30 Ağustos 2015 Pazar günü, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Susan Rice, Pakistan’ı ziyaret ederek siyasi ve askeri çevreler bir araya geldi. Görüşmelerde, Amerika’nın Afganistan’daki yenilgisini zafere dönüştürmek için Kuzey Veziristan’daki samimi mücahitlere yönelik daha fazla askeri operasyon talebinde bulundu. Pakistan’ın başarısız olması durumunda ise Koalisyon Destek Fonu’nun kesileceğini ima etti. Buna karşılık ne yazık ki siyasi ve askeri liderlik içindeki hainler, Pakistan silahlı kuvvetlerinin görevinin Amerikan çıkarlarından ziyade İslam’ın ve Müslümanların çıkarlarını korumaktır diyerek Rice’ın arkasına bakmadan ülkesine dönmesini sağlayamadılar. Mevcut liderler, her zamanki gibi aynı bozuk duruşu sergilediler ve sanki Amerikan Haçlılarının Müslüman topraklarda bir karış bile hakkı varmış gibi Afganistan’da tekrar barışı sağlamanın tüm “ilgili kesimlerin” sorumluluğunda olduğunu söylediler. Ve Amerika’nın sadık kölesi olarak kalmak için de Koalisyon Destek Fonu’ndan dolarlar talep ettiler.

Sözde terörle mücadelenin, İslam’a ve Müslümanlara karşı bir savaş olduğunda hâlâ şüphe edenler var mı? Pakistan’ın aşiret bölgelerine yapılan askeri operasyonların amacının, Afganistan’daki ABD işgal güçlerine karşı cihat eden samimi mücahitleri ortadan kaldırmak olduğu konusunda hâlâ kuşku duyanlar var mı? Dünyanın tek nükleer gücüne sahip Müslüman ülkesinin hemen yanı başındaki Haçlı varlığını güvence altına almak için Pakistan silahlı kuvvetlerini savaşın yakıtı haline getirerek selefleri Müşerref-Aziz ve Keyâni-Zerdari rejimlerinin izinden giden Rahil-Navaz rejiminin ihanetinde hâlâ şüphe edenler var mı? Ulusal Eylem Planı’nın aslında İslam ve İslam davetçilerini bastırmak için bir Amerikan Eylem Planı olduğu konusunda hâlâ tereddüt edenler var mı?

Hizb-ut Tahrir, nusret ehli içindeki samimi insanlara, subay ve askerlerimizin daha ne zamana kadar Amerikan çıkarları için kurban edilecektir diye soruyor? Siyasi ve askeri liderlik içindeki hainlerin Amerika’ya destek sunmalarını daha ne zamana kadar sessizce izleyecekler? Afganistan’da Haçlılara, Keşmir’de Hindu müşriklerine karşı cihat etmek için Pakistan silahlı kuvvetleri, ya zafer ya şehadet sloganıyla ne zaman seferber edilecekler?

Gayet açıktır ki, sivil veya askeri demokratik liderler, Amerika ve kâfirlerin çıkarlarını korumak için Müslümanların silahlı kuvvetlerini ve kaynaklarını her zaman istismar edecekler. Bu acınacak ve zavallı senaryo, ancak silahlı kuvvetler içindeki samimi subayların, Hilafet Devletinin kurulması için Hizb-ut Tahrir’e nusret vererek siyasi ve askeri liderlik içindeki hainlere desteklerini geri çektiklerinde sona erecektir. Bugün Amerika, oldukça zayıftır. Onca maddi ve askeri kaynaklarına rağmen, Pakistan silahlı kuvvetlerinin gücüne dayandığı halde, yine de bir kaç bin mücahidi yenmekten acizdir. İnşaAllah yakında kurulacak Hilâfet Devleti, bu bölgeden kolayca Amerika’yı çıkarmak için silahlı kuvvetler ve samimi mücahitlerin gücünü birleştirecektir. Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devleti, barış ve istikrarın, yeni bir çağın tek gerçek ve pratik yoludur. Ancak biz mevcut gidişat üzere devam edersek, bu dünyada zillet, ahirette ise azap kaçınılmazdır.

إِنَّ اللَّهَ لاَ يُغَيِّرُ مَا بِقَوْمٍ حَتَّىٰ يُغَيِّرُواْ مَا بِأَنْفُسِهِمْ

“Şüphesiz bir kavim nefsinde olanı değiştirmedikçe Allah o kavmin halini değiştirmez.” ^{[Rad 11]}