Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

G8 Zirvesinin Suriye Hakkındaki Kararları: Açıkça İslam'a Düşmanlık Etmekte, Bu Ülkedeki Müslümanların Gelecekleri Hakkında Karar Vermekte, Müslümanların Akıtılan Zeki Kanlarını ve Çiğnenen Onurlarını Hakir Görmektedir

G8 Zirvesi çalışmaları, 17-18.06.2013 tarihinde İngiltere Başbakanı David Cameron'un liderliğinde Kuzey İrlanda'daki Lough Erne Resort'ta açıldı. Nitekim en belirgin konu, Suriye'nin durumu hakkında olduğu gibi Putin'in Obama, Camerun ve Hollande ile birlikte düzenlediği çok eksenli toplantılar şeklinde olmuştur. Bu da Suriye'deki durumla ilgili şu şekildeki sonuç açıklamasıyla tamamlanmıştır: "Bizler hala krize, demokratik, birleşik ve herkesi kapsayan bir Suriye'nin vizyonu temelinde siyasî bir çözüm bulmakta kararlıyız." Aynı şekilde liderler, "karşılıklı rıza ile oluşacak olan" Suriye geçiş hükümetiyle ilgili anlaşmanın sürdürülmesi çağrısında bulunarak askerî kuvvetler ile güvenlik birimlerinin korunmasının zaruretine işaret etmişlerdir. Ayrıca G8 Gurubunun liderleri, Suriye otoriteleri ile muhalefeti, el-Kaide ile bağlantısı olan tüm örgütleri yıkmaya bağlı kalmaya çağırmışlardır. Ve şöyle bir eklemede bulunulmuştur: "Suriye'de barışın olası en kısa bir zamanda gerçekleşmesi için Cenevre Konferansı'nın düzenlenmesi kararını kuvvetle destekliyoruz." Ama hala ona ilişkin bir tarih belirlenmemiştir.

Kapitalist Batı'nın kurt yöneticileri, kendisinden ayrı olan hakların gelecekleri hakkında işte bu şekilde karar vermektedirler. İşte onlar, sanki kendilerine aitmiş ve halkının hiçbir bir hakkı yokmuş gibi Suriye'deki Müslümanların meselesini ele almaktalar ve onun üzerinde ihtilaf etmektedirler... Hakeza tüm küstahlıkla, sahtekar demokrasilerinin iddia ettiği gibi halkının görüşünü almaksızın buradaki yönetim şeklinin belirlenmesine müdahale etmekteler ve alternatif bir din tercih edilmemesine rağmen onun dininden uzaklaştırılmasını tercih etmektedirler. Ayrıca en ufak bir jestte bulunmak için Müslümanların kabulünü veya reddini dikkate almaksızın ajan laik muhalefetin, mücrim Suriye rejiminin ve bu ikisinin muvafakati ile insanları en iğrenç bir şekilde katleden ve onların hayatlarını yıkan askerî kuvvetlerin ve güvenlik birimlerinin korunmasının zarureti üzerine oluşacak bir geçiş hükümetinin oluşturulması üzerinde anlaşmışlardır. Tüm bunların üzerine bu kurt yöneticilerin, İslam'a ve köklü bir değişim için çalışan muhlis Müslümanlara yönelik büyük nefreti taşıyan bir lafza davet etmeleri, sadece el-Kaide'yi değil, bilakis el-Kaide ile bağlantısı olan tüm örgütleri "yok etmek" içindir. Dolayısıyla bu sözün, birçok kez uyarıda bulundukları ve kendileri için en büyük tehlike olarak itibar ettikleri Hilafet Devleti'ni kurmak için çalışan herkesi tehdit ettiği bir sır değildir... Dolayısıyla da bu konferans, bu ülkeleri ifşa ettiği gibi bunların dünyadaki cürümlerin lideri olduklarını, tüm trajedilerin ilk sorumlusunun onlar olduklarını, Müslümanların iradesine zerre kadar değer vermediklerini ve sanki Müslümanların gelecekleri kendi ellerindeymiş gibi davrandıklarını ortaya koymaktadır.

Ey Şam-Suriye'de ve Her Yerdeki Dinlerini, Irzlarını, Kanlarını ve Onurlarını Kıskanan Müslümanlar: Sizleri, bu tür kararlardan daha fazla hakir gören ve hakaret eden bir şey var mı acaba?! Size ve dininize, Batı'nın tilki yöneticilerinden daha fazla düşmanlık eden var mı acaba?! İşte düşman onlardır. O halde onlardan sakının ve onlarla birlikte yürüyen ve onların emirlerini yerine getiren herkesi reddedin. Zira onlar, içerisinde iman olmayan nifak sığınağının önünde yürümekte ve onların bineklerinde yürüyen Müslüman yöneticiler de onları takip etmekte ve laik muhalefetler de onların peşine takılmaktadırlar... Ayrıca onların sığınağında yürümeyi reddeden muhlis İslamî gurupları "yok etmek" için kullanacakları çekirdek bir güç oluşturmak için içeriden onların peşine takılanlardan aman ha sakının. Buna mukabil Hizb-ut Tahrir herkesi, İslamî Hilafet Devleti'ni kurma projesi için tek bir yumruk olmaya davet etmektedir. Zira Allahu Teâlâ'nın düşmanlarını daha çok öfkelendiren işte bu projedir. Ayrıca Hizb-ut Tahrir herkese, içerisinde nifakın olmadığı iman sığınağında yürümenin, ilk İslamî Devleti kuran Resul [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in metodu üzerinde yürümeye dayandığını ilan eder. Dolayısıyla bu, güç ve kuvvet ehlinden olan evlatlarımızın, mücrim Esedî rejimini kökünden söküp atmak, rejimin kalıntılarını ortadan kaldırmak ve onun ardından hak ve iman devleti olan İslamî Devleti kurmak amacıyla Allah adına akıllıca ve ustaca planlanmış muhlis bir şekildeki çalışma için bir araya gelmelerini gerektirmektedir. Bu ise ancak Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in şu müjdesinin gerçekleşmesiyle mümkündür:

ثم تكون خلافة على منهاج النبوة "Sonra Nübüvvet Minhacı Üzere Raşidi Hilafet olacaktır."

Ve bunun gibi diğer müjdesinin gerçekleşmesiyle mümkündür ki bu da SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in şu kavlidir:

عُقْرُ دَارِ الإِسْلامِ بِالشَّامِ "Dâr-ul İslam'ın merkezi Şam olacaktır."

Allahu Teâlâ, şöyle buyurmaktadır:

وَاللّهُ غَالِبٌ عَلَى أَمْرِهِ وَلَـكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لاَ يَعْلَمُونَ "Şüphesiz ki Allah, emrine galiptir. Velakin insanların çoğu bunu bilmezler!" [Yûsuf 21]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Suriye Vilâyeti


H. 10 Şa'bân 1434
M.  Çarşamba, 19 Haziran 2013

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER