Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Ürdün Vilâyeti
Medya Bürosu

No: RD–BA–2023–MB–TR–02 H. 3 Raceb 1444
M. Çarşamba, 25 Ocak 2023

Netanyahu’nun Ziyareti Ürdün Halkına Saldırıdır

Ürdün resmi kurumları ve medyası, seçimlerde elde ettiği zaferin ardından Netanyahu’nun aşırılık yanlısı hükümeti ile tüm terörist ve aşırılık yanlısı hükümetlere karşı kamuoyunu seferber etmiştir. Bu medya seferberliği, Ben Gafir’in Mescid-i Aksa’ya düzenlediği baskının kınanmasıyla, Yahudi büyükelçisinin bakanlığa çağrılmasıyla, Yahudi polisinin, Ürdün büyükelçisinin Mescid-i Aksa ziyaretini engellemesiyle, dışişleri bakanlığının bu olayı kınamasıyla başladı. Daha sonra Temsilciler Meclisindeki bazı milletvekilleri, Yahudi varlığına öfke ve kin kustular. Örneğin Er Ray gazetesi gibi resmi gazetelerde “Siyasetçilerin, aşırılık yanlısı İsrail hükümeti, bölgeyi her an patlayabilecek bir volkana dönüştürüyor” açıklamaları ile Evkaf Bakanlığının “Mübarek Mescid-i Aksa Müslümanların hakkıdır” şeklinde açıklamaları yer aldı...

Bu sahte medya seferberliğin ışığında mücrim Netanyahu ve beraberindeki güvenlik heyeti, Ürdün’e bir ziyaret gerçekleştirdi. Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer’in iddiasına göre, Netanyahu, kraliyet sarayında sıcak ve hoş karşılandı. İddialara göre Netanyahu’nun Ürdün Kralı ile görüşmesinde Mescid-i Aksa’nın statükosunun korunması gündeme geldi.

Ürdün rejiminin, aparatlarının ve yandaşlarının boş gürültüsü ve patırtısına rağmen Yahudi varlığının devam eden cürümleri ışığında Netanyahu’nun Haşd ve Rabat ülkesi Ürdün ziyareti ve sıcak karşılanışı şunu gösteriyor:

1- Ürdün rejiminin, stratejik ilişkisinden ve sömürgeci kâfir tarafından planlanan rolünden geri adım atması gibi bir durum söz konusu değildir. Rejim, Yahudi varlığını Mübarek Toprak’ta sağlamlaştırmak, bölgesel, ekonomik, siyasi ve güvenlik anlaşmaları ile mutant varlığa can simidi olmak, ne kadar saldırganlık ve taşkınlık yaparsa yapsın Ürdün halkı, egemenliği, izzeti ve haysiyeti pahasına Yahudi varlığı ile normalleşmek için vardır.

2- Rejim, bu görüşmeyle Mescid-i Aksa üzerindeki vesayetini pekiştirmek ve statükosunu korumak derdindedir. Bazı komşu ülkelerin vesayet rekabetinden endişe duyan Ürdün rejimi, işgal altındaki topraklarda sükûnet ve güvenlik koordinasyonu karşılığında bu rekabeti diskalifiye etmeyi amaçlamaktadır. Görüşmeye Yahudi varlığı Batı Şeria ve Kudüs iç güvenlik sorumlusu Şin Bet ile Ürdün istihbaratı başkanının katılması bunun göstergesidir.

3- Ürdün halkına göre Yahudi varlığı ile herhangi bir ilişki zül ve utançtır. Sözde barış anlaşmaları ile sadece yoksulluğa, köleliğe ve ülkenin kaybına maruz kalınacaktır. Ürdünlülere göre Filistin meselesinin Yahudilerle savaşmaktan yani askeri çözümden başka çözümü yoktur. Donanım, ekipman ve teçhizat açısından her türlü beceri ve yeteneğe sahip olduklarına inanıyorlar.

4- Bu ziyaretin, hükümetine ve dini partideki üyelerine karşı kitlesel gösterilerin düzenlendiği, dünyanın dört bir yanında siyasi ve diplomatik saldırılara maruz kaldığı bir dönemde gerçekleşmesi, Netanyahu’nun rahat bir nefes almasını sağlamakta, üzerindeki siyasi baskıyı hafifletmektedir. Bu ziyaret, asla Ürdün halkının yararına değildir, Filistin davasının tasfiyesi için sömürgeci planların uygulanmasının bir parçasıdır. Netanyahu hükümetine baskı yapacağı, Amerikan çıkarlarını ve bölge planlarını tehdit edebilecek unsurları frenleyeceği düşünülen ABD Dışişleri Bakanı Blinken’in Yahudi varlığı ziyareti öncesinde Ürdün rejimi ile koordinasyon arayışından başka bir şey değildir.

Ey Ürdün halkı! Yahudi varlığı sizin, Filistin halkının ve tüm Müslümanların düşmanıdır. Filistin halkına karşı apaçık saldırganlığını sürdürmektedir. Ne uluslararası hukuk, ne iki devletli ne de tek devletli çözüm umurunda değildir. Ne kadar taviz verirlerse versinler, normalleşirlerse normalleşsinler, boyun eğerlerse eğsinler yöneticilerinize bile aldırış etmemektedir. Onun için bu varlığa ilişkin tek çözüm, kökten yok edilmesidir. Bu ise Müslüman ordular ile mümkündür. O zayıf ucube bir varlıktır. Gücü, sömürgeci kâfirden ve Müslüman ülkelerdeki bağımlı rejimlerden gelmektedir.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ“Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Rasûl’üne icabet edin.” [Enfal 24]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Ürdün Vilâyeti
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Telefon: 
http://www.hizb-jordan.org/
E-Mail: info@hizb-jordan.org

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER