Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Sonunda Amerikan Mümessili Erdoğan, Ruhani ve Putinin Maskesi Düştü,

Amerika, Tüm Vaktini Kore ve Çin Krizine Ayırsın Diye Amerikan Mümessili Üçlü Amerikan Ajanı Suriye Yönetiminin Bekasıyla Meşgul

Türkiye ve İran Cumhurbaşkanı ile Rusya Devlet Başkanı, 04 Nisan 2018 Çarşamba günü Ankara’da bir araya geldi. Görüşme sonrası ortak bir açıklama yayımlandı. Gerek satır aralarında gerekse gizli ve üstü kapalı olsun yapılan açıklamadan, üçlünün, Suriye’deki Amerikan ajanı yönetimi korumak için yoğun çaba harcama ve Şam halkının İslami yönetim kurma çabaları karşısında durma kararlılığını teyit ettikleri açıkça anlaşılmaktadır.

Erdoğan, tam bir şarlatandır ve şarlatanlık sürecini de hâlâ devam ettiriyor. Fırat Kalkanı Operasyonu’nda savaşçıları Fırat Kalkanı için geri çekti. Sonra da Halep’i heba edip zorba rejime teslim etti... Belli bir süre sonra Zeytin Dalı Harekâtı başladı. Bu kez Erdoğan, savaşçıları Afrin için seferber etti. Böylece Güney İdlib ve ardından da Doğu Guta’yı heba etmiş oldu... Savaşçıları İdlib’te toplama işlemi tamamlanana değin Erdoğan’ın dağarcığındaki kalkanlar ve dallar bitmeyecek. Savaşçılar İdlib’te toplandıktan sonra da Erdoğan, bu sefer onları başka bir cephe için geri çekecek ve böylece de İdlib heba edilmiş olacak!

Ruhani/Hamaney’e gelince, milisleri, dağ taş dolaşıyor. Devrim muhafızından Lübnan partisi ve milislerine kadar hepsi de Şam zorbasını korumak için toplu katliam işliyor.

Putin’e gelince, Suriye’de işlediği katliam ve suçları anlatmaya bile gerek yok. Her şey gözler önünde. Erdoğan ya da Ruhani/Hamaney gibi şarlatanlık yapmıyor, bahaneler üretmiyor, gerek de görmüyor. Bu ikili, avazı çıktığı kadar Müslüman olduklarını haykırdıkları için şarlatanlık ve madrabazlık yapıyorlar! Putin, İslam’ın ve Müslümanların apaçık düşmanı olduğu için şarlatanlık ve düzenbazlık yapmaya gerek duymuyor.

Üçlü, Suriye’de Amerikan ajanı laik yönetimin bekasını korumakla meşgul, bu yüzden cinayet, katliam ve vahşet işlemek için elinden geleni yapıyor, hatta fevkalade gayret sarf ediyor! Suriye yönetimindeki dostlarının Amerikan yandaş ve taraftarı olduğunun bilincinde olan bu üçlü, Doğu Asya’da Kuzey Kore ve Çin krizinin çözümünde Amerika’nın önünü açmak için ajanlıkla uğraşıyor... Eğer bu üçlü, akıllı olsaydı, bu yoldan farklı bir yol izlerdi. Ama ne yazık ki dostlarının ipi şeytanın elinde!

Buna rağmen eğer kirli para, tehdit ve gözdağı maskesi altında havuç sopa politikası ile canilerin peşinden giden bir kaç grup olmasaydı, ister bu üçlü isterse arkasındaki Amerika olsun, caniler canilikleriyle ayakta duramazlardı... Dediğimiz gibi eğer bu canilerin peşinden giden birkaç grup olmamış olsaydı, canilerin ayakları bataklıktan çıkamazdı... Hizb, bu grupları bilinçlendirmek, olan olaylar, dönen dolaplar hakkında onları aydınlatmak için hiçbir çabayı esirgemedi. Ancak yine de onlar, silah ve para verdikleri, Hizbin buna gücü yetmediği, sadece nasihat ettiği gerekçesiyle o canilerin peşinden gittiler... Nasihat, kılıç karşısında işe yaramaz diye de eklediler! Elinde tutan için kılıcın her iki tarafı da keskin bir alet olduğunu bilemediler. Uyanık ve basiret sahibi biri için kılıç, kendisini hasmının şerrinden koruyan bir kalkandır, düşmanını yenmek için güçlü bir silahtır... Ama canilerin peşinden koşan aldanmış biri için kılıç, paralanmış, yırtıcı bir kalkandır. Hasmını öldürmeden önce elinde tutanı öldürür!

Bilinçlendirme ve bilgilendirmemizi kabul etmeyen bu gruplara... Savaşta söz fayda etmez deyip Arap, Türk ya da İranlı olsun Müslümanlara ihanet edenlerden silah ve para desteği isteyenlere... Kirli para almak Şam ile savaştan alıkoymaz düşüncesiyle mücrim Rus ve Amerikalılardan bile kirli para alan bazı gruplara... Diyoruz ki: İşte bak görün bu eylem ve söylemlerinizin akıbetini. Tehcir ve sürgüne maruz kaldınız, hatta yurtlarınızdan ve çocuklarınızdan oldunuz!

Buna rağmen Allah’ın izniyle bu ümmet asla yenilmeyecek. Böyle günler devridaim olurlar. Bu ümmet, Haçlılar ve Tatarlardan böylesi hatta çok daha şiddetlisi ile denendi. Sonra öyle bir ayağa kalktı ki Haçlılar ve Tatarların kökünü kazıdı. Tekrar dünyanın efendisi oldu... Doğru, o günlerde İslami yönetim vardı. Zayıf da olsa Hilafet hayattaydı. Hakkı gerçekleştirmek, batılı yok etmek ve düşmanla savaş için ümmeti bir araya toplayan bir baş vardı. Onun için ümmet, düşmanı hezimete uğratıp yeniden ayağa kalktı... Bugün ise ne İslam yönetimi var ne de Hilafet. O halde Müslümanları savaş için kim toparlayacak? Birileri böylesi bir söz sarf edebilir. Bu söz, vakanın bir tarifidir ve doğrudur, ama Hilafet çalışması Allah’ın izniyle güçlü bir şekilde devam etmektedir. Hilafet, İslam ülkelerinde Müslümanların başlıca talebi haline gelmiştir. Eylem ve söylemleriyle bu taleplerini gözlemlemektedir. 26-27-28 Receb 1342 yılındaki karanlık günleri tersine çevirmek için hareket geçmiş durumdalar. Karanlık günleri ortadan kaldırmak ve Allah’ın takdir ettiği bir günde o karanlık günleri yeniden Hilafet ile aydınlatmak için canla başla çalışıyorlar. Bu, Allah’a zor değildir. O gün zalimler hangi döndürülüşle döndürüleceklerini bileceklerdir.

Ey Müslümanlar! Suriye’ye karşı cürüm işleyen kâfir ve münafığıyla bu üçlü, Suriye ve Suriyeliler hakkında işlediği katliam ve cinayetiyle sevinemeyecek. Aksine hesap etmedikleri bir yerden azap onları yakalayıverecek. Şam daha önce de onlar gibileriyle denendi. Onlar helak olup gittiler ama Şam ayakta kaldı. Allah’ın izniyle şimdi de öyle olacak.

إِنَّ اللَّهَ بَالِغُ أَمْرِهِ قَدْ جَعَلَ اللَّهُ لِكُلِّ شَيْءٍ قَدْرًاŞüphesiz Allah, emrini yerine getirendir. Allah, her şeye bir ölçü koymuştur.” [Talak 3]

Son olarak kışlalarına çakılıp kalan Müslüman ordulara da deriz ki: Gerçekten tuhafsınız. Eğer yöneticiler, Müslümanları öldürmek için seferberlik ilan etmiş olsalardı, kesinlikle onları öldürürdünüz. Yardım için Müslümanlar seferberlik ilan edince, ağırdan aldınız, onları yüz üstü bıraktınız. Dahası ölüm sessizliğine büründünüz. Devlet başkanlarının emir kuluyuz diye bahaneler ürettiniz. Oysa devlet başkanlarının emir kulu olmak, dünyada hüsran, ahirette de elim bir azabı gerektirir. O gün kendinizi savunmak için söyleyeceğiniz şu söz bile hiçbir fayda etmez:

يَوْمَ تُقَلَّبُ وُجُوهُهُمْ فِي النَّارِ يَقُولُونَ يَا لَيْتَنَا أَطَعْنَا اللَّهَ وَأَطَعْنَا الرَّسُولَا * وَقَالُوا رَبَّنَا إِنَّا أَطَعْنَا سَادَتَنَا وَكُبَرَاءَنَا فَأَضَلُّونَا السَّبِيلَاYüzleri ateşte evirilip çevrildiği gün: Eyvah bize! Keşke Allaha itaat etseydik, Peygambere de itaat etseydik! Derler. Ey Rabbimiz! Biz reislerimize ve büyüklerimize uyduk da onlar bizi yoldan saptırdılar, derler.[Ahzab 66-67] Ancak yaptıklarınızın kefaretini ödemek ve Allah’ın dinine yardım etmek için hâlâ vaktiniz var. Yeryüzünde yeniden İslami yönetimi kurarak zalimler, münafıklar ve sömürgeci kâfirler ile ipleri kesebilirsiniz. Umarız, bu kefaretiniz olur. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَإِنِّي لَغَفَّارٌ لِمَنْ تَابَ وَآمَنَ وَعَمِلَ صَالِحًا ثُمَّ اهْتَدَىŞüphe yok ki ben, tövbe edip inanan ve Salih ameller işleyen, sonra da doğru yol üzere devam eden kimse için son derece affediciyim.[Taha 82]

Müslümanların geneline de deriz ki, Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Şam, Şam olarak kalacaktır. Şam, İslam’ın kalbidir: Müsned’de Ahmed, Cubeyr b. Nüfeyr’den rivayet ettiğine göre Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdular:

أَلَا إِنَّ عُقْرَ دَارِ الْمُؤْمِنِينَ الشَّامُ“Dikkat edin, müminlerin yurdu ŞamdırBaşka bir rivayette ise Nuaym b. Hammad, Fiten adlı kitabında Kesir b. Murra’dan rivayet ettiğine göre Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem buyurdular ki:

عُقْرُ دَارِ الْإِسْلَامِ بِالشَّامِ“Dar’ul İslam’ın kalbi Şam’dır.”

En son olarak da deriz ki Hizb-ut Tahrir, halkına yalan söylemeyen bir liderdir.  Ümmet ile ve ümmet arasında çalışmaya devam edecek, Allah’ın lütfu ile hak üzere sebat edecektir. Düşünce ve metodu değişmedi ve değişmeyecek, çünkü haktır.

فَمَاذَا بَعْدَ الْحَقِّ إِلَّا الضَّلَالArtık haktan sonra sapıklıktan başka ne kalır?[Yunus 32] Hizb, Rabbi ile güçlü ve dini ile azizdir. Allah’ın vaadini eliyle gerçekleştirmek için Aziz ve Hâkim olan Allah’a dua ve niyazda bulunur.

وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنْكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُمْ فِي الْأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْAllah, içinizden, iman edip de Salih ameller işleyenlere, kendilerinden öncekileri egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına dair vaatte bulunmuştur.” [Nur 55] Hizb ve üyelerinin yanı sıra bütün Müslümanlar, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdesini nail olması için Allah’a yalvarıyor. Ebu Davud Et Tayalisi, Huzeyfe’den rivayet ettiğine göre Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem buyurdu ki:

ثُمَّ تَكُونُ جَبْرِيَّةً، فَتَكُونُ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ تَكُونَ، ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا، ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةٌ عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ»، ثُمَّ سَكَتَ“…Daha sonra ceberut olacaktır. O da Allahın dilediği kadar devam edecektir. Ardından Allah dilediği zaman onu ortadan kaldıracaktır. Sonra, Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır. Sonra sustu.” İmamAhmed’in lafzı ise şöyledir: Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem buyurdu ki:

ثُمَّ تَكُونُ مُلْكًا جَبْرِيَّةً، فَتَكُونُ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ تَكُونَ، ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا، ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةً عَلَى مِنْهَاجِ نُبُوَّةٍ» ثُمَّ سَكَتَ...Daha sonra ceberut bir saltanat olacaktır. O da Allahın dilediği kadar devam edecektir. Ardından Allah dilediği zaman onu ortadan kaldıracaktır. Sonra, Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır. Sonra sustu.

Hizb, sadece Rasûller ve Peygamberlere değil, hem dünyada hem de ahirette sadık müminlere de Allah’ın yardım edeceğinden emindir.

إِنَّا لَنَنْصُرُ رُسُلَنَا وَالَّذِينَ آمَنُوا فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَيَوْمَ يَقُومُ الْأَشْهَادُŞüphesiz ki, Rasûllerimize ve iman edenlere dünya hayatında ve şahitlerin şahitlik edecekleri günde yardım ederiz.[Mümin 51] O gün müminler Allah’ın yardımıyla sevineceklerdir. Mücrimlere ise dünyada zillet, ahirette elim bir azap dokunacaktır. Allah, intikam sahibidir, cebbardır, Aziz ve Hâkimdir.

 

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir


H. 18 Raceb 1439
M.  Perşembe, 05 Nisan 2018

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER