Çarşamba, 25 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/27
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
Medya Bürosu

No: PKu2013BAu20132012u2013MBu2013TRu20130021 H. 9 Raceb 1433
M. Çarşamba, 30 May 2012

-Basın Açıklaması- Hizb-ut Tahrir / Pakistan Resmî Sözcüsü Navit Butt'un Kaçırılma Davası: Hizb-ut Tahrir / Pakistan Resmî Sözcüsü Navit Butt'un Eşinden, Medya Organlarına, Gazetecilere, Muhabirlere ve Köşe Yazarlarına Açık Bir Mektup


Esselemu Aleykum;

Hepiniz eşimin, medya organlarının geneliyle bağlantısı olduğunu çok iyi bildiğiniz gibi aynı şekilde onun, 11 Mayıs 2012 Cuma günü okuldan çocuklarıyla birlikte eve dönerken hükümetin haramileri tarafından masum üç evladı ile komşularının önünden kaçırıldığını da biliyorsunuz. Nitekim onu arabadan sürüklemişler ve Pakistan İstihbarat Birimi'ne bağlı beyaz Suzuki tipi bir otomobilin içerisine koymuşlar ve ardından arkalarını dönüp kaçmışlardır.

Saygıdeğer Basın Mensupları:

Eşim, Hilafet'e dönük genel uyanıklık oluşturmak için geçen on iki yıl boyunca medya organlarıyla bağlantı kurmuş ve sizlerden birçoğunuzla da Hizb-ut Tahrir'in Resmî Sözcüsü olarak görüşmüştür. Nitekim kendisi sizlere, Hizb-ut Tahrir'in birçok kitap ve yayınlarını teslim ettiği gibi sizlere mesajlar ve makaleler de yazmıştır. Dolayısıyla sizlerden herhangi bir şahsî çıkarı olmadığı gibi bu dikenli yolda bir takım dünyevî ve malî kazanımlar gerçekleştirdiği de görülmemiş bilakis sizlerden, çağrısına icabet etmenizi istemesinin yanı sıra Hilafet Devleti'nin kurulması ve bu azim farzın gerçekleşmesi için de ciddi çaba sarfetmenizi istemiştir. Bizler, korku dolu 12 yıl geçirdiğimiz gibi onun kaçırılmasına neden olan hükümet birimlerinin baltacılarını beklemekteydik. Nitekim bu ülkede yaşayıp da İslam'ın kamilen tatbik edilmesini isteyen ve Hilafet'in kurulması için ciddiyetle çalışan her muhlis Müslüman, bu tehlikeyle karşı karşıyadır. Zira Hizb-ut Tahrir'in üyesi ve destekçilerinden birçoğu, bu birimler tarafından sıkıntılara, hapislere ve kaçırılmalara maruz kalmışlardır. Hatta bu birimler, Hizb-ut Tahrir'in İslam dininin yanı sıra insanlara Kur'an ve sünnet öğreten derslerini basmışlar ve onlardan birçoğunu da tutuklamışlardır. Ayrıca Navit Butt'un yanı sıra Hizb-ut Tahrir'in üyesi Habibullah Selim, hala bu birimler tarafından üç ay küsurdur yasa dışı bir şekilde alıkonulmaktadırlar.

Ey Saygıdeğer Gazeteciler!

Eşim, mevcut kapitalist rejimin yanı sıra mevcut demokratik hükümetler ile başarısız olan ve yüz senenin ardından hala da başarısız olmaya devam eden politikacıları farkedebilmeniz için aranızda çok zaman geçirmiştir. Aynı şekilde sizlere, bu sefil durumdan çıkmak için bizlere liderlik edebilecek tek çözümün, Allahu [Subhânehu ve Te'âla]'nın Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'e gönderdiği, Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in tatbik ettiği ve 1924 yılına kadar tatbik konumunda kalmaya devam eden şeriatın tatbik edilmesi olduğunu söylemiştir. Zira Hilafet'in gölgesi altında Müslümanlar, güçlü olarak kalmaya devam ettikleri gibi yeryüzünün de en güçlü devletiydi. Dolayısıyla akideden fışkıran ve tatbik edilmesi üzerimize vacip olan tek çözüm işte budur. Allahuteala, şöyle buyurmuştur:

إِنِ الْحُكْمُ إِلاَّ لِلّهِ "Muhakkak ki hüküm ancak Allah'a aittir." [Yûsuf 40]

Aynı şekilde şöyle buyurmuştur:

وَمَن لَّمْ يَحْكُم بِمَا أنزَلَ اللّهُ فَأُوْلَـئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ "Her kim Allah'ın indirdikleriyle yönetmezse işte onlar zalimlerin ta kendileridir." [el-Maide 45]

Ancak üzücü olan, genelinizin akidenizden sadır olan bu davete icabet etmeyerek görev ve bu aldatıcı dünyanın süsü gibi özel ve geçici menfaatleri tercih etmenizdir. Ancak sizlerin, içerisinde İslam dünyasındaki hususların seyrettiği yolu, yakından irdelemeniz gerekmektedir. Zira yakında bu dünyevî menfaatleri kaybedeceksiniz. Bu arada sadece Pakistan değil ancak bütün ümmet, hatta tüm insanlık, Allahu [Subhânehu ve Te'âla]'nın nizamı olan İslam tatbik edilmedikçe kurtulamayacaklardır. Ayrıca bu dünya hayatının geçici olduğunu ve hiç kimsenin ölümünü ne ileri nede geri almaya güç yetiremediğini hatırlamalısınız. Dolayısıyla sizin korkunuz, sadece bu dünya hayatında terk edilmeniz olmayacak ancak aynı şekilde kıyamet gününde de hüsrana uğrayanlardan olacaksınız. Nitekim Allahu [Subhânehu ve Te'âla], şöyle buyurmuştur:

وَمَنْ أَعْرَضَ عَنْ ذِكْرِي فَإِنَّ لَهُ مَعِيشَةً ضَنْكًا وَنَحْشُرُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَعْمَى "Her kim de Zikrimden yüz çevirirse, şüphesiz onun sıkıntılı bir hayatı olur ve Biz onu kıyamet günü de kör olarak haşrederiz." [Tâ-hâ 124]

Resulullah [Sallalahu Aleyhi ve Sellem], şöyle buyurmuştur:

أَلا لا يَمْنَعَنَّ أَحَدَكُمْ رَهْبَةُ النَّاسِ أَنْ يَقُولَ بِحَقٍّ إِذَا رَآهُ أَوْ شَهِدَهُ فَإِنَّهُ لا يُقَرِّبُ مِنْ أَجَلٍ وَلا يُبَاعِدُ مِنْ رِزْقٍ  "Dikkat edin! İnsanların korkusu sizden birinin, gördüğü yada şahit olduğu zaman hakkı söylemesini engellemesin. Zira bu, ne eceli yakınlaştırır nede rızkı uzaklaştırır."

Bu nedenle sizlerin yapması gereken, bu korkudan çıkarak Hizb-ut Tahrir'in çalışması ve mücadelesi için açık bir şekilde tartışmanızın yanı sıra üyelerine sıkıntı verilmesi ve kaçırılması meselesini de ele almanızdır. Sizlere soruyorum: Bu tagut yöneticilere karşı hak kelimeyi yüceltmekten sorumlu olan kim? Bu, basın organlarının sorumluluğunda değil midir? Şayet sizler, hala Hizb-ut Tahrir'in isminin bile anılmasını görmezden gelinmesine hırs göstermeniz bir tarafa onun Hilafet'in kurulması için dünyanın dört bir tarafındaki fedakarlıklarını örtbas etmeye hırs gösterirseniz, Allah nasıl sizlerin şahsî veya "ulusal" veya "küresel" halinizi güzelleştirecek ki?!

Ey Medya Mensupları, Muhabirler ve Köşe Yazarları!

Eşimin, hükümetin baltacıları tarafından 11 Mayıs 2012'den bu yana kaçırıldığı ve bu baltacıların bize, davetinden vazgeçmemesi halinde Navit Butt'un öldürüp bedeninden kurtulmakla ilgili bir tehdit mektubu gönderdiği bir vakitte, işte böylesi bir vakitte dininiz, ahlakî ve meslekî yükümlülüğünüz, Hizb-ut Tahrir / Pakistan Remî Sözcüsü'ne yönelik bu vahşî ve yasa dışı eyleme karşı yazılar yazıp programlar düzenlemenizi gerektirmektedir. Yok şayet bu zulme karşı sessiz kalmayı tercih ederseniz, bu hükümetin kölesi haline gelen bu baskıcı birime dayananlar, sizlere baskı uygulamada daha cüretkar olacaklardır. Nitekim Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem], şöyle buyurmuştur:

وَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ لَتَأْمُرُنَّ بِالْمَعْرُوفِ وَلَتَنْهَوُنَّ عَنْ الْمُنْكَرِ أَوْ لَيُوشِكَنَّ اللَّهُ أَنْ يَبْعَثَ عَلَيْكُمْ عِقَابًا مِنْهُ ثُمَّ تَدْعُونَهُ فَلَا يُسْتَجَابُ لَكُمْ "Nefsimi elinde tutan [Allah'a] yemin olsun ki ya marufu emreder ve münkerden nehyedersiniz yahut Allah'ın, üzerinize katından bir ikab göndermesi muhakkak yakındır. Sonra O'na dua edersiniz ama (artık) size icabet edilmez."

İnsanlara zulümlerini bildirmek yoluyla bu yöneticileri korkutabilecek kalem ve kamera silahına sahip olanlar sizlersiniz. O halde sizleri, gerçek değişimin gerçekleşmesine yardımcı olmaktan engelleyen şey nedir acaba? Zira eşim sizlere birçok münasebetlerde şunları söylemiştir: Hizb-ut Tahrir, pratik mufassal ve uygulanabilir bir programı olması vasfıyla İslam'ı sunmaktadır. Dolayısıyla Kur'an ve sünnetten istinbat edilmiş kapsamlı ve pratik bir anayasaya sahip olmasının yanı sıra küresel bir vizyona sahip olmakla birlikte dünyanın en büyük siyasî hizbinin işlerini başarıyla idare eden en iyi uzman ve siyasetçilere sahip olduğu gibi bir tek liderliğin altında kırk küsur ülkeye yayılmış olan da bizzat bu hizibtir. O halde sizleri, gerçek bir değişim için bu gerçek hareketin bir parçası olmaktan engelleyen şey nedir? Halbuki sizler çok iyi bilmektesiniz ki; Nevaz Şerif veya Fadlurrahman veya İmran Hân veya dinî siyasî parti olarak isimlendirenlerin hepsi aynıdır. Zira bunların hepsi, aynı potanın içerisine dökülmekte olup aralarında gerçek bir muhalefet de bulunmamaktadır. Ayrıca onlar, Amerika ile Keyâni, Zerdâri ve Gilâni'nin olduğu ajanları için herhangi bir tehlike de oluşturmamaktadırlar. Çünkü onların hepsi, milli servetin dağılımında hükümet içerisindeki paylarını korumak amacıyla bu fasit rejimin devam etmesini istemektedirler. Ancak Amerika ile İngiltere de dahi emperyalistler, Hizb-ut Tahrir ve Hilafet'e davetinin bir tehdit olduğunu hissetmektedirler. Dolayısıyla Hizb-ut Tahrir'in dünyanın dört bir tarafında yasaklanmasının, üyelerinin kaçırılmalarının, işkence edilmelerinin ve öldürülmelerinin tek sebebi işte budur. Halbuki kalem ve kağıt yoluyla yöneticilerin zulmünü muhasebe etme yükümlülüğünü yerine getiren eşimin muhafaza edilmesi gerekirken şimdi o, yasadışı bir şekilde gözaltında tutulmaktadır. Ancak diğer taraftan emperyalistlerin ajanlarından olan haramiler ve haydutlar, hükümetin güvenlik güçleriyle birlikte hareket etmekte özgürdürler!

Saygıdeğer Basın Mensupları:

Eşim Navit Butt, Pakistan istihbarat yetkilileri tarafından Keyâni'nin emirlerine binaen kaçırılmıştır. Çünkü o, NATO ikmal hatlarının açılmasına şiddetle karşı çıkmış ve sözde terörizme karşı savaş da dahil binlerce Müslüman kanlarının akıtılmasında Amerika'ya yardım etmelerinden dolayı Keyâni, Zerdâri ve Gilâni'nin hainler olduğunu ilan etmiştir. O halde söyleyin bana; bu hususta hata olan nedir? İslam adıyla inşa edilen bu ülkede Hilafet'in kurulması hakkında konuşmamız bir cürüm müdür? Dolayısıyla şimdi sizlerin görevi; bu çirkin zulme karşı seslerinizi yükseltmenizdir. Aksi taktirde sizler, Hilafet'in kurulmasının ardından bu dünya hayatındaki tutumunuzu açıklamaya muktedir olamayacağınız gibi kıyamet gününde, sizleri Allah'ın gazabından koruyacak herhangi bir özür de bulamayacaksınız. Bu nedenle elinizde altın bir fırsat varken, Allah'ın ve Resulü [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in davetine icabet ediniz ki dünyanın ve ahiretin izzetine nail olasınız. Nitekim Allahuteala, şöyle buyurmuştur:

يا أَيُّهَا الَّذِينَ آَمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ  "Ey iman edenler! Allah ve Resulü sizi size hayat veren şeye davet ettiği zaman icabet ediniz." [Enfal 24]

O halde icabet edecek misiniz? Allah yardımcınız olsun.

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
P.O. Box 1924, Lahore / Pakistan
Telefon: +(92) 345–428–7323 / +(92) 333–561–3813
https://bit.ly/3hNz70q
Fax: +(92) 21–520–6479
E-Mail: spokesman@hizb-ut-tahrir.com.pk

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER