19 Ağustos 2019 tarihinde dünyanın altıncı en büyük ordusunun Genelkurmay Başkanı olan Orgeneral Bajwa’nın görev süresi üç yıl uzatıldı. Başbakan yaptığı açıklamada “Bölgesel güvenlik ortamı göz önüne alındığı için böyle bir karar alındığını”belirtti. ABD ve Hindistan hegemonyasındaki bu karanlık ortamda Allah ve Rasûl’ünün emirlerine göre hareket eden biri ancak Müslüman ordusuna komutanlık edebilir. Bu ordu bölgenin güvenliğini sağlayacaktır. Gerçekten de Pakistan ordusuna işgal altındaki Keşmir Müslümanlarının çığlıklarına cevap verecek, Keşmir direnişini aktif olarak silahlandıracak, yetenekli orduları isteği doğrultusunda mobilize edecek bir general ancak layıktır. Zaferin ardından tekbir sesleri yeri göğü inletecek, Srinagar üzerinde Hilafet bayrağı dalgalanacaktır. Kutlu ordunun kutlu generali ancak bu zafere nail olacak, Hindistan Yarımadası’nın fethinde zaferden zafere koşacaktır. Samimi Müslüman general, haçlı kuvvetlerle müzakereler tuzağına karşı Afgan Taliban’ını uyaracağı ve o kuvvetleri küçük düşürücü bir şekilde geri çekilmeye zorlayacağı için ABD, bölgedeki askerlerini koruyacak siyasi bir anlaşma sağlamak amacıyla Bajwa’nın görev süresini uzattı. Kahraman Müslüman general, tam güçle Afgan Talibanı’nı cihada geri geri dönmeye teşvik edecek, Allah’ın dinini üstün kılmak için çalışacaktır. Dindar general, halkı IMF ve kâfir kapitalizmin kayaları altında ezen demokrasiye verilen tüm “kurumsal desteği” geri çekecek, Allah’ın indirdikleriyle hükmetmek için nusret verecek, saf, temiz ve pak Pakistan’a verilen bol ve çeşitli nimetlerden halkın faydalanmasını sağlayacaktır. Ümmetin aslanlarına layık olmayan bir generale rıza göstermemiz ahiret günü aleyhimizde tanıklık edecektir. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

إِذَا وُسِّدَ الأَمْرُ إِلَى غَيْرِ أَهْلِهِ فَانْتَظِرِ السَّاعَةَ“İş, ehil olmayana verildi mi kıyameti bekle!”^[Buhari]

Ey Pakistan silahlı kuvvetleri aslanları! Gerçek bir General olan Halid Bin Velid ölüm döşeğindeyken,

لقد شهدت مئة زحف أو زهاءها، وما في جسدي موضع شبر إلا وفيه ضربة بسيف أو رمية بسهم أو طعنة برمح، وها أنا ذا أموت على فراشي، حتف أنفي، كما يموت البعير فلا نامت أعين الجبناء “Harp, benim etimi çiğneyemedi. Şehitlik mertebesi hariç elde etmediğim makam kalmadı. Vücudumda bir karış yer yoktur ki, ya kılıç yarası, ya bir ok yarası veya bir mızrak yarası olmasın. Burnu üzerine düşerek hırıltılarla ölen deve gibi ölmek istemiyorum. Bu gözler korkaklar gibi uyumadı.” demiştir.

Ey Allah’ın kılıcının halefleri! Yüce İslam ümmetinin dinine yardım edin. Nübüvvet metodu üzere Hilafet projesi için samimiyetle çalışan Hizb-ut Tahrir üyelerine nusret verin. Ki ya zafer ya şehadet diyen, savaşta size komutanlık eden gerçek generallere sahip olasınız.