Haberlerde, Hizb-ut Tahrir’le bağlantıları olduğu şüphesiyle 10 Eylül’de 29 kadının, 15 Eylül’de 10, 17 Eylül’de 12 kişinin tutuklandığı bildirildi. Bu haberler İçişleri Bakanlığı ve İçişleri Yönetiminin resmi sitesinde yer aldı. Bu tutuklamalar, cumhurbaşkanlığı seçiminden bir ay önce ve Taliban’ın Afganistan’da iktidarı ele geçirdiği bir zamanda gerçekleşti. Buna göre, bu olayların Rusya ya da Özbekistan’da Rusya yanlısı güçlerle bağlantısı var. Rusya ile bağlantısı şöyledir; Mirzayev rejimi, Moskova’yı memnun etmek için İslam ve Müslümanlarla mücadelesini zayıflatmaması gerekir. Bu nedenle Özbek hükümeti, Rusya’yı tatmin etmek ve seçim baskısını azaltmak için böylesi korkunç haberleri yayınlamış olabilir. Ya da Mirzayev’i Rusya’ya tamamen boyun eğdirmek için siyasi elit ve Özbekistan güvenlik birimleri içindeki Rusya yanlısı güçlerin baskıları olabilir. Çünkü Mirzayev rejimi, Yahudi Kerimov rejimi gibi güçlü değil. Mirzayev, henüz otoritesini yeteri kadar güçlendirmiş değil. Çünkü politik departmanları zayıftır. Bundan dolayı Amerika ve Rusya, çıkarları için, yani Özbekistan’ı tamamen kontrol altına almak için bunu kullanmaya çalışıyor.

Her neyse Müslümanlar acı çekiyor. Özbek hükümeti ve ajan politik seçkinler için feda ediliyorlar. Aşırılık ve terörizmle mücadele kisvesi altında İslam ve Müslümanlar işkenceye maruz kalıyor. İslam temelinde kalkınmaları engellenmek isteniyor. Öyle ki Özbekistan Müslümanlarının İslami bir hayat yaşama arzusu güç geçtikçe artıyor. ABD’nin Afganistan hezimeti, Müslümanların güçlerine olan güvenlerini artırmıştır. Bu nedenle yaklaşık 25 yıldır Müslümanları İslam temelinde kalkındırmak için Özbekistan’da aktif olan Hizb-ut Tahrir, Özbek hükümetinin başlıca hedefi olmaya devam ediyor. Hizb-ut Tahrir, kesintisiz bir şekilde Özbekistan hükümetini, sahte demokrasiden vazgeçmeye, kâfir ülkeyle ilişkileri kesmeye, Allah’ın ipine ve takvasına sımsıkı sarılmaya, sadece O’na tevekkül etmeye, İslam hükümlerinin hayata döndürülmesine yardımcı olmaya, ümmeti sevmeye, doğru söylemeye, yalan söylememeye davet ediyor. Hizb-ut Tahrir, hiçbir zaman bir ülkede maddi güç kullanarak iktidarı ele geçirmeye çalışmamış, halkı buna çağırmamıştır. Çünkü bu, Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in metoduna aykırıdır. O halde Hizb-ut Tahrir nasıl aşırı bir örgüt olabilir?

Bütün bunlar, Özbekistan hükümetinin Hizb-ut Tahrir’in fikir ve kavramları karşısında çaresizliğini gösteriyor. Parti, Hilafet Devletini kurma çalışmasını sürdürecektir. Hilafet, İslami hayatı yeniden başlatmanın güvencesidir. Zorbaların terörü, kınayıcıların kınaması, mal ve can kayıpları Hizbi durduramaz. Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın şu buyruğu yeter:

فَانتَقَمْنَا مِنَ الَّذِينَ أَجْرَمُوا وَكَانَ حَقّاً عَلَيْنَا نَصْرُ الْمُؤْمِنِينَ “Biz de suç işleyenlerden intikam aldık. Müminlere yardım etmek ise üzerimizde bir haktır.”^{[Rum 47]}