Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Tek Bir Söz! Gazze Katliamı Karşısında Yöneticilerin Yapacakları Tek Şey, Savaş İçin Orduları Harekete Geçirmektir, Aksi Takdirde Allah'a, Rasulü'ne ve Mü'minlere Hıyanet Etmiş Olurlar

2008.12.27 Cumartesi öğle vaktinden bu yana Yahudi varlığı, uçaklarıyla Gazze Şeridi'nin pek çok bölgesini aralıklı veya aralıksız bir şekilde vahşîce bombardımana tutarken Gazze halkının, eşi benzeri görülmemiş bir şekilde canları pahasına bu vahşî saldırıya göğüs gererek kahramanca karşı koyarken yüzlercesi ölmüş ve yüzlercesi de yaralanmıştır. Düşman uçakları ise, kendilerini düşürecek füzelerden veya kendilerine saldıracak uçaklardan korkmaksızın emîn ve güvenli bir şekilde semalarda dolaşmaktadır. Çünkü Müslümanların beldelerindeki yöneticiler, ordularımızı ve uçaklarımızı "kışlalara hapsederek" onları kendilerine süs eşyası edindiler! İşte böylece Yahudi uçakları, her türlü saldırıdan emîn ve güvenli bir şekilde insanları ve taşları bombalayarak semalarda fır dönmektedir!

İşte bu yöneticiler, Filistin meselesini İslâmî bir meseleden Arap-Filistin meselesine döndürme cürümünü işlemelerinden bu yana tarafsız şekilde hiçbir şey yapmadan seyirci kaldılar, dahası bu meselede düşmanın yanında yer aldılar. Hatta bugünkü Gazze katliamında olduğu gibi, saldırı sırasında bombardıman uçaklarını gözlemeleri, ölü ve yaralı sayısını saymaları, ardından da kınamada ve eleştirmede birbirleri ile yarışmaları adeta onların simgesi haline geldi. İster gizli ve açık bir şekilde Gazze'nin kuşatmasına katkıda bulunanlar olsun, isterse bulunmayanlar olsun hepsi de bu olayı eleştirdi ve kınadı. Hatta ikinci günü Gazze Şeridi'ni ateşli bombardımana tutan "Livni'nin" tehdit ettiği Mısır yöneticisi bile sarayından bu saldırıyı kınadı ve eleştirdi!

Gerçekten bu yöneticiler, ne Allah'tan, ne Rasulü'nden, ne de mü'minlerden utanmaktadırlar. Zîra düşmandan önce Gazze Şeridi'ni kuşatmaya alanlar ve halkını ölüme sürükleyen bizzat kendileridir. Bunun içindir ki ölümden kurtulmalarına ramak kaldığı bir sırada bile Refah Sınır Kapısı'nı onların yüzlerine kapatarak kanların alınlara dökülmesinden sonra onun açılmasına muvafakat ettiler. Ardından da onlar, bugün Gazze katliamına nasıl bir cevap vereceklerini "ele almak" üzere toplantıların yapılması çağrısında bulundular... Sanki verilecek olan cevap belli değilmişçesine bazen zirve toplantıların yapılmasına, bazen dışişleri bakanlarının bir araya gelmesine, bazen de Arap Birliği'ne çağrıda bulundular... Bu ise, adetleri olduğu üzere bir araya gelerek yiyip içtikleri ve ardından da bir sonuç bildirgesi açıkladıkları bir şeydir. Zaten savaşın "en hayırlısı" olarak şeytanın taraftarları yeter de artar bile! Bir de bununla yetinmeyerek zelîl ve aşağılık bir görüntüye bürünüp Güvenlik Konseyi'ne başvurarak Yahudi varlığını ortaya çıkaran ve mübarek Filistin arzını gasp etmesinde ona destek veren devletlerden, Filistin ve halkına yardım edilmesi için karar çıkarmalarını talep ettiler. أَلاَ سَاء مَا يَحْكُمُونَ "Ne de kötü hükmediyorlar!" [en-Nahl 59]

Şüphesiz Gazze katliamına verilecek cevap, araştırılmak ve "ele alınmak" üzere ne zirveleri, ne de toplantıları gerektirmeyen malum bir durum olup meçhul değildir. Aynı şekilde o, Yahudi varlığını ortaya çıkaran ve onu destekleyen devletlerin kararında da değildir. Bilakis o, sadece ve sadece orduları savaş için harekete geçirmek ve savaşmaya muktedir olan herkesi seferber etmekten başka bir şey değildir. Yöneticiler de bunun farkındadır. Ancak onlar, saptırma ve aldatma edebiyatında uzman hale gelmiş duvara dayanan bir kütük gibidirler. قَاتَلَهُمُ اللّهُ أَنَّى يُؤْفَكُونَ "Allah onları katletsin (kahretsin)! Nasıl da döndürülüyorlar." [et-Tevbe 30]

Ey Müslümanlar!

Sakın ha sakın yöneticilere aldanmayınız. Yoksa yürüyüş veya gösteri veya dayanışma eylemi yapmanıza izin vermeleri ile yetinirsiniz. Zîra bunlar, tek başına haktan hiçbir şey ifade etmez. Bilakis ağırlığınızı onların saraylarına yoğunlaştırınız ki onları, orduları savaş için harekete geçirmeye mecbur bırakasınız.

Ya siz ey askerler ve komutanlar! Şu iki iyilikten birine nail olmayı istemez misiniz? Kardeşleriniz ölümle pençeleşirken nasıl olur da sizler kışlalarınıza çakılıp kalırsınız? Sizleri kardeşlerinize yardım etmekten alıkoyan, dînini dünyası, dahası başkasının dünyası için satan bir yönetici midir?

Allah, Allah, ey askerler! Hizb-ut Tahrir, sizleri Allah'tan bir nusret ve yakın bir fetih veya muttakîler için hazırlanmış genişliği arz ve semâvat kadar Cennet'in olduğu dünyanın ve ahiretin izzetine çağırmaktadır.قَاتِلُوهُمْ يُعَذِّبْهُمُ اللّهُ بِأَيْدِيكُمْ وَيُخْزِهِمْ وَيَنصُرْكُمْ عَلَيْهِمْ وَيَشْفِ صُدُورَ قَوْمٍ مُّؤْمِنِينَ "Onlarla savaşın ki Allah, sizin ellerinizle onları cezalandırsın, onları rezil etsin, sizi onlara karşı muzaffer kılsın ve mü'min toplumun gönüllerine şifâ versin." [Tevbe 14] Gazze halkına yardım işte bu şekilde olur, Gazze katliamına cevap işte bu şekilde verilir, Gazze kuşatması işte bu şekilde kırılır ve Allah mü'min kavmin göğsünü işte bu şekilde ferahlatır. Tebliğ ettik şahit ol ey Allahım!

إِنَّ فِي هَذَا لَبَلاَغًا لِقَوْمٍ عَابِدِينَ "Şüphesiz bunda, [Allah'a] kulluk edenler topluluğu için bir bildiri vardır." [el-Enbiyâ' 106]

 

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir


H. 1 Muharrem 1430
M.  Pazar, 28 Aralık 2008

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER