Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Resulullah Bizim Şerefimizdir... Onurumuzdur

Bazı alçaklar ve ucubeler, "Müslümanların masumiyeti" adında aşağılık bir film çıkararak Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'e hakaret ettiler. Bunun sonucunda İslam dünyasını bir öfke seli sarmıştır. Geçen günler içerisinde yaşanan olaylar bağlamında aşağıdaki hususları açıklamak isteriz:

Birincisi: Bu tür hakaretlere verilecek cevap, Mü'minlerin Emiri veya Halifeleri kanalı ile olur. Zira Halife, Müslümanlara hakaret edenlerin devletlerine kesin tavır koyarak ve bu tür eylemlere girişecek olanların karşılaşacakları riskleri açıklayarak onlara engel olur. Halife, Allah'ın hükümleri ve Müslümanlar için gayret ve samimiyet göstererek Allah'ın dini ve Resulü ile alay etmeye veya Müslümanlara saldırmaya tevessül edecek herkesin karşısında engelleyici bir set olarak durur. Nitekim Fransız bir yazar olan "Marche de Bourez" Resul [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'e hakaret eden bir tiyatro yaptığında Halife İkinci Abdulhamit'in 1880 yılında verdiği tepkide kesinlikle bizim için ibret vardır. Zira Abdulhamit, bu tiyatronun bütün Fransız tiyatrolarında oynanmasını engellemesi için Fransa devletine haber göndermiş ve Fransa da buna icabet ederek tiyatronun sahnelenmesini engellemiştir. Ardından tiyatronun yazarı, İngiltere'de sahneleme girişiminde bulununca Halife onlara da engellenmesi haberini göndermiş ve engellenmiştir. Dolayısıyla Müslümanlar, sonsuza dek engellenmesi için yeterli olan Halifenin kesin tutumu sayesinde tiyatronun sahnelenmesini engellemek amacıyla gösteri düzenlemek için dışarı çıkma gereği duymamışlardır. Eğer bugünkü yöneticilerde en ufak bir gayret veya gurur olsaydı Allah'ın sevgili Nebisi Muhammed [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'e hakaret karşısında sessiz kalmazlardı.

İkincisi: Gerek hükümetleri gerekse medya kurumları ile Batı, kutsal bir hak olarak gördükleri ifade özgürlüğü gerekçesi ile İslam'a veya Resulüne saldıranların engellenmesini ve cezalandırılmasını sürekli olarak reddetmektedir. Ancak bu kutsama, onların ölçülerine ve çıkarlarına göre olmaktadır. Ancak neden anti-semitizm bir suç sayılırken özellikle Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem] ile olmak üzere resullerle alay etmek suç sayılmamaktadır? Neden anti-semitizm gerekçesi ile "Can" filim festivalinde bazı filimler ve medya malzemeleri yasaklanmaktadır? Bazı insanların ve kavimlerin duyguları, Müslümanların duygularından daha mı hassas? Yoksa bu, Batının bu tür kanunlardan ve yasalardan elde ettiği bir çıkar ve menfaat mi? Neden Batı, ifade özgürlüğü gibi kendi değerlerini ve fikirlerini Müslümanlara dayatmak istiyor da Müslümanların değerleri ve fikirleri bu tür ifadeleri ve hakaretleri reddetmesine rağmen Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem] ile alay edildiğinde onlardan öfkelenmelerini istemiyor? Neden Batı, Müslümanlar bu tür ayıpları reddederken ifade özgürlüğünü kabul etmiyor? Neden Batı, Müslümanların dinlerine bağlanmalarını ifade özgürlüğü değil de aşırıcılık ve terör olarak görüyor? Şüphesiz bu, insanları kendilerini zülumattan nura çıkaracak olan doğru dinden uzaklaştırmak için Batının İslam'ı çarpıtmadaki bir çıkarıdır.

Üçüncüsü: Müslümanların Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem] için öfkelenmeleri, iyilik mizanlarında yer almakta ve Müslümanların Resulleri ile Allah Azze ve Celle katından getirdiği hükümleri ne kadar çok sevdiklerini göstermektedir. Zira hiç bir Müslüman, Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem] ile alay edilmesine asla razı olmayacağı ve sessiz kalmayacağı gibi Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'e itaat edilmemesine ve Allah Azze ve Celle'nin şeriatından başkasına muhakeme olunmasına da asla razı olmaz ve sessiz kalmaz. Dolayısıyla Müslümanlar, Müslümanların şerefini koruyacak, kendilerini savunacak, kendileri ve dinleri ile alay edilmesini engelleyecek Hilafet Devleti'ni ortaya çıkararak İslami hayatı yeniden başlatmak için çalışmaya odaklanmalılar ve Allah Azze ve Celle'nin hükümlerini tatbik etmede acele etmelidirler. Yine Batı'daki Müslümanların da derdi İslam'ı taşımak olmalıdır. Zira İslam dünyasında İslami hayatı yeniden başlatmak isteyen Müslümanların seyrine destek olmalılar ve gayrimüslimlerle güzel şekilde tartışarak onları İslam'a davet etmelidirler. Tüm insanlar için bir rahmet olmasından dolayı İslam'ın azametini açıklamak amacıyla medya malzemeleri üretmek, Batılı düşünürler ve alimleri ile genel ve açık tartışmalar ve konferanslar düzenlemek gibi enerjilerini ve mallarını gayrimüslimleri İslam'a davet etmeye yoğunlaştırmalıdırlar.

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Amerika


H. 28 Şevvâl 1433
M.  Cumartesi, 15 Eylül 2012

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER