Es Sevra gazetesi, Yemen bankalarında gerçekleşen faiz işlemlerini tekrar gündeme getirdi. 1 Şaban 1444 / 21 Şubat 2023 Salı günkü 21278 nolu sayısında es Sevra gazetesi, “İman ve ulusal sorumluluk perspektifinden hareketle devrim ve ekonomik liderlikte, bankalar ve finansal işlemlerde faiz işlemlerine bir sınırlama getirilmesi konusunda büyük bir eğilim söz konusu.” ifadelerine yer verdi. Husiler 9 yıldır Sana’da iktidarda. Müslüman ülkelerdeki diğer yöneticiler gibi hala kapitalist sisteme göre faizle işlem yapıyorlar! Oysa kapitalist sistemin bozukluğu ve çürüklüğü gün ışığı kadar açıktır. Faizin yasak olduğu konusu sadece sözde kalıyor, sadece konferansları ve kültür derslerinde faizin yasak olduğunu söylüyorlar! Özetle, “Yıkıcı ve feci ekonomik sorunların en tehlikelisi ve en kötüsü olan faizi çözmemiz gerekiyor” diyorlar. Merkez Bankası, ekonomik çevreler ve Fetva Dairesi, tefecilik işlemlerinin durdurulması için reformlar ve önlemler alıyor. Nitekim Merkez Bankası Başkanı Haşim İsmail, “Banka, faizle işlem yapan kamu borcunun yaklaşık yüzde 70’ini dondurdu ve geriye yalnızca yüzde 30 kaldı” dedi. Hadi Yemen bankalarında tefecilik işlemlerinin asgari düzeye indirildiğini kabul edelim, peki başta IMF ve Dünya Bankası olmak üzere uluslararası ve bölgesel bankalardan veya fonlardan alınan kredilere ödenen faizler askıya alınacak mı?

Her türlü ve her çeşit faiz işlemleri, aşamalı olarak askıya alınmamalıdır. İslam’ı aşamalı olarak uygulamak yani bir kısmını uygulayıp bir kısmını uygulamamak şeriata göre caiz değildir. Bunun delili, sübutu ve delaleti katidir. Nitekim Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

  وَأَنِ احْكُم بَيْنَهُم بِمَا أَنزَلَ اللّهُ وَلاَ تَتَّبِعْ أَهْوَاءهُمْ وَاحْذَرْهُمْ أَن يَفْتِنُوكَ عَن بَعْضِ مَا أَنزَلَ اللّهُ إِلَيْكَ“Aralarında, Allah’ın indirdiği ile hükmet. Onların arzularına uyma ve Allah’ın sana indirdiğinin bir kısmından seni şaşırtmalarından sakın.” ^{[Maide 49]} Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem, Kureyş’in ileri gelenlerinin Allah’ın hükümlerinden bazılarından ödün vermesi önerileri ve çağrılarını reddetmiştir. Aynı şey, faizin haramlığı ve faiz işlemleri için de geçerlidir. Çünkü Allah Subhânehu ve Teâlâ muhkem kitabında şöyle buyurmuştur:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ وَذَرُوا مَا بَقِيَ مِنَ الرِّبَا إِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِنِينَ فَإِنْ لَمْ تَفْعَلُوا فَأْذَنُوا بِحَرْبٍ مِنَ اللَّهِ وَرَسُولِهِ وَإِنْ تُبْتُمْ فَلَكُمْ رُءُوسُ أَمْوَالِكُمْ لَا تَظْلِمُونَ وَلَا تُظْلَمُونَ“Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve eğer gerçekten iman etmiş kimselerseniz, faizden geriye kalanı bırakın. Eğer böyle yapmazsanız, Allah ve Rasûlüyle savaşa girdiğinizi bilin. Eğer tövbe edecek olursanız, anaparalarınız sizindir. Böylece ne zulmetmiş ne de zulme uğramış olursunuz.” ^{[Bakara 278-279]} Bilakis faiz, doğrudan Allah’ın emrine uymak için yasaklanır. Onun için kapitalist ekonomik sistem ortadan kaldırılmalıdır. Önce ekonomik sorun belirlenmeli, ardından ekonomik tedaviler ve İslam’ın hükümleri hayatın her alanında uygulanmalıdır. Sana ve Aden hükümetlerinin İslam’ı uygulama cesaretini gösteremeyeceklerini çok iyi biliyoruz. Çünkü bu onların elinde değildir, zira o hükümetler, kafir Batı’nın ajanları ve vekillerinden başka bir şey değildir. Uzun zamandır kapitalist sistemlere göre yönetmektedirler. Kaldı ki faiz işlemlerinin askıya alınması, İslam’ı uyguladıkları anlamına gelmez, zira İslam’ın uygulanması ancak bir anda ve hayatın her alanında olmak zorundadır.

Şeriatın kademeli olarak uygulanması fikrine inananlar, büyük kâfir ülkelerin son umududur. Laiklerin yüzünden maskeler düştükten ve İslam’ın uygulanması ümmetin en önemli talebi haline geldikten sonra bunlar ümmete sunulmuşlardır. Bu kötü niyetli fikir, Müslümanlara yönetimin İslam’ı isteyen kimselerin ellerinde olduğu anlayışını aşılamaktadır. Çünkü yönetim İslami bir görüntüye sahiptir! Dolayısıyla tedricilik fikri batıldır ve aşamalı değişim hiçbir zaman istenilen değişime götürmez. Gerçek değişim ancak köklü kapsamlı ve eksiksiz bir değişimle mümkündür. Gerçek değişim ise ancak İslam’ı hayat bir sistemi ve anayasa olarak uygulayan Hilafetin gölgesinde olabilir. Hizb-ut Tahrir, bu çözüme inanmakta, ümmet arasında ve ümmetle birlikte uğrunda gece gündüz çalışmaktadır. Her türlü hazırlığa ve devlet için eksiksiz bir metoda sahiptir. Delil kuvvetine göre Allah’ın Kitabı ve Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in sünnetinden türetilmiş ve devletle ilgili hükümler içeren Hilafet Devleti Anayasa Taslağı var. Allah’tan bizi onun şahitlerinden ve askerlerinden eylemesini niyaz ediyoruz.