Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Suriye'de Sözde Cumhurbaşkanlığı Seçimleri Amerika'nın Sinsi Planının Bir Parçasıdır, Onu İslami Plan İle Bertaraf Etmek Gerekir

Suriye kasabı Beşşar'ın Müslümanlara yönelik başlattığı kindar trajik savaş ile ülke halkı ikiye bölündü: Kontrolü dışındaki bölgelerde yaşayan mülteciler ve yerinden edilenler. Kontrolü altındaki bölgelerde yarı esir olarak korku içinde yaşayan diğer insanlar. Diktatörlük ve sahtekârlık yapısına yansıyan tehdit baskıcı ve güvenlik ortamı altında mücrim Suriye rejimi, kontrolü altındaki bölgelerde 03 Haziran 2014 günü sözde cumhurbaşkanlığı seçimleri gerçekleştirdi. "Yarım yüzyıl içinde Suriye'de yapılan ilk çok adaylı seçimler olduğu" söylense de, Beşşar karşısında kendi yandaşı iki kişinin adaylığı dışında başka adaylar kabul edilmedi. Adaylığı kabul edilenler ise sadece konu mankenidir. Açıklanan sonuçlara göre Beşşar oyların yüzde 88,7 aldı. Zaten bu daha önceden belliydi. Bu sonuçların gerçek sonuçlar ile hiçbir ilgisi yoktur.

Bu seçimler, Beşşar'ın hâlâ meşru Cumhurbaşkanı olduğuna dair meydan okurcasına kalabalıklar ortasında yapıldı. Güçlü ve hâlâ desteğe sahip olduğu, mevcut durum ve trajedilerin yıllarca devam edeceğinin mesajı verildi.

Dayatılan uluslararası yasağın arkasında olan Amerika, Hilafet Devletini kurmak için çalışan İslamcıların eline geçer korkusuyla muhaliflere nitelikli silah tedarikini yasakladı. Bu yasağın amacı, insanları Amerikan çözümüne boyun eğdirmektir. Bu çözüm şuna dayanmaktadır:

Birincisi: Bölgesel destek ve Amerikan planlamasıyla öncelikli olarak Hilafet Devletini kurmak için çalışan İslamcılara karşı iç savaş meydana getirmek.

İkincisi: Zorba Esed'in ordusuna karşı sahada denge oluşturmak amacıyla nitelikli silahlar tedarik edileceğine dair bol vaatler ile Suriye içinde el-Carba Koalisyonunun konumunu yükseltmek. Koalisyon hükümetinin sözde Savunma Bakanı Esad Mustafa'nın utanmadan açıkça dile getirdiği işte budur. "Amerikan yönetimi ile temasa geçen bazı Arap ülkeleri, özellikle de Körfez ülkeleri, Özgür Suriye Ordusu'na kaliteli silahlar tedarik edilmesinin önemini ele aldılar..." Tüm bunlar, Koalisyonu zorbanın ordusundan sanki bir kurtarıcı olarak lanse etmek içindir. Suriye'deki halkın, Koalisyonu Beşşar'a bir alternatif olarak görmelerinin ilk adımı budur.

Üçüncüsü: Yönetimin laik demokratik çoğulcu olacağına dair güvence aldıktan sonra Beşşar'ı iktidardan almak ve üzerinde uzlaşma sağlanan kimselere iktidarı teslim etmek.

Böylece Amerikan çözümü, iç savaş çıkarma stratejisine dayanmaktadır. Ki Müslümanların cephesi, Amerikan çözümü çıkarına çok çok zayıflasın. Ayrıca çözümün tarafı olarak Beşşar ile masaya oturmak, İslami Hilafet Devleti kurmak anlamına gelen İslami çözümü güç kullanarak dışlamak, kâfir laik bir yönetim dayatmak, eski ajanı Beşşar'ın yerine geçecek yeni Amerikan ajanlarına yönetimi teslim etmek de yine o çözümün bir parçasıdır. Kontrolü elinden kaybetmemek için bahsettiğimiz tüm bu adımların, adım adım Amerikan gözetiminde gerçekleştirileceği unutmamalıdır.

Ey mübarek Suriyeli murabıt Müslümanlar! Amerika, Amerikan siyasi iblislerin çizdiği plana göre seyrediyor. Ne istediğinin tehlikesi görünmeyecek şekilde adım adım bu planı uygulamak için bastırıyor. Ayrıca bölge ülkeleri ve özellikle Körfez ülkeleri, Hilafet ve onun için çalışanlardan korkuyorlar. Bu yüzden samimi İslami gruplara karşı Amerikan hareketlerine paralel bir çizgide yürüyorlar. Buna göre Suriye'deki Müslümanlar, özellikle samimi silahlı gruplar, bu Körfez ülkelerinin isteklerine karşı teyakkuzda olmalı, çok dikkat etmeliler. Ve Amerika'nın bu sinsi planına, Allah Kitabı ve Rasûlü'nün Sünnetinin irşat ettiği gibi muhkem İslami planla karşı koymalılar:

Birincisi: Bütün insanların gazabına olsa da yalnızca Allah'ın rızası aranarak tüm eylemlerinde imani hareket noktasından hareket edilmeli.

İkincisi: Çalışmaları, tıpkı Medine'de ilk İslam Devletini kurmak için RasûlullahSallAllahu Aleyhi ve Sellem'e nusret veren Ensar gibi İslam Devletini kurmak için uğraşan sadık kimseleri desteklemek üzerinde odaklaşmalı.

Üçüncüsü: Kendi aralarında çekişmeksizin yalnızca Allah'ın emri üzerinde saflarını birleştirerek rejimin cürümlerine karşı konulmalı.

وَأَطِيعُوا اللَّهَ وَرَسُولَهُ وَلَا تَنَازَعُوا فَتَفْشَلُوا وَتَذْهَبَ رِيحُكُمْ وَاصْبِرُوا إِنَّ اللَّهَ مَعَ الصَّابِرِينَ "Allah'a ve Rasûlü'ne itaat edin ve birbirinizle çekişmeyin. Sonra gevşersiniz ve gücünüz, devletiniz elden gider. Sabırlı olun. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir." [Enfal 46] Obama'nın planladığı gibi birbirleri ile savaşmaktan sakınmalı, İslam'ın ve Müslümanların düşmanlarının kalplerine korku salan mücadeleci yöntemler üretmeye özen gösterilmeli.

Dördüncüsü: Dışarıdan uzatılan elden yardım istemenin intihar olduğunu kabul edilmeli. Bu, melun şeytandan yardım istemek mesabesindedir. Zaferin, Aziz ve Hakim olan Allah'ın emrine sımsıkı sarılmaktan geçtiği bilinmeli. Zafer yalnızca Allah'a aittir. Ve zafer, yalnızca O'nun emrine sarılan azınlık gruba gelecektir.Beşincisi: Çalışmaları, siyasal İslam projesine uygun olarak seyretmeli. Ki İslam iktidara ulaşsın, iktidar koltuğuna ulaşıp İslam'ı arkalarına atan İslamcılar değil!

Ey mübarek Suriyeli murabıt Müslümanlar! Bilin ki tüm bu bahsettiklerimiz, Allah'a hamdolsun Suriye'de çokça mevcuttur. Bu, gerçekten Batıyı endişelendiriyor ve onun Müslüman ülkelerdeki kukla rejimlerini seferber olmalarına sevk ediyor. Onun için Batı, Suriye'de kendisini endişelendiren İslami havaya darbe vurmak istiyor. Amerika, bu İslami havaya darbe vurmak için kullanabileceği en önemli araç olarak Müslümanları görüyor. İslami proje pahasına kendi projesinin gerçekleşmesini arzuluyor. Bilin ki Allah'ın izniyle hakkın zaferi kaçınılmazdır. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in de buyurduğu gibi Müslümanlar iki fustat ile karşı karşıyadır:

فُسْطَاطِ إِيمَانٍ لَا نِفَاقَ فِيهِ وَفُسْطَاطِ نِفَاقٍ لَا إِيمَانَ فِيهِ "Nifakın olmadığı iman fustatı ve imanın olmadığı nifak fustatı." Müslümanlar bunun bilincinde olsunlar. Bu dünya ve ahirette kurtuluşun, bir karış dahi sapmadan ancak Allah'ın Kitabı ve Rasûlü'nün Sünnetine bağlanmakla olacağına yakinen bilsinler. el-Hâkim Müstedreki'nde İbn Abbas'tan rivayet ettiğine göre Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem, Veda Haccında insanlara hutbe verdi ve şöyle buyurdu:

.يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِنِّي قَدْ تَرَكْتُ فِيكُمْ مَا إِنِ اعْتَصَمْتُمْ بِهِ فَلَنْ تَضِلُّوا أَبَدًا كِتَابَ اللَّهِ وَسُنَّةَ نَبِيِّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ "... Ey insanlar! Ben size öyle bir şey bıraktım ki ona sımsıkı sarılırsanız asla sapmasınız. O, Allah'ın Kitabı ve Nebisinin Sünnetidir."

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir


H. 7 Şa'bân 1435
M.  Perşembe, 05 Haziran 2014

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER