Şam halkımızın kutlu devrimi altıncı yılına girdi. Seneyi devriyesi münasebetiyle Hizb-ut Tahrir / Ürdün Vilayeti, zulüm, yoksulluk ve zilletin sembolü haline gelen Zateri kampındaki Suriyeli mülteci halkımızı ziyaret etmeye davet ediyor. Ziyaret, bu ayın 17, 18 ve 19.cu günleri gerçekleşecektir. Bu ziyaretlerin amacı, kamplarda yaşayan mülteci halkımıza destek olmak, günlük yaşadıkları acıları paylaşmak, Biladu’ş Şam topraklarında izzet, onur ve güven içerisinde meşru yaşam haklarına vurgu yapmaktır.

Bu vesileyle biz, kalabalık ve Ribat topraklarındaki Ürdün halkına şunu hatırlatıyoruz: Yoksulluk, zulüm ve zillet kamplarında perli perişan bir durumda yaşayan Suriye halkı, bizim din ve kan kardeşlerimizdir. Diğer insanlarımız gibi onlar da bizim aramızda yaşamaktadırlar. Siz, iman, kahramanlık ve yiğitlikle nam salmış bir halksınız. Size Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in şu sözünü hatırlatıyoruz:

مَا مِنْ امْرِئٍ يَخْذُلُ امْرَأً مُسْلِمًا عِنْدَ مَوْطِنٍ تُنْتَهَكُ فِيهِ حُرْمَتُهُ وَيُنْتَقَصُ فِيهِ مِنْ عِرْضِهِ إِلَّا خَذَلَهُ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ فِي مَوْطِنٍ يُحِبُّ فِيهِ نُصْرَتَهُ. وَمَا مِنْ امْرِئٍ يَنْصُرُ مُسْلِمًا فِي مَوْطِنٍ يُنْتَقَصُ فِيهِ مِنْ عِرْضِهِ وَيُنْتَهَكُ فِيهِ مِنْ حُرْمَتِهِ إِلَّا نَصَرَهُ اللَّهُ فِي مَوْطِنٍ يُحِبُّ فِيهِ نُصْرَتَهُ“Hürmetsizlik ve şerefine tecavüz edilen bir yerde, Müslümanı yardımsız bırakan kimseyi Allah da yardıma muhtaç olduğu bir yerde öyle bırakır.Kendisine saygısızlık edilen ve şerefine tecavüz edilen bir yerde, Müslümana yardıma eden kimseye de, Allah, yardıma muhtaç olduğu yerde yardımda bulunur.”^{[Buhari ve Ahmed]}

Tüccarların, acıları üzerinden ticaret yaptıkları mültecilerin sıkıntılarını yerinde görmek amacıyla sizi Zateri kampını ziyaret etmeye davet ediyoruz. Devrim, İslami sistem altında haysiyet, şeref ve onurlu bir yaşam sürmek isteyen ümmetin iradesini ifade ettiği için zorba ve komplocu tüm şer güçleri, ümmetin kutsal devrimine entrika kurmaktadır. Ayrıca devrim, laiklik, Batı bağımlılığı, Batıya sadık, vampir gibi ümmetin kanını emen, aşağılamak, zulüm yapmak ve yoksullaştırmak konusunda ustalaşan hain yöneticilerden ümmetin kurtuluş özlemini dile getirmektedir. Bu yöneticiler, iktidarda kalmak ve koltuklarını korumak için kâfirler ve sömürgecilerin nüfuzu uğrunda ellerin gelen çabayı göstermektedirler. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu: 

وَالَّذِينَ آوَوا وَّنَصَرُوا أُولَٰئِكَ هُمُ الْمُؤْمِنُونَ حَقًّا لَّهُم مَّغْفِرَةٌ وَرِزْقٌ كَرِيمٌ“Muhacirleri barındıran ve yardım edenler var ya, işte gerçek müminler onlardır. Onlar için mağfiret ve bol rızık vardır.”^{[Enfal 74]}