ABD Özel Elçisi Donald Booth’un 26 Temmuz 2016 Salı günü başlayan ve hâlâ devam eden ziyaretini derin üzüntü ile takip ediyoruz. Booth, Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Fasher’ı da ziyaret etti. Güvenlik birimleri, askeri komutanlar ve bazı göçmenler eşliğinde vali yardımcısı Muhammed Berime Hasbin Nebi ile bir araya geldi. Başta göçmenler, güvenlik ve istikrarın sağlanması için yerel yönetimin çabaları olmak üzere bir takım sorunları ele aldılar. “Sudan Tribune” gazetesine göre, Sudan Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Garibullah Hadar, Çarşamba günü gazetecilere verdiği demeçte Booth’un Darfur barış dosyasına bakan hükümet yetkililerine bölgeye yaptığı ziyaretin sonuç ve gözlemlerini aktardığını belirtti.

Bu durum karşısında Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti olarak biz, aşağıdaki hususları kamuoyunun dikkatine sunuyoruz:

ABD Özel Elçisinin Sudan’a yaptığı ziyaret neyin nesidir? ABD Özel Elçisi yolunu mu şaşırdı? Yoksa Sudan’ı ABD eyaletlerinden biri mi sanıyor? Booth, Lyman ve Danforth derken bu ülkenin sorunları ABD’ye havale edilmiştir. ABD de sözde terörle mücadele, diyalog, Darfur sorunu, Güney Sudan’ı canlandırmak ve ülkenin benzeri sorunlarını utanmadan istediği keyfi keder yönetiyor!

Ne zamana kadar Sudan yöneticileri, ülke ve halkın işlerini Amerikan adamlarına ve onun güvenlik birimlerine ipotek edecek? Onlar da istedikleri kişilerle görüşecek ve istedikleri kişiler hakkında raporlar hazırlayacaklar? Bu, Hartum rejiminin ülkeyi idare etmek için siyasi ve idari pusulasını kaybetmiş olduğunu göstermez mi? Hükmen ve fiilen idare Amerikalıların elindedir. Onlar da ülke ve halkın işlerini kafalarına göre yürütüyorlar. Allah Subhânehu ve Teâlâ, Müslümanlara düşmanlardan yardım istemeyi haram kıldı. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لا تَتَّخِذُوا بِطَانَةً مِنْ دُونِكُمْ لا يَأْلُونَكُمْ خَبَالًا وَدُّوا مَا عَنِتُّمْ قَدْ بَدَتِ الْبَغْضَاءُ مِنْ أَفْوَاهِهِمْ وَمَا تُخْفِي صُدُورُهُمْ أَكْبَرُ قَدْ بَيَّنَّا لَكُمُ الْآيَاتِ إِنْ كُنْتُمْ تَعْقِلُونَ “Ey iman edenler! Kendi dışınızdakileri sırdaş edinmeyin. Çünkü onlar size fenalık etmekten asla geri durmazlar, hep sıkıntıya düşmenizi isterler. Gerçekten, kin ve düşmanlıkları ağızlarından (dökülen sözlerinden) belli olmaktadır. Kalplerinde sakladıkları (düşmanlıkları) ise daha büyüktür. Eğer düşünüp anlıyorsanız, ayetlerimizi size açıklamış bulunuyoruz.” ^{[Ali İmran 118]}

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لا تَتَّخِذُوا الْيَهُودَ وَالنَّصَارَى أَوْلِيَاءَ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ وَمَنْ يَتَوَلَّهُمْ مِنْكُمْ فَإِنَّهُ مِنْهُمْ إِنَّ اللَّهَ لا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ  “Ey iman edenler! Yahudileri ve Hristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar. İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna hidayet etmez.”^{[Maide 51]}

Sudan hükümeti ne bekliyor? Ülke sorunlarını düşman Amerika’ya niye teslim ediyor?

Nitekim Amerika’nın bir ülkeye girdiği zaman oraya yıkım, tahribat ve yozlaşma getirdiğinin tanığı tarih ve realite değil midir? Sudan hükümeti böyle bir devletten daha ne gibi bir iyilik bekliyor? Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

مَا يَوَدُّ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ وَلَا الْمُشْرِكِينَ أَنْ يُنَزَّلَ عَلَيْكُمْ مِنْ خَيْرٍ مِنْ رَبِّكُمْ وَاللَّهُ يَخْتَصُّ بِرَحْمَتِهِ مَنْ يَشَاءُ وَاللَّهُ ذُو الْفَضْلِ الْعَظِيمِ“(Ey müminler!) Ehli Kitaptan kâfirler ve putperestler de Rabbinizden size bir hayır indirilmesini istemezler. Hâlbuki Allah rahmetini dilediğine verir. Allah büyük lütuf sahibidir.”^{[Bakara 105]}

Sorunlar, din esasına göre çözüldüğünde, dinin çözüm ve hükümlerine güvenildiğinde ancak mümin izzetli olur. Sudan hükümeti böyle bir iyilikten neden tiksiniyor?

Bütün bunlar, Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti olarak bizim dile getirdiğimizin ne kadar doğru olduğunu kanıtlar ve teyit eder: Sorunlarımız, ancak Amerikan planları, tuzak ve komplolarından uzak durduğumuzda, İslam’ı Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletinde kapsamlı olarak uygulamak için azamı gayret gösterdiğimizde çözülecektir. Kuşkusuz Allah’ı razı etmenin, dünyanın dört bir tarafına hidayet ve hayrı yaymanın yolu Hilafettir. Bu, Allah’a hiç de zor değildir.