Salı, 24 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/26
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Tunus Vilayeti
Medya Bürosu

No: TN–BA–2017–MB–TR–08 H. 19 Şevvâl 1438
M. Perşembe, 13 Temmuz 2017

Sömürgecilerin Çıkarlarını Korumak için Çıkarılan Yeni Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi

Bir kaç gün önce 03 Temmuz 2017 tarihli Resmi Gazete’de 90 küsur Cumhurbaşkanlığı kararnamesi yayımlandı. Kararnamede üretim yerleri, hassas ve hayati tesisler, gizli askeri bölgeler kamuoyuna açıklanırken, Yasal kuvvet kullanımına başvurulmasına da izin veriliyor.

Kararname önceki kararnameyi onaylamaktadır. Önceki kararname ile Kayed Es Sebsi, 10 Mayıs 2017 tarihinde Kongre Sarayı’nda yaptığı konuşmada, ülkenin kurtuluşu ve zenginliklerin sömürgeci yağmacı şirketlerden geri alınması çağrısında bulunan Kamura gösterisini kınayıp tehdit etmişti. Güneyin birçok yerinde gösteriler hâlâ devam ediyor. Hükümet, gösterilerde büyükelçileri kızdıran sloganlar atılmaması için gösterilere baskı yapmakta, zaman zaman müdahalede bulunup yarım çözümler sunmaktadır!

Böylece günden güne İslam ülkesinin bu güzide toprağı, giderek sömürgeci ülke ve şirketlere peşkeş çekilmektedir. Artık yağmacı şirketlerin zenginliklerini korumak için bozuk sözleşmeler yetmiyor olmalı ki ülkenin “cumhurbaşkanı”, şirketleri korumak, dokunulmazlık vermek için sözleşmelere ek olarak cumhurbaşkanlığı kararnamesi yayımladı. Silahlı kuvvetleri yabancı şirketlerin bekçisi haline getirmek için “Silahlı Kuvvetlerin Başkomutanı” sıfatını istismar etti! Haklarını arayan ülke halkına sırt çevirdi.

Fark edilmeden, tartışmasız, sorgusuz sualsiz bu felaketler yasalaştığı için şaşkınlık ve hayal kırıklığımız giderek artıyor. Es Sebsi, Tunus’un tertemiz bazı toprak parçalarını askeri bölge ilan etti. Halkın o bölgelerden tahliyesi için yasa çıkardı. Bu nedenle bölge sakinleri izinsiz o bölgelere giremiyor. Terk edilen o bölgelerde yağmacı şirketler cirit atıyor. Gerçekler ve yayınlanan raporlar, yabancı şirketlerin bozguncu olduklarını, ülke kaynakları ve zenginliklerinin yağmalanmasına adları karıştığını göstermiştir. Yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesi, Tunus halkı üretimi ve uluslararası yağmacı şirketlere pompalanmasını durdurmak istediğinde, ülke zenginliklerinin talanı için güç kullanımına izin vermektedir. Kararname, anayasa ve ülkenin devrimden önce ve sonraki güvenlik angajman geleneklerinin açıkça ihlali anlamına geldiği halde Tunus siyasileri, insan hakları ve sendikalarının gıkı çıkmamıştır.

Yayımlanan bu Cumhurbaşkanlığı kararnamesi kimin yararınadır? Savunmasız göstericiler ve protestoculara karşı askeri kuvvet kullanma izni, rejimin irade ve kararlılığını yansıtmıyor mu? Rejim, halkı yoksullaştıran, halkı dünyanın büyük kreditörlerine ipotek eden IMF talimatlarını harfiyen yerine getirerek sözde ekonomik gelişimi umuyor. Yoksa bu kararname, iktidarda kalmanın bedeli olarak ülke yöneticilerinin sadakat ve itaat bildiriminde bulunduğu sömürgeci güçlerin yararına mıdır? O güçler ki dışlanmama, muhasebe ve deşifre edilmeme karşılığında muhalefet ve bazı örgütleri suspus etmiştir. 

Bu büyük felaketler ve korkunç konuşmalar karşısında Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti olarak biz,

1- Ülkelerini geri almak, sömürgeden kurtarmak isteyen Müslüman Tunus halkına diyoruz ki:

Zulme sessiz kalmadığınızı her seferinde ispat ettiniz. Avazınız çıktığı kadar “Ölüm ya da zillet” diye haykırdınız. Yumuşamayın, gevşemeyin, zira siz, bu tertemiz toprakları imar eden sahabenin torunlarısınız. Onlar ki Rablerinin yardımı gelinceye dek her türlü zulüm ve küfre meydan okumuşlar, dünyanın onurlu ve şerefli efendisi olmuşlardır. Düşmanlar, küçücük bir toprak parçası ya da tek bir yemişlerine dahi el uzatamamıştır. Rabbinizin Kuranı Kerim’de şöyle buyurduğunu hatırlayın?

وَلَا تَهِنُوا وَلَا تَحْزَنُوا وَأَنتُمُ الْأَعْلَوْنَ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ “Gevşemeyin, hüzünlenmeyin. Eğer iman etmiş kimseler iseniz üstün olan sizlersiniz.” [Ali İmran 139] Ve bilin ki Allah, kullarının yardımcısıdır.

2- İleri gelenlere, âlimlere ve cami vaizlerine de diyoruz ki:

İşte ülkenizdeki iktidarın durumu budur. Tunus halkının düşmana itaat etmesini istiyor. Ya sessiz kalacaklar ya da baskı görecekler. İktidar, Tunus halkının ülke serveti ve zenginliklerini yağmacı sömürgeden geri almak için sokaklar döküldüğünde, öldürülmelerinde bir sakınca görmüyor. Siz, sömürgeci kâfire boyun eğmenin büyük bir cürüm olduğunu elbette ki biliyorsunuz. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَلَن يَجْعَلَ اللّهُ لِلْكَافِرِينَ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ سَبِيلاً “Allah müminler üzerinde kâfirler için asla bir yol kılmayacaktır.[Nisa 141]

Bu yeni Cumhurbaşkanlığı kararnamesi, büyük bir cürümdür. Açıkça reddetmek ve inkâr etmek gerekir. Bu kararnamenin iptali için hemen çalışmaya koyulmalısınız. Size Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in şu sözünü hatırlatıyoruz:

وَالّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ لَتَأْمُرُنّ بالمَعْرُوفِ، وَلَتَنْهَوُنّ عَنِ المُنْكَرِ، أو لَيُوشِكَنّ الله أَنْ يَبْعَثَ عَلَيْكُمْ عِقَاباً مِنْهُ ثُمَ تَدْعُونَهُ فَلا يَسْتَجِيبُ لَكُمْ “Nefsim elinde olana yemin derim ki ya marufu emreder, münkerden nehyedersiniz ya da Allah katından size bir ceza gönderir de sonra O’na dua edersiniz ama size icabet edilmez.”

3- Cumhurbaşkanlığı kararnamesini uygulayacak taraflara da diyoruz ki:

Ordu, ülke ve zenginliklerinin güvenlik görevlisi olmalıdır. Bu zenginliklerin Vandallar, saldırganlar ve yağmacıların eline geçmesini engellemelidir. Bu, ordunun görevleri arasındadır. (Kuşkusuz sömürge şirketleri dışında saldırgan, yağmacı ve Vandal yoktur). Ordu, şirketlerin güvenlik görevlisi olursa, bu felaket demektir. Yönetici elitin iktidarı istismar edip orduyu şirketlerin hamisi haline getirmek için bazı kanunlar çıkarması, daha büyük bir felakettir. İslam, sömürge şirketlerinin himayesini ve yardımcı olunmasını kesinlikle yasaklar. Çünkü Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لاَ تَتَّخِذُوا عَدُوِّي وَعَدُوَّكُمْ أَوْلِيَاء “Ey iman edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları dost edinmeyin.[Mümtehine 1] Ayrıca Müslümanların öldürülmesine, sürgün veya terörize edilmelerine ortak olunmasını da şiddetle yasaklar. Zira Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَمَن يَقْتُلْ مُؤْمِناً مُّتَعَمِّداً فَجَزَآؤُهُ جَهَنَّمُ خَالِداً فِيهَا وَغَضِبَ اللّهُ عَلَيْهِ وَلَعَنَهُ وَأَعَدَّ لَهُ عَذَاباً عَظِيماً “Kim bir mümini kasten öldürürse, cezası içerisinde ebedi kalmak üzere cehennemdir. Allah ona gazap eder ve lanet eder. Onun için büyük bir azap da hazırlamıştır.” [Nisa 93]

Ey Müslümanlar!

Sömürgeci kâfirin ülkemiz üzerindeki hâkimiyeti, gücünden değil, bizim zayıflığımızdan kaynaklanıyor. Çünkü biz, bizi koruyan bir devlet ve işlerimizi güden gerçek devlet adamlarından yoksunuz. Bilin ki sizi yaratan Rabbiniz, işlerinizi İslam hükümlerine göre güden, kanlarınız, ırzlarınız, servetiniz ve ülkenizi koruyan, onurlarınızı savunan bir devletin kurulmasını farz kılmıştır. Ebu Hurayra’dan rivayet edildiğine göre Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

إِنَّمَا الْإِمَامُ جُنَّةٌ، يُقَاتَلُ مِنْ وَرَائِهِ، وَيُتَّقَى بِهِ “İmam ancak bir kalkandır. Arkasında savaşılır ve onunla korunulur.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَEy iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allahın ve Rasûlünün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, Onun huzurunda toplanacaksınız.” [Enfal 24]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Tunus Vilayeti
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Telefon: 71345949 / 21430700
http://www.ht-tunisia.info/ar/
Fax: 71345950
E-Mail: tunis@htmedia.info

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER