَامِ قِتَالٍ فِيهِ قُلْ قِتَالٌ فِيهِ كَبِيرٌ وَصَدٌّ عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ وَكُفْرٌ بِهِ وَالْمَسْجِدِ الْحَرَامِ وَإِخْرَاجُ أَهْلِهِ مِنْهُ أَكْبَرُ عِنْدَ اللَّهِ وَالْفِتْنَةُ أَكْبَرُ مِنَ الْقَتْلِ

“Sana haram ayı, yani onda savaşmayı soruyorlar. De ki: O ayda savaşmak büyük bir günahtır. Allah yolundan çevirmek, Allah’ı inkâr etmek, Mescidi Haram’ın ziyaretine mâni olmak ve halkını oradan çıkarmak ise Allah katında daha büyük günahtır. Fitne de adam öldürmekten daha büyük bir günahtır.” [Bakara 217]

Dolayısıyla Şeriat, fitneyi Allah Subhânehu ve Teâlâ yolundan alıkoymak olarak tanımladı.

 Gerçekten bazılarının, Fransız manda bayrağını birliğin sembolü olarak kabul ederken, Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in bayrağını fitne olarak nitelemeleri çok esef vericidir. Batı korkusuyla Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem bayrağına engel olmak isteyenlere Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın şu sözünü söyleriz:

أَتَخْشَوْنَهُمْ فَاللَّهُ أَحَقُّ أَنْ تَخْشَوْهُ إِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِنِينَ

“Yoksa onlardan korkuyor musunuz? Oysa Allah, -eğer siz gerçek müminler iseniz- kendisinden korkmanıza daha lâyıktır.” [Tevbe 13]

Ey mübarek Suriye devrimi Müslümanları!

Gerçek şu ki Suriye toprakları üzerinde devam eden çatışma, sadece bayrakların çatışmasından ibaret değil. Aksine hak ile batıl arasında bir çatışmadır. İslam Hadâratı ile kâfir Batı Hadâratı arasında bir çatışmadır. La İlahe İllallah Muhammedün Rasûlullah akidesi ve ondan fışkıran hükümler ve hayat sisteminden oluşan İslam ideoloji ile dini ve toplumu hayattan ayıran akidesi ve ondan fışkıran sistem ve insan yapımı demokrasiden oluşan kâfir Batı ideoloji arasında bir çatışmadır. Sakın Allah düşmanları sizi dininizden caydırmasın. Mutluluk, Allah’ın Şeriatındadır. Müslümanlar, bağımlılık ve zulümden ancak Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletinin kurulmasıyla kurtulabilirler. Bu nedenle Hilafetin kurulması için çalışanlar ile birlikte çalışın. Ve bilin ki zafer, Allah katındadır. Başka hiçbir kimse katında değil. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آَمَنُوا إِنْ تَنْصُرُوا اللَّهَ يَنْصُرْكُمْ وَيُثَبِّتْ أَقْدَامَكُمْ

“Ey iman edenler! Siz Allah’ın dinine yardım ederseniz, O da size yardım eder, ayaklarınızı savaşta sabit kılar.” [Muhammed 7]

Ve bilin ki zafer, sabır iledir, ferahlık sıkıntı iledir, kolaylık da zorluk iledir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:

واعْتَصِمُوْا بِحَبْلِ اللهِ جَمِيْعَاً وَلَا تَفَرَّقُوْا

“Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’an’a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin.” [Ali İmran 103]

 

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Suriye Vilâyeti


H. 18 Muharrem 1437
M.  Pazartesi, 28 Mart 2016

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER