Ceride gazetesi, 07 Şubat 2017 Salı günkü baskısında, mantarlı Palmiye fidanlarının ithali hakkında çok ciddi bir inceleme yürüttü. Mantar hastalığı, Palmiye fidanlarının kök ve kökboğazı için ölümcül bir hastalıktır. Gazetenin incelemesine göre: “Rutin işlem olarak karantina yönetimi, Palmiye fidanlarının hastalıklı olup olmadığını öğrenmek ve ithaline onay vermek için numuneleri laboratuvarda inceledi. İnceleme sonucu netleşene kadar Emtar şirketi, karantina yönetiminden geçici sevkiyat belgesi aldı. Bu geçici belge uyarınca şirket, inceleme sonuçları netleşene kadar fidanları depolarda bekletecek. Ancak test sonuçlarına göre, fidanlar yüzde yüz fusarium oxysporum adındaki mantar hastalığına yakalanmıştır. Bu hastalık, kök ve kökboğazı çürüklüğüne neden olur ve Palmiye için tehlikeli bir hastalık türüdür.”

Fakat Federal Tarım Bakanı ki aynı zamanda fidan ithalatçısı Emtar şirketinin yönetim kurulu başkanıdır, inceleme sonuçlarını saçmalık bularak yeniden incelemek üzere bir inceleme komisyonu kurdu. Hartum Üniversitesi Bilim Fakültesi’nden gelen ikinci rapor da, fidanların mantarlı olduğunu belirten ilk inceleme sonuçlarını doğrulamaktadır. Bu kesin sonuca rağmen test sonuçları hakkındaki kuşkularını sürdüren şirket, Hollanda’ya bir numune gönderdi. Şuana dek herhangi bir yanıt almış değil.

Ülke kaynaklarını yolsuzluk kokan anlaşmalarla heder etmek bir felakettir. Uzmanlara göre şirketin bir milyon üç yüz bin dolar tutarında bir kaybı söz konusu. Daha büyük felaket ise, bu tür şüpheli anlaşmalarla kuzey eyaletinde ülkenin Palmiye serveti hastalıklar yüzünden itlaf edilmektedir. Fidanlara bulaşan mantar hastalığı yüzünden Fas ülkesinde 12 milyon Palmiye fidanı kurumuş ve bu yüzden şehir halkı işsizlik nedeniyle göç etmek zorunda kalmıştı. İldeki Palmiye serveti yetkililerin umurunda değil. Bakan koruması altındaki şirket ise, ölümcül mantar hastalığının varlığını gösteren kesin inceleme sonuçlarını tanımamakta ısrar ediyor. Ülke servetinin itlafı, imhası ve Allah korusun göç, bencil faydacı zihniyetin umurunda bile değil. Tek umurlarında olan şey, doymak bilmeyen ceplerini doldurmaktır.

İnşallah yakında kurulacak Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet Devleti, ülke zenginliklerinin bu keşmekeşliğine son verecektir. İslam hükümlerine bağlılığı nedeniyle zarara uğramayı da uğratmayı da önleyecektir. İbn Abbas’tan rivayet edildiğine göre Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

لا ضَرَرَ وَلا ضِرَارَ “Zarar vermek de, zarara zararla karşılık vermek de yoktur.”